Ana Sayfa | Yazarlar
 |
Print Al |
Değerli Arkadaşlar, bugün ilkyazımı yazmanın heyecanı içerisinde sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Allahü Teâla hayırlara vesile eyler, muhabbetimizi daim eyler inşallah. Yaşadığımız dünya büyük bir dönüşümün içerisinde, bunun sinyallerini önceden alıyorduk ama son birkaç sene içerisinde bu dönüşümüm hızı çok arttı ve daha da artacak gibi gözükmektedir. Ülkemiz aslında çok önemli bir coğrafyada bulunmaktadır ve bunun önemi gün geçtikçe çok daha fazla hissedilmektedir. Dünyanın en büyük devletlerinin buralarda hüküm sürdüğü, en büyük peygamberlerin bu topraklarda yaşadığı ve en önemli sosyolojik değişimlerin buralarda meydana geldiğini düşündüğümüzde bana daha çok hak vereceğinizi düşünüyorum.
Diyeceksiniz ki; Batı şöyle uygar, böyle teknolojide ileride, bu şekilde gelişmiş, şu şekilde bilimde öncü. Bu gelişmenin temellerini Coğrafi Keşiflerle başlattılar, Sanayi Devrimi ile hızlandırdılar ve kurdukları sömürgecilik sistemi artık dünyayı götüremez hale geldi. Yüz yılda bir sistemlerini revize ederek yollarına devam ettiler ve artık son çırpınışlarını yaşamaktadırlar. 18. Yüzyılda Utrecht Antlaşması ile aralarındaki mezhep savaşlarına son verdiler, diplomasi çağını başlattılar ve sömürgeleri birbirleriyle paylaştılar. 19. Yüzyılda Viyana Kongresi ile imparatorlukların asrını başlattılar ve Sanayi Devrimini rahatça devam ettirip dünyayı o zamanki şartlara göre yeniden aralarında pay edip savaşlarına ara verdiler. Kurdukları o sistem tıkanmaya başlayınca da birbirlerine tekrar düşerek Birinci Dünya Savaşını başlatıp 20. Yüzyılda dünyayı paylaşma işinin yeni versiyonunu yapmaya çalıştılar. Bunu tam başaramayınca tarihçilerin İkinci Paylaşım Savaşı dediği dünya savaşını tekrar başlattılar ve günümüzdeki sistemlerini dizayn ettiler. Bu asra da ideolojiler çağı dediler, teknolojiyi de kullanıp devletleri ve insanları sömürdükleri yeni sistemlerini devam ettirdiler. Artık devletleri de önlerinde engel görüyorlar ve onları ortadan kaldırıp Sümerler gibi şehir devletleriyle dünyayı şekillendirerek şirketlerle yönetmenin hesapları yapılmaktadır.
Özellikle anlatmak istediğim, artık dünyadaki sistem tıkandığı için Great Reset yani Muhteşem Sıfırlama adını verdikleri olay ile karşımıza getirecekleri yeni sistemin uzun süredir çalışmalarını yapmaktadırlar. Ülke olarak, toplum olarak bu yeni düzende yerimizi sağlam bir şekilde alırsak ileride bunun çok faydasını göreceğimizden kesinlikle kuşkumuz olmasın. Sanayi devrimini gerçekleştiren ülkelerin o zamanki şartlarını incelediğimizde hem ülke hem de toplum olarak hazır olmadıkları zaman ilerlemeleri yavaş ve problemli olup ihtilaller ve savaşlarla bu ilerleme süreçlerinin sıkıntıya girdiklerini görmekteyiz. En sağlam örnek olarak bildiğimiz İngiltere bile 17. Yüzyılda birçok sıkıntılarla mücadele etmiş ve 1688 yılında Muhteşem Devrim adını verdiği olaydan sonra Avrupa’yı yönlendiren başrol oyuncusu olmaya başlamıştır. Bu yüzyılda iç savaş, krallık ve cumhuriyet arasındaki gelip giden sistemini oturtma sancılarına ilaveten bu zamanda Avrupa’nın en önemli sıkıntısı olan mezhep savaşlarını çözdükten sonra Sanayi Devrimi için enerjisini harcamaya başlayabilmiştir.
