Bugün: 16 Eylül 2024 Pazartesi
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | Yazarlar
Print Al
İstanbul ve Mübarek Emanetler



Müslümanlar ve dolayısıyla Türklerin ve İstanbul’a ilgisi, Peygamber Efendimizin; “Letüftehanne'l Kostantıniyyete, ve le ni'mel emrü zâlike'l emr, ve le ni'mel ceyşü zâlike'l ceyş”, “Kostantiniye, bir gün feth olunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır.” Hadis-i Şerifiyle başlamıştır.

Kuşkusuz İstanbul, çağlar öncesinden ilgi duyulan bir yer olmakla birlikte, birçok dil de de çok çeşitli adlarla anılmıştır. Bunlardan bazılarını sayacak olursak;
Osmanlıcada: Istanbul, İslambol, Dersaadet, Deraliyye, Payitaht-ı Saltanat, Selçuklular zamanında: Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul, Arapçada: Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma, Grekçede: Vizantion, Latincede: Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma gibi…

Kısaca İstanbul’un tarihine bakacak olursak; üç yüz bin sene önceye kadar gider. Küçükçekmece Gölü civarında, Neolitik ve Kalkolitik dönemlerde insanların yaşadığı düşünülmektedir. (MÖ 6500), Anadolu Yakası’nda Fikirtepe’de yapılan kazılarda (MÖ 5500–3500), Kadıköy’de ise Fenikelilere ait kalıntılar bulunmuştur. Kral Byzas MÖ 667 yılında Byzantion’u kurar. İmparator I. Konstantin zamanında kent, Roma İmparatorluğu’nun başkenti ilan edilir. 337 yılında İmparator I. Konstantin’in ölümüyle Konstantinopolis’e çevrilir.

324 Roma İmparatorluğu ikiye ayrılır. 1453’e kadar da Doğu Roma’nın başkenti olmuştur. Yüz bin kişilik bir hipodromun (Sultanahmet Meydanı) yanı sıra, limanlar ve su tesisleri yapılmıştır. Dünya’nın en büyük katedrali olarak inşa edilen Ayasofya’yı 360’da kuran Konstantin; böylece Roma İmparatorluğu’nun dinini de Hıristiyanlık olarak değiştirmiştir. Bizans İmparatorluğu, I. Theodosius’un ölümü ile başlar. 476’da Batı Roma yıkılınca, Batı Roma İmparatorluğu’ndaki Romalıların büyük bir çoğunluğu buraya göç eder. Ve Bizans İmparatorluğu’nun da başkenti böylece İstanbul olur. 543’teki veba salgını nüfusun yarısını öldürür. İmparator I. Jüstinyen şehri yeni baştan yeniden kurar. Defalarca saldırıya uğrayan İstanbul, 1204’te 4. Haçlı Seferi’nde yağmalanır, enkaz haline getirilir. Latinlerin dönemi 1261’de sona erer. Bu dönemden sonra giderek küçülen Bizans; Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1391’den sonra kuşatılmaya başlanır.

Efsane fetih, 29 Mayıs 1453’te gerçekleşir. Bu tarih, ayrıca Ortaçağ’ın sonunu tanımlar. Osmanlı döneminde yüzlerce saray, çarşı, cami, okul ve hamam açılmış, dünyanın en büyük şehirlerinden birisi haline gelmiştir. İstanbul’un 2500 yıllık başkentlik dönemi, Cumhuriyet’le birlikte, 29 Ekim 1923’te sona erer. Bugün İstanbul’un toplam 39 ilçesi vardır. Bu ilçelerin 25’i Avrupa Yakası’nda, 14’ü ise Anadolu Yakası’ndadır. 15 milyondan fazla nüfusuyla, iktisadi ve nüfus açısından da dünyanın en büyük metropollerinden biridir.

İstanbul’un Manevi Büyükleri
Kuşkusuz; Eyüp Sultan Hazretleri yani, Ebu Eyyüp el Ensari Radiyallahu Teâla anh İstanbul’un, hatta tüm Türkiye’nin manevi büyüğüdür. Eyüp sultan camiinin kıble duvarında; (La Edri - yazarı bilinmeyen) bir beyit olarak yer alan aşağıdaki yazı bulunur.

Yetişmez mi bu şehrin halkına bu nimet-i Bârî
Habib-i ekremin yâri Ebû Eyyûb el Ensâri.

Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Zübeyr gibi pek çok sahabi, İstanbul kuşatmalarına katılmışlardır. Halid b. Zeyd Ebu Eyyub el-Ensarî, Ebu Şeybe el-Hudrî başta olmak üzere çok sayıda sahabe İstanbul’a defnedilmişlerdir. Halk arasında Eyüp Sultan ismiyle şöhret bulan Halid b. Zeyd Ebu Eyyub el-Ensarî başta olmak üzere buraya defnedilen sahabeler Müslümanların sonraki seferlerine de öncülük yapmışlardır. Fatih döneminden itibaren, Halid bin Zeyd Ebu Eyyub el-Ensarî ve Ebu Şeybe el-Hudrî kabirleri başta olmak üzere, sahabe kabirlerinin üzerine türbeler, bazıları adına da makamlar yapılmıştır. Peygamber’imizin sütkardeşi ve sefer sırasında 85-90 yaşlarında bulunan Ebu Şeybet El Hudri Radiyallahu anh, kuşatma sırasında surlar içerisinde şehit düşen sahabelerdendir.

Eshabı Kiramdan sonra; Tabeyin, Tebei Tabein ve Niğmel Ceyş olarak da adlandırılan İstanbul’un Fethine katılıp; şehid ve gazi olan askerler… Yuşa Aleyhisselam; İstanbul’a hiç gelmemekle birlikte, Beykoz Tepesinde ziyâret edilmektedir. Kabrin Yuşa Aleyhisselama âit olduğu söyleniyorsa da, bu târihî bilgilere uyumlu değildir. Burası, bir velî veyâ havârilerden birine âit olabilir. Kabrin Yuşa peygambere âit olup olmadığını kesin olarak söylemek uygun olmazsa bile yine de kıymetlidir.

Abdülhakim Arvasi Hazretlerinden öğrendikleri ve araştırdığı kitaplardan delillendirerek “Tam İlmihal Seadeti Ebediyye” kitabı, başta olmak üzere, birçok dini eserler yayınlayan Hüseyin Hilmi Işık ve Enver Ören Rahmetullahi Aleyhler de Eyüp Sultan’da, Kaşgari Dergâhı yanında metfunlardır. Ayrıca Silsileyi Aliyye büyüklerinin talebeleri ve Nakşibendiye büyüklerinden, Murad-ı Münzavi Eyüp Nişanca’da, Abdülfettah-ı Bağdadi Akri Altunizade – Kadıköy arasında, Mehmet Emin Tokadi hazretleri de Unkapanı’nda metfundur. Yine; Sümbül Sinan Efendi, Merkez Efendi, Seyyid Nizam Hazretleri, Beşiktaşlı Yahya Efendi, Aziz Mahmud Hüdai Hazretleri, Ebul Vefa Hazretleri, Emir Buhari Hazretleri ve ismini sayamadığımız diğer büyüklerde İstanbul’un manevi bekçileridirler...

İstanbul’un Diğer Büyükleri
36 Osmanlı Padişahından 29’u İstanbul’da metfundur. Bunlar; Fatih Muhammet Han başta olmak üzere, II. Bayezid Han, Yavuz Sultan Selim Han, Kanuni Süleyman Han. II. Selim Han, III. Murad Han, III. Mehmed Han, I. Ahmed Han, I. Mustafa Han, II. (Genç) Osman Han. IV. Murad Han, İbrahim Han, IV. Mehmed Han, II. Süleyman Han, II. Ahmed Han, II. Mustafa Han, III. Ahmed Han, I. Mahmud Han, III. Osman Han, III. Mustafa Han. I. Abdülhamid Han, III. Selim Han, IV. Mustafa Han, II. Mahmud Han, Abdülmecid Han, Abdülaziz Han. V. Murad Han, Sultan II. Abdülhamid Han, Mehmed Reşad Han’dır ve kabirleri sur içindedirler.
İbni Kemal Paşa, Ebu Suud Efendi, Zenbilli Ali Efendi Hazretleri gibi, ilim ehli Şeyhülislamlar, Ahmed Şemseddin Karahisari, Hafız Osman, Hâmid Aytaç gibi kalem ehli hattatlar. Yine Baki, Nabi, Şeyh Galip, Yahya Kemal Beyatlı, Necip Fazıl Kısakürek gibi, bazı önemli Şairler ve nihayet; Mimar Sinan, Davut Ağa, Sedefkâr Mehmed Ağa, gibi büyük mimarlar hep buradadırlar. Özetle bu zirveler, İstanbul için deryadan damlalar şeklinde sayılabilirler.

