Ana Sayfa | Yazarlar
 |
Print Al |
Rahmeti rahmana kavuşan Av. Ahmed Bahaeddin Danış’ın 1.7.1937’de Elazığ; Palu’da başlayan hayatı, Karakoçan, Elazığ ve nihayet 23.7.2019, İstanbul’da sona ermiştir. Seksen iki yıllık hayatının özeti, Şair Nabinin değişiyle;
Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
Biz neşâtın da gâmın da rûzgârın görmüşüz.
(Zaman bağının baharını da gördük güzünü de; üzerimizden neşe rüzgârları da geçmiştir gam fırtınaları da).
Elazığ Harputlu İmam Efendi olarak bilinen Osman’ı Bedrettin Efendi Hazretlerinin Nuriye adındaki tek kızından doğan, Ahmet Bahaeddin’e Resulullah Efendimize atfen Ahmed, Şah-ı Nakşibend Bahaeddin-i Buhari Hazretlerine izafeten de Bahaeddin, ismi verilmiştir. Babası Karakoçan eşrafından Abdurrahman Beydir. Varlıklı bir aileden gelmiş, İstanbul Hukuk fakültesinde on yılı bulan uzun bir hukuk eğitimi görmüştür.
İmam Efendi Hazretlerinin mensuplarından olan Çemişgezek’li Fahri Özen ve Fatıma Hanımın, muhabbet ve bağlılıklarından olacak ki; daha sonra Samsunlu Şükrü Yazıcı Beyle evlenecek olan ilk kızlarının adını Hocalarının kızının adı olan “Nuriye” olarak koymuşlardır. Bu onların gönüllerini tatmin etmemiş olmalı ki; çok sevdikleri bu aileye; “beş kızım bir oğlum var, ya kızlarımdan birini alın, ya da oğluma bir kız verin ki hısım olalım” demişlerdir. Bu arzu İmam Efendinin kızı Nuriye Hanımın oğlu Bahaddin Bey kanalı ile gerçekleşmiş ve bu aşk ve muhabbet altmış yıla yakın eksilmeden sürmüştür. Hısımlık, Osman’ı Bedrettin Hazretlerinin küçük oğlu; öz dayısı Ziyaeddin Uz Beyin Çemişgezek’te savcı olduğu zamanda gerçekleşmiştir. Bu süreçte; Çemişgezek’li Fahri Beyin küçük kızı Leyla Hanımla nişanlanmış ve okul bitimi evlenmişlerdir. Bahaeddin Bey hukuk öğrencisi ve Çemişgezek’te bulunduğu sırada dedesi İmam Efendi Hazretlerini rüyasında görmüş, ardından aşağıdaki şiiri yazmıştır.
DEDEME
Gönül miratına baktım da artık pası tutmuş
Gönül kuşlarına sordum da ona yası tutmuş,
Ol yârin yakiniyem lakin çok uzaklardayım
Gittiği nurlu hep gayrin eşhası tutmuş.
Etrafında hep halka olanlar cemalinde
Tatmışlar vuslat şarabından, bolca tası tutmuş
Hasta gönüller geda olmuş, önünde diz çöküp
Bu hakikat yolundu müridanı nası tutmuş.
Gönlümün münzevi mabedinde mihraba doğru
İncizaba kapılıp Halık’ın ziyası tutmuş.
Görmemiş derdi dil nur’i mübin yüzünden
Dünya ve ukba tahdında O’nu Mevlası tutmuş
Dili bîmarına deva arama tabiplerde
Hasta gönüllere melhem diye duası tutmuş.
Cemal-i yâr-i temaşa ki nasip olmayacak bize
Seni bu vecde gark eden ulvi rüyası tutmuş,
“Gülüzar”ındaki pınardan bir katre içenler
Kalplerini Onun hakiki tecellası tutmuş
Gönlünün mabedinde tetviç eyle rehnumanı
Sezadır bu taç ona seni “O’nun davası tutmuş
Kalmış şimdi ehli” Gülizar, onsuz artık uzletde
Bu hicranzede gönlü zekrei nuri inikâsı tutmuş
Cemali yâri ukbada visal istersin Baha
Yolunda gidenler mekarimi ihlası tutmuş
Çemişgezek 16 Ocak 1962
Elazığ’da başarılı ceza avukatlığını 1979 yılına kadar uzun süre devam ettirmiş, bu süre içinde Annesi Nuriye Hanımı yanında misafir etmiş, tüm dostlarıyla birlikte mutlu ve mesut bir hayat sürmesini sağlamıştır. Özellikle, günü birlik gelen-gidenin yanı sıra uzun süreli misafirlerini ailece, cömertçe ağırlamışlardır. Yine bu dönemde, siyasete yakın durmuş, milletvekilliği adaylıklarında bulunmuştur. 1980 öncesi terör hareketlerinin artması, Eyüp, Ömer ve Selami adında üç erkek evladının da gelişme çağında olması, İstanbul’la gelme kararının alınmasında etkili olmuştur.
İstanbul Suadiye’de başlayan hayat değişik semtlerde devam etmiştir. Çeşitli iş ve ekonomik sıkıntılar, 1993 yılında aktif avukatlık dönemini tamamlayana kadar devam etmiştir. En zor zamanlarda bile halinden hiç şikâyet etmemiş, sabırla tevekkül etmiş, eski kadim dostluklarını devam ettirmiş, cömertçe dostlarıyla birlikte olmaya, ailece devam etmişlerdir.