Aynı süreç Fransa içinde geçerli olup Fransız İhtilali, Napolyon Savaşları, 1830 ve 1848 devrimleri sonrasında sistemini oturtmaya çalışmış. Krallık ve Cumhuriyet arasında bocalayarak bir oraya bir buraya savrulup sonunda cumhuriyetlerine numara vererek durumu idare etti. Sistemini İngiltere kadar çabuk ve sağlam kuramasa da tarih boyunca sömürgecilikte onun en yakınındaki takibini sürdürmüştür. Bu karışık pandemi döneminde altıncı cumhuriyetini ilan edecek gibi görünüyor, çünkü mevcut süreç G7 (Group of Seven) dediğimiz dünyanın patronları içerisinde en çok bu ülkeyi vurdu.
Rusya’da bu süreçte Avrupa ülkelerini takip etmeyi hedeflemekteydi. Sanayi Devrimi’ni gerçekleştirebilmek için Kırım Savaşı’ndan sonra köleliği kaldırdı. Şehirlere dolan işsizler ordusu ile ekonomi kötüleştiği sırada Rus İhtilalini gerçekleştirildi. Onlarda Fransızlar gibi Sanayileşme, Çarlık, Komünizm, şimdiki sistemleri derken bu gelişme sürecinde ülke olarak büyüdükçe toplum olarak bazı değerlerini tükettiklerini fark ettiler. Aslında batıdaki ülkelere göre daha erken fark ettikleri bu problemi düzeltmek için çırpınıyorlar ama bu sefer de Ukrayna gibi sorunlarla uğraşarak geçmiş şaşalı günlerine dönmek istemeleri başarısızlıkla sonuçlanacak gibi gözüküyor.
Saydığımız bütün bu ülkeler için genel bir değerlendirme yapacak olursak Sanayi Devriminde toplumlar insanlıklarından uzaklaşıp robot sürüsü haline gelerek ürettikçe tükendiler. Bu ülkelerin yaşadığı süreci Çin’de fazlasıyla yaşayacak gibi gözükmektedir. Dünyadaki bu dönüşümde artık devletler hedefe alınmakta ve halkıyla karşı karşıya getirilmektedir. Özellikle pandemi döneminde psikolojisi bozulan insanların yaşadığı patlamaları her gün haberlerde izlemekteyiz.
Türkiye olarak sanayileşme sürecinde hep dışarıda kaldık, hiçbir zaman başrol oyuncusu olamadık. Tarih boyunca da sistemlerine bu kadar yakınlaştığımız başka bir zaman olmadı. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz, kendimizi tüketmeden sürece dâhil olmamız, tarihte millet olarak önümüze nadir gelen bu fırsatı kaçırmamamız gerekmektedir. Tarihçilerin dediği gibi Uluslarında insanlar gibi kaderi vardır, gün gelir büyürler gün gelir küçülürler, şartları olgunlaştığında olaylar kaçınılmaz hale gelip tarih hükmünü icra eder. Özellikle genç arkadaşlar olarak önümüze çıkan bu fırsatları en verimli şekilde kullanıp kendimizi hem maddi hem de manevi yönden geliştirmeliyiz. Bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirip yeni oluşacak dünyada ön sıralarda yerimizi alabilmemiz dileğiyle, tekrar görüşmek üzere Allahü Teala’ya emanet olun.
Halit Faruk Numanoğlu ile iletişim kurmak için e-mail adresi: halitfaruknumanoglu@gmail.com
Yazarın Diğer Yazıları
İktibas Yazarlar
Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
.jpg)
Şirket Kültürü
.jpg)
Kişisel Gelişim
.jpg)
Liderlik
.jpg)
İş Yönetimi
.jpg)
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
.jpeg)
.jpg)
.jpg)
.jpg)
|
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri     Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır. |