İstanbul’un Tabii Güzellikleri
İstanbul iki kıtanın birleştiği yer olarak, kendine has bir “Boğaziçi Kültürü”ne sahiptir. Erguvanları, laleleri, mor salkımı, manolyası, yalısı, kasrı, bülbülü, mehtabı, balığıyla öne çıkmış bir şehrimiz olmuştur. 7 tepesinden; birincisinde Edirnekapı Mihrimah Sultan Camisi, ikincisinde Yavuzselim Külliyesi, üçüncü tepede Fatih Külliyesi, dördüncü tepede Süleymaniye Külliyesi, beşinci tepede Beyazıt Külliyesi, Çemberlitaş’ta, Nuruosmaniye Camisi, altıncı tepede Kocamustafapaşa Haseki Külliyesi, yedinci tepede Topkapı Sarayı yer alır. Surların dışında kalan ünlü tepeler ise: Yûşa tepesi, Rumeli Hisardaki Şehitler tepesi, Sarıyer de maden tepeleridir. Koruları ise; Emirgan, Fethipaşa, Ayazağa, Arifî Paşa, Ayşe Sultan, Şeyhülislam Cemâleddin Efendi (Emin Erkayınlar) Korularıdır. Belgrat, Aydos, Alemdağ gibi ormanları da vardır.

İstanbul’un Özellikleri
“Yalı”, suyu yalayan kâşanelere (malikânelere) denir. “Köşk” ise suyla irtibatı olmayan malikânelerdir. Eğer boyutları küçük ise “Sahilhane”, büyük ve azametliyse “Sahil Sarayı” denir. “Boğaziçi” semtleri paylaşılmıştır; hanedan mensupları istedikleri yerlerde; yalı, köşk, kasır, kâşhane ve saray yaptırabilirlerdi. Beşiktaş, Ortaköy ve Kuru çeşme sahilleri gibi. Vezir ve Sadrazamlar Bebek’te, ilmiye sınıfı Rumeli Hisarı’nda. Gayri Müslimler; Arnavutköy ve Kuzguncukta; Diplomatlar, Zengin Rum ve Ermeniler; Yeniköy, Tarabya ve Büyükdere’de otururlardı. Aşı Rengi denilen kırmızı renkli yalılar devlet mensubu olanların, açık renkli yalılar, Müslümanların, Gri Renkli yalılar gayri Müslimlerindi.
Boğaz yalılarının çoğu, Osmanlı Hanedan mensuplarına aitti. Sürgün edilince bunlar tutanın elinde kalmıştır. Kuru çeşme Sultan yalıları, Balta limanı, Sultan Vahdettin köşkü gibi… Türkiye'nin en pahalı Erbilginler Yalısı, 2015’de, yüz milyon Euro'ya Katarlı iş adamı “Abdulhadi Mana A SH Al-Hajri”ye satılmıştır.

İstanbul Şiirleri
İstanbul için yazılmış onlarca güzel şiirler vardır. Yahya Kemal Beyatlı – Bir Başka Tepeden, Necip Fazıl Kısakürek – Canım İstanbul, Yavuz Bülent Bakiler – Gözlerin İstanbul Oluyor Birden. Ümit Yaşar Oğuzcan – Üstüme Varma İstanbul, Attila İlhan – Neydi O Bir Zamanlar, Cahit Sıtkı Tarancı – Bir Saadet, Orhan Veli Kanık - İstanbul'u Dinliyorum. Bedri Rahmi Eyüpoğlu - İstanbul Destanı, Sabahattin Ali – Köprüde Sabah, Nazım Hikmet - İstanbul Tevkifhanesi…

Yahya Kemal’in gönlünden taşan duyguları, kelimeleri…
“Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiç bir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.”

İstanbul’un Tarihi ve Turistik Yerleri
Topkapı, Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız, Çırağan, sarayları, bilinenleridir. Atlı köşk, Sait Halim Paşa kalan köşklerden sadece ikisidir. Küçük Su Kasrı, Aynalı Kavak Kasrı kasırlardan bazılarıdır. Kapalı Çarşı, müzeler (İslam Eserleri Müzesi gibi.), türbeler, medreseler, hamamlar (Hürrem Sultan Hamamı gibi.) Ayrıca Galata, Kız, Beyazıt, Çamlıca gibi kuleleri, Dolmabahçe, Yıldız’da saat kuleleri vardır.

İstanbul’daki Mübarek Emanetler;
Yüzyıllarca Hilafet merkezi olması sebebiyle; Topkapı Sarayında, “Mübarek Emanetler ve Hırka-i Saâdet dairesi” bulunmaktadır. Resûl-i Ekrem’in ashabından Kâ‘b b. Züheyr’e hediye ettiği “hırka-i saâdet” adıyla anılan bu hırka (bürd, bürde) burada bulunmaktadır. Yine Peygamber Efendimizin, tabiinin büyüklerinden Veysel Karanî Hazretlerine verilmesini vasiyet ettiği hırkasına, “hırka-i şerif” denilmektedir, İstanbul-Fatih’te adına yaptırılan Hırka-ı Şerif Camiinde Ramazan-ı şeriflerde ziyarete açılmaktadır.

