Bugün: 23 Kasım 2024 Cumartesi
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | Yazarlar
Print Al
Cazibenin dayanılmaz çekiciliği…



İş hayatında başarılı olmuş şirketlere baktığımızda sadık çalışanlara sahip şirketlerin öne çıktığını görüyoruz. Zaman içinde çalışanların gönlünü kazanan şirketler güç şartlar altında kaldığında bile düzlüğe kolaylıkla çıkıyorlar.
Çalışanlarına güvenen, inanan, onların gelişmesini sağlayan, hatalarını birer öğrenme fırsatları olarak gören şirketler çalışanlarının sadakatini, bağlılığını kazanıyor.
Bugünün iş hayatında çalışanların önemli bir bölümü bilgi işçisidir. Bilgi işçisi; hassastır. Naziktir. Alıngandır. Naiftir. Rahattır. Serbesttir. Yenilikçidir. Ve de girişimcidir.

Bilgi çağında gerçek sermaye bilbi işçilerinin beyin ve yüreklerinde saklı. Çalışanlarını yetkilendiren, güçlendiren, nimette ve külfette tam bir paylaşım sağlayan şirketler çalışanlar için tam bir cazibe merkezini de oluşturuyor.

Hepimiz tarafından büyük bir ilgi ile izlenen ve bir çoğumuzun beğenisini kazanmış bir banka reklamındaki ağacın tanımlanmasında da görüldüğü üzere şirketler de bir ağaca benzerler.
Doğru toprakta, uygun atmosferde, ihtiyaç duyduğu kaynağa sahip olan ağaçlar sağlam bir kök salmakta, doğru bir zamanlamada ise gövdesi ortaya çıkmaktadır. Ve şartlar kötüleştiğinde yani fırtına ve rüzgarlarda kökü sağlam olan ağaçlar etkilenmiyor.

Meyvesi taşlansada, zamanı geldiğinde budansada, fırtınalı dönemlerde sallansa da kökü kuvvetli olan ağaçlar kolay kolay yıkılmıyor. Belkide bu sebeple “ağaçlar ayakta ölür” sözü söylenmiş.

Samimi, dürüst, iş ahlakına sahip, yetenekli çalışanların cazibe merkezi olan şirketlerinde ağaçlar gibi sağlam kökleri vardır.
Şirketin köklerini ise; kolay kolay değişmeyen, gelip geçen yöneticilerle değiştirilemeyecek, kurucusunun ortaya koyduğu şirketin varolmasını sağlayan değerler yani o şirketin ne için var olduğu, var olma sebebi ve temel değerleri teşkil ediyor.

Şirketin ana gövdesi ise; şirketin hedefini, vizyonunu temsil etmekte. Şirketin yaptığı işler dallarını, aldığı sonuçlarda meyvelerini ifade ediyor. Belki de başarılı olan şirketler meyvası olan ağaçın taşlanmasından dolayı çekilememekte.

Fakat birbirine güvenen, birbirini seven, birbirine gönülden bağlı çalışanların oluşturduğu şirketler çınar ağaçları gibidir. Rüzgarlarda, fırtınalarda daha çok kenetlenirler, daha çok birleşirler ve bu dönemleri de rahatlıkla aşarlar.

Bilgi çağında ayakta ve hayatta kalacak olan şirketlerin çalışanlarına sadece güvenmesi, inanması ve sevmesi yetmemektedir. Ayrıca onların bilgi, beceri ve yeteneklerini geliştirmesi yani başarılı olabilmesi için imkan, mekan ve zaman tanıması gerekiyor.

Klasik yönetim anlayışı ve sanayi çağının kalıntıları olan hükmetmek, ben ne dersem o olur demek, danışmamak hastalığı gibi rahatsızlıklar bilgi çalışanını olumsuz etkilemektedir. Bilgi çalışanı, bilgi işçisi çalıştığı şirkettin niçin varolduğunun anlamını aramaktadır. Ayrıca verilen işi yapan rutinin insanı değil, iş geliştiren, iş zenginleştiren, yenilikçi ve kendine özgü bir iş yapma şekli olan insan olmak istemektedir. Tabii ki müşteriye odaklanarak ve değer üretmek şartıyla.

Bilgi çağında müşteri memnuniyetini sağlayarak uzun ömürlü olmak isteyen şirketlerin bilgi çalışanını tanıması, anlaması, kavraması ve onun karekter ve davranışlarına göre hareket etmesi bekleniyor.

Deniz benzetmesinden yola çıkacak olursak bilgi işçisi için doğru gemi gerekmektedir. Bu doğru geminin mimari tasarımının doğru tasarlanmalıdır. Yani burada öncü, örnek ve mimar bir lidere ihtiyaç duyulmaktadır. Sonra o gemiyi yürütecek olan, söyleyerek değil, yaşayarak örnek olan bir kaptan lidere ihtiyaç bulunmaktadır. Hadi bunlar da var diyelim; bu gemide doğru bir pusulaya ve bu geminin gideceği doğru bir yöne de ihtiyaç bulunmaktadır.

İşte şirketler de bu gemi gibi; niçin var, nereye gidecek, kim liderlik edecek sorularının cevabını vermek zorunda. Bütün bunlardan sonra doğru gemi, doğru lider, doğru hedef olması halinde doğru çalışanlar da o gemiyi bulacak ve gemi böylece karaya emniyetle çıkacaktır.

Gerek ağaç, gerek gemi benzetmesinden yola çıkarak bugün için şirketlerimizin en önemli gündem maddesi çalışanlarıdır. Bütün otoriteler kalpten, gönülden, şirketine bağlı bir çalışanın şirketine yapacağı katkıların miktarını ölçememektedir.

Krizler gelir, krizler geçer. Borçlar gelir, borçlar ödenir. Fakat, o şirketin misyonunu ve vizyonunu paylaşan sadık çalışanların yerini hiç kimse tutamaz.

Sağlam kökleri olan bir ağaç gibi uzun ömürlü olmak, sağlam bir mimari ile yapılmış bir gemi gibi hedefine ulaşmak isteyen şirketler öncelikle birinci derece ve sırada çalışanlarına güven, sevgi, ilgi, şevkat göstermesi gerekiyor.

Hangi şart altında olursa olsun onların yetişmesi ve gelişmesi için fırsat tanıması hayati önem taşıyor. Belki de bu yüzden ünlü bir otorite “normal dönemlerde eğitim bütçenizi iki katına kriz dönemlerinde ise dört katına çıkarın” diyor.

İş niyet etmekte. İstek olduktan sonra her şey kolaylaşmakta ve umduğumuzdan daha rahat olmakta. Bilgi çağında, bilgi çalışanlarına değer veren bilgi şirketlerini güzel bir gelecek beklemekte.

Ünlü bir motivasyon uzmanının ifadesi ile “iş sadece parada değil, aynı zamanda insanlıkta”. Araştırmalar da zaten yöneticilerin aksine çalışanlar için takdir ve değer görmenin paradan daha önce geldiğini doğruluyor.

Lütfen, bilgi çalışanlarınıza dikkat edin...


M. Emin Öztürk ile iletişim kurmak için e-mail adresi:
Yazarın Diğer Yazıları
Takım; sözün hedefi ve özetidir
Sıradanlıktan Kurtulmak
Emekliler kıraathanesi
Siz ne merkezlisiniz?
İyi yönetim aslında keyifli bir iştir
<<  | 1 | 2 >> 
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.