Ailesinden ve dedesi İmam Efendi Hazretlerinden gelen asaletini her haliyle göstermiştir. Kimsenin arkasından konuştuğu görülmemiş, büyük küçük herkese özel olarak değer verip, gönüllerini kazanmıştır. Bu yazının kaleme alınması bile, bunun bir göstergesi sayılabilir.
Ülke çapında meşhur birçok iş adamı, sanatçı dostları bulunmakla birlikte, ailevi bağlarından dolayı rahmetli İhlas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Enver Ören Beyle ve kaim pederleri Hüseyin Hilmi Işık Beylerle de görüşmüştür. Beylikdüzü Marmara Evlerinde oturdukları zaman; yeğenleri Ahmet, Necati ve Salih Yazıcı’nın da katkılarıyla; o dönem Marmara Üniversitesi Hadis-i Şerif Anabilim Dalı Profesörlerinden Dr. Ramazan Ayvallı, Türkiye Gazetesi Yazarlarından Rahim Er, İhlas Vakfı Türk Dünyası Koordinatörü; Numan Aydoğan Ünal Bey gibi birçok insanla bir arada bulunup, Mevlana Halid-i Bağdadi, İmam Efendi Hazretlerinin Hocaları olan Mahmudus-Samini ve Ali Septi Hazretleri ile ilgili derin tasavvuf sohbetleri yapmışlardır. Bu sohbetlerden söz ederken Elazığ’lı, Mahmudus Samini Hazretlerinin torunlarından Sadeddin Efendiyi anmamak eksiklik olacaktır. Sadettin Efendi eşi bulunmaz kıymetli bir incidir. Aynı zamanda Elazığ ağır ceza reisi olan, dayısı merhum Ziyaeddin Uz beyin oğlu Mehmed Bey, edebi ve asaletiyle ailede özel bir yere sahiptir. Allahü Teâlâ onlara hayırlı, sağlıklı uzun ömürler verir inşallah.
Bahaeddin Beyin duygusal ve gönüle hitap eden, edebi ve şair yönünü vurgulamadan geçmek eksiklik olur. Kendi yazmış olduğu şiirlerin yanı sıra birçok şairin beğendiği şiirlerini özel defterinde toplamış, dostlarıyla paylaşmıştır. Ayrıca, eşinin yeğeni; İhlas Holding Güvenlik Müdürü (abim), Necati Yazıcı’nın kırk sekiz yaşındaki beklenmedik vefatı karşısında, gayet nefis iki gazel yazmıştır.
NECATİ YAZICI’NIN ARDINDAN
Bülbülü ağlattın, gülü ağlattın,
Hiç ağlamayan sümbülü ağlattın.
Firakın acısı derunum dağladı,
Kabrindeki toprağı, külü ağlattım.
Sevgiyi muhabbeti anladık sende,
Bu ömür geçmez ki sensiz bir günde.
Dökülen yaşlar, çay oldu derunide,
Deryayı, denizi, gölü ağlattın.
İhlasın yolunda insan-ı kâmil gibi,
Bütün derdi gamı yüklenmiş hamil gibi,
Ömründe yaşadın maverayı Şamil gibi,
Sana açılan avuçlarda tahammülü ağlattın.
Kelebeğin huzmei nura koşuşu gibi,
Geceden ayrılan şafağın doğuşu gibi,
Şafağı bekleyen gedanın ağuşu gibi,
Yaşanan sükûtu, hayalde ölümü ağlattın.
Sana anlatsam hasretim bin bir şiir ile
Rüyalarda uğrasam haşir neşir ile
Yanıma alsam, Keremi, Mecnunu, Ferhat Şirin’le
Vuslattan bağlanan aşıkanın tümünü ağlattın.
İstanbul 20.2.2001 Bahattin Danış
GAZELİM
Seni sevenlerin gel feryadı figanını gör,
Ummana dökülen zarü efgamnı gör.
Gülizar da bile geçti ömrün derdü zar ile,
Cenneti ala’da iksir ile dermanını gör.
Rabbin seni resmetmiş timsali şefkat için,
Aguşunu açmış gelen akrabai yaranı gör.
Hatıraların içime aşkı ile gark olup girdi,
Dualar sebil oldu gel de dağıtanı gör.
İhlas ile geldin, ihlas ile gittin alemi bekaya,
Bir mübarek azimettir şahı sultanı gör.
Bir kutlu ölümle gittin can’u canan ey Bahai,
Melekler safu saf oldular cenneti cananı gör.
İstanbul 22.02 2001 Bahattin Danış
Netice olarak; sevgi dolu, kimseyi incitmeyen, gerçek dostlarla geçen bir hayat… Son zamana kadar; okuduğu Yasin-i Şerifleri, yaşlılığı sebebiyle çok zorlanmakla birlikte kıldığı namazları ve dedesi İmam Efendi (Osman-ı Bedrettin Hazretlerini) vesile ederek yaptığı duaları unutmak ne mümkün. Sevgili Bahaeddin Amca; yerin büyüklerimizin yanı olsun, şefaatlerinin arasında, birlikte bizlerde oluruz inşallah…
Ardından sevgi, muhabbet ve saygılarımla,
Yeğeni, Salih Yazıcı
25.7.2019 Beylikdüzü İstanbul.
Mustafa Salih Yazıcı ile iletişim kurmak için e-mail adresi: msyazici@hotmail.com
Yazarın Diğer Yazıları
İktibas Yazarlar
Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
.jpg)
Şirket Kültürü
.jpg)
Kişisel Gelişim
.jpg)
Liderlik
.jpg)
İş Yönetimi
.jpg)
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
.jpg)
.jpg)
|
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri     Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır. |