Özetle; Topkapı Sarayı Arzhane'de Sergilenen Mukaddes Emanetler (Emanat-i Mübareke); 1.Peygamber Efendimizin Hırka-i Saâdeti, 2. Hırka-i Saâdet'in saklı olduğu altın sandık, 3. Peygamber Efendimizin Ayak İzi. 4. Peygamber Efendimizin Sakalı Şerifi, 5. Peygamber Efendimizin Uhud Savaşında Şehid olan Dişinin bir parçası (Dendan-ı Saadet). 6. Peygamber Efendimizin mührü (Mühr-ü Saadeti). 7. Peygamber Efendimizin kabir toprağı, 8. Peygamber Efendimizin sandaletleri (Nal-ı Saadet), 9. Peygamber Efendimizin Kılıcının Kabzası, 10. Peygamber Efendimizin Kılıçları, 11. Peygamber Efendimizin Oku ve Yayı, 12. Peygamber Efendimizin yalancı peygambere gönderdiği mektup (Name-i Saadet), 13. Peygamber Efendimizin Sancak-ı Şerifi. 14. Davud Aleyhisselamın kılıcı, 15. İbrahim Aleyhisselamın tenceresi, 16. Musa Aleyhisselamın asası, 17. Yusuf Aleyhisselamın cübbesi, 18. Peygamber Efendimizin kızı Hazreti Fatıma Radiyallahu anhanın seccadesi, hırkası ve gömleği. 19. Sahabeyi Kiram Hazretlerinin Kılıçları, 20. Hacerül Esved’in muhafazası, 21. Kâbe-i Muazzamanın altın su oluğu (Altınoluk). 22. Kâbe-i Muazzamanın anahtarı ve kilitleri, 23. Kâbe-i Muazzamanın kapılarından biri, 24. Mescidi Nebevi’nin maketi, 25. Mescidi Aksa’nın maketi…

İstanbul aynı zamanda bir camiler şehridir. Eyüp, Ayasofya, Sultanahmet, Süleymaniye, Fatih, Yavuz Selim, Hırkayı Şerif, Şehzadebaşı, Sanki Yedim, Çamlıca gibi sayısız cami ve mescidleri vardır. Ayasofya Camii; Avrupa’nın en eski binasıdır. Fetihle birlikte cami olan bina, 24 Kasım 1936 da müze, 86 yıl sonra 24Temmuz 2020 tarihinde vakfiyesine uyularak, tekrar ibadete açılmıştır. Ayrıca, 3 Mayıs 2019 Cuma günü ibadete açılan Çamlıca Camii dünyanın 13. Büyük Camisidir. Onlarca yıl yapımı için uğraşılan Taksim Camii; 28 Mayıs 2021, cuma günü ibadete açıldı. Levent, Beşiktaş’ta yapılan Barbaros Hayrettin Paşa Camii, 20.000 kişilik kapasitesiyle 12 Mayıs 2023’de açılmıştır.

İstanbul’un En’leri ve Teknolojik yerleri;
Dünyanın en büyük deniz feneri; Japonya’da Büyük Okyanus’un Uzakdoğu kıyılarında Shikoku Adası’nda; Cape Ashizuri’dir. Dünyanın ikinci büyük feneri ise “Şile Feneri” Sultan Abdülaziz Han tarafından 1858’de yaptırılmıştır. Ekim 2018'de açılan İstanbul Havaalanı, tüm etapları tamamlandığında kapasitesi yıllık 200 milyon yolcuya çıkarılabilen, birbirinden bağımsız altı pisti olacak şekilde, dünyanın en büyük hava alanı olarak hizmet verebilecektir.

“İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçişi Projesi” veya bilinen ismiyle; “Avrasya Tüneli”nin temeli 26 Şubat 2011’de atılmış, açılışı 20 Aralık 2016’da yapılmıştır. Deniz tabanının altından bağlanan ve boğaz geçişine imkân sağlayan karayolu tünelidir. Marmaray; Şubat 2009 tarihinde inşaatına başlanmış, Ekim 2013'te hizmete girmiştir. Türkiye'de inşa edilmiş en yüksek bina olan Sapphire, (Safir) inşa edildiğinde Avrupa’nın en yüksek binası özelliğini taşımaktaydı. Maslak’ta 64 kat ve 236 m. Yüksekliğe sahiptir. 58 metreyle dünyanın en geniş asma “Yavuz Sultan Selim Köprüsü” 26 Ağustos 2016’da hizmete açılmıştır. 2021 yılında açılan, 387 metrelik yüksekliğiyle Küçük Çamlıca TV-Radyo Kulesi; 300 metrelik Eyfel Kulesi'nden daha yüