Emekliler kıraathanesi
İş dünyasındaki değişimi, yükselen değerleri, konuşulanları, kısmen olanları dikkate alarak olacakları tahmin eden guruların, otoritelerin görüşleriyle kendi tespit ve görüşlerimi derlediğimde aşağıdaki sonuçlara ulaştım.
Emekliler kıraathanesinde buluşmamıza gerek kalmayacağını ümit ediyorum.. Yine de, kıraathanenin yerini şimdiden öğrenelim, ne olur, ne olmaz! Diyorsanız, ben henüz o yeri henüz bilmiyorum.
Bu yazıda teknik olarak; önce beklenen gelişme sonra da, kısa bir yorum yer alacaktır. İsterseniz; bunları bir kâğıda yazıp, kendi düşündüklerimizi de ilave ederek arşivinizde muhafaza edebilirsiniz.
Muhtemelen geleceğin iş dünyasında yöneticiler ortadan kalkacak.
İşi yapan işini yönetecek. Yani; artık “Şef çok, Kızılderili yok” demeyeceğiz. Tabii ki, müessese sahipleri ve liderleri ortadan kalkmayacak. Orta kademe yönetici olarak bilinenler kalkacak. (Hani şu şef, müdür yardımcısı, müdür vb. yöneticiler)
Statünün, unvanın önemi kalmayacak.
Eskiden “statün kadar konuş sözü” yerine, şimdi “yaptığın iş kadar konuş” sözü söylenecek. Yapılan işin fonksiyonu, unvan yerini alacak, artık herkes takımı ile yaptığı iş ile anılacak, işi olan katkısıyla değerlendirilecek.
Piramitler yok olacak.
O bildiğimiz katı hiyerarşik mısır piramitlerini hatırlatan organizasyonlar artık tarihe karışacak. Hiyerarşi ve bölüm bağımsızlığına dayalı yönetim anlayışının yerini daha esnek, yalın ve sade bir yapıya bırakacak. Prosedür; şekilcilik, bürokrasi ve makamlar olmayacak. Esas olan; işin hızı, kalitesi ve sonuçlandırılması olacak.
Yapılan iş koltuk ve arabadan daha önemli olacak.
Yapılan işin ve işyerinin kalitesi makamdan daha önemli hale gelecek. Ve bir yerde eğer yönetici varsa onun görevi aşağıya bilgi aktarmak olacak. Müdürlerin makam odası, koltuk ve araba sevdaları sona erecek. Koltuklar ve arabalar yeryüzünden kalkmayacak ama, bir amaç olmaktan çıkacak. Herkes işi kadar konuşacak.
Çalışanlar inisiyatif, sorumluluk, ve işlerinin kontrolüne sahip olacaklar.
Çalışanları bilgi yönetecek. Bilgiye sahip insanın 9-6 arası çalışması bir gereklilik olmayacak. Herkes kendini kontrol edecek. Projeyi yürüten dâhil her şeyi kendi kontrol edecek. Çalışanlar niteliklerinin şirket taleplerini üzerine çıkarmak zorunda kalacaklar. Çalışanlar gerçekte şirketi için çalışan fakat kendi işini yapacak hale gelecekler. Başarıda kişisel kalite, gelişim esas olacak. Kendini yenileyen ayakta kalacak. Mesleki ve beceri kabiliyetlerini geliştiren kazanacak. Öğrenen, araştıran, düşünen, çalışan kazanacak.
Şirket değerleri öncelik kazanacak.
Kardan başka çevre, sağlık, kültür vb. konulara katkıda bulunmak şirketlerin değerleri arasına girecek. Şirket değerleri öncelik kazanacak. Şirket ve çalışan birbirine güvenecek. Şirketlerin misyonları, yani var olma sebepleri önem kazanacak. Bu misyon çalışanlarca paylaşılacak. Şirketlerin vizyonları, yani hedefleri varmak istedikleri yer, bütün çalışanlarca paylaşılacak işten çıkmak veya tekrar dönmek isteyen çalışanlara şirketin kapıları ardına kadar açık olacak.
Şirketler küçülerek büyüyecek.
İnsana yatırım yapan kalacak.
İnsanda kişisel kalite, kişisel gelişim esas olacak.
Kendini yenileyen ayakta kalacak.
Vizyon sahibi, hayal kuran ve fikir üreten girişimci olabilecek…
Evet, bu yeni bakış açısıyla, benzeri unsurlarla liste daha da geliştirilebilir.
Eğer; genç yaşta emekli olmak istemiyorsanız, yukarıdaki öngörüleri dikkate almak zorundasınız. Belirli bir hizmetten sonra; hangi görev ve makamda olursak olalım hepimizin korkusu “Emeklilik” oluyor. Emekli olursak ne yaparız? Gün boyunca evde saltanat kavgası mı yapacağız? Bunca yıl koştur, didin, uğraş, sonunda boşa çık. Olacak iş değil. Peki, o zamana hazırlık yapmayacak mıyız?
Şimdi, ya emekliler kıraathanesine çay içmeye gideceğiz veya yukarıdaki muhtemel değişim ve oluşumlara kulak verip hazırlık yapacağız.
Mehmet Emin Öztürk
http://www.mehmeteminozturk.com.tr/Liderlik
M. Emin Öztürk ile iletişim kurmak için e-mail adresi: