Bugün: 8 Eylül 2024 Pazar
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | Yazarlar
Print Al
Gazze’de Katliam Durdurulamıyor…



Gazze katliamı uzun süredir ateşkes bile yapılamadan sürmektedir. Başta ABD’nin yardımları ve Batılı devletlerin destek vermesi nedeniyle İsrail zulmü bir türlü durdurulamamaktadır. Filistin ve Kudüs bölgesi; sürekli Hak ve batılın karşılaştığı, savaştığı bir alan olmuştur. Müslümanların hâkimiyeti zamanında; barış ve huzur, dışındakilerinde ise kan ve gözyaşı dönemi olmuştur. Son olarak, 1917 yılında İngiliz hâkimiyetine geçip, 1948 yılında İsrail Devleti kurulduğundan beri yine kan ve gözyaşı hiç dinmemiştir.

Dünyada; mevcut kapitalizmin zenginliği ölçülü dağıtmaması, uluslararası düzenin adil çalıştırılmaması ve tek kutuplu bir dünya düzeninden, çok merkezli bir düzene doğru gitme emareleri gündemimizi belirlemektedir. 21. Yüzyılda, yeni düzeninin kurulma gayretleri ki bunlar; Siyonistlerin vaad edilmiş topraklara ulaşmak, Evanjelist Hıristiyanların (haşa) Tanrıyı kıyamete zorlama istekleri ve tek bir dünya devleti oluşturmak üzere, çalışanların gayretleri, özellikle Gazze’de soykırım şeklinde tezahür etmekte ve dünyada adeta bir akıl tutulması yaşanmaktadır. Dünya; Küresel Kuzeyciler ve Küresel Güney (BRİCK) ülkeleri olarak ayrılırken; Siyonist Yahudiler, “vaat edilmiş topraklar” derken, Küreselci Yahudiler; “Bırakın vaat edilmiş toprakları, tüm dünya bizim olsun” demektedirler.

İnsanlığın büyük bir bölümü etkilenmesine rağmen, özellikle batıdaki idareciler, baskı ve lobilerin de etkisiyle ülke menfaatlerini ve faydalarını algılayamıyorlar. Bu duruma algı operasyonları veya “Hakikat krizi”; gibi isimler veriliyor. Yani; kendinden olmayanlara; temel insani değerin bile verilmemesi, kendini savunma hakkı gibi bahanelerle, gerçeği görmemesi için yönlendirilmesi şeklinde ifade edilebilir. Bu durum; sadece Gazze, Lübnan ve Ukrayna’da değil, devamında Tayvan, Gürcistan, Ermenistan gibi ülkelerin yanı sıra, Sırbistan, Kosova gibi Avrupa’da da, savaş riski olan birçok yerler oluşturmaktadır. Konvansiyonel silahların yanı sıra nükleer savaş riski de gündemdedir.

Milli ve küresel ihtiraslar adına, selim akla uymayan karar ve kurallarının uygulanmaya çalışılması, bu karmaşanın yeni bir denge sağlanana kadar devam edeceği izlenimini veriyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, Güney Afrika, Türkiye gibi ülkeler ve dünyadaki vicdanlı insanlar, henüz güçleri yetmese de çeşitli şekillerde tepkilerini göstererek ayrışmaktadırlar.

Türkiye olarak;
1. Hukuki olarak, her fırsatta katliamları ve destekleyenleri dile getirmeye gayret ediyor,
2. Uluslararası mahkemelerde Güney Afrika’nın yanı sıra taraf olarak, bilgi ve belgeler sunmaya devam ederek,
3. Ticaretimizi keserek,
En fazla insani yardım yapan ülkelerden olma gayreti içinde olarak, çabalarımızı gösteriyoruz.

Kişisel olarak da, bizlere düşen vazife; fiili olarak yardıma gidemiyorsak bile,
1. Öncelikle beş vakit oradaki mazlumların kurtulmaları için dua ederek,
2. Elimizden geldiğince maddi destek olarak,
3. İslamiyet'e aykırı fiilleri kapsamayan boykotlara katılmak ve İbrahim Aleyhisselamın ateşini söndürmek için gagasında su taşıyan Hüd Hüd kuşu misali tarafımızı belirlemektir.

Filistin; MÖ. 586’da Buhtunnasar, MÖ. 63’de Romalı Pompey ve Titüs, Haçlı seferleri, İngiliz ve İsrail’in girişimleriyle şimdi «kan ve gözyaşı dönemindedir.» Hazreti Ömer Radiyallahüanh, Selçuklu Komutanı Atsız, Selahaddin Eyyubi, Yavuz Sultan Selim Han gibi insanlar buraya tekrar huzur getirmişlerdir. İnşallah, ümidimiz, yine bir kahraman çıkararak, bu mekânları yakın zamanda yeniden «Darüsselam»a «barış ve güvenlik yurduna» döndürmektir. «Allahü Teala her şeye kadirdir.» Bu yapan bir Müslüman; başkan devlet adamı, bir komutan olabileceği gibi, yabacı; bir devlet, başkanı veya askeri yetkilileri de olabilir.

Bizim kültürümüzde, "Kara gün kararıp kalmaz" eskiler "Her şey inceldiği yerden, zulüm kalınlaştığı yerden kopar, zulüm zirveye ulaşır, insanlar artık mecalsiz kalır, bükülmez bir güç hâline gelir ve işte bu kemâl hali zevâlin habercisi olur ve tepetaklak gider” derler. Filistin için 1967 sınırlarına dönülmesi (%22’lik toprak oranıyla da olsa) hala konuşulabilmektedir.

Kudüs’te şimdi Hristiyanların Şövalyeleri yerine Müslümanların «Murabıtlar’ı»; yani Kudüs’e sahip çıkanlar var. Günümüz Filistin-İsrail meselesi ve Yahudi zulmünü iyi anlayarak ve anlatmaya çalışarak; bir nebze de olsa Kudüs'e sahip çıkanlardan, yani “Murabıt”lardan olabilirsek ne mutlu bizlere...


Mustafa Salih Yazıcı ile iletişim kurmak için e-mail adresi: msyazici@hotmail.com
Yazarın Diğer Yazıları
İstanbul ve Mübarek Emanetler
Öğrenme ve Yenilik Becerileri; Kritik Düşünme
Öğrenme ve Yenilik Yetkinlikleri (Becerileri)
Değişen Nitelikli İnsan Özellikleri, Eğitimde Bekl
Filistin, Kudüs’ün Önemi ve Geleceği
Değişen Nitelikli İnsan ve Toplum Beklentileri
Tatil Sonrası İşe Adapte Olmak
Tatilinizi, Geleceğiniz İçin Fırsata Çevirmek
Güvenilir Yerli ve Milli Kaynaklar
EYT'liler Emekliliğinizi Fırsata Çevirin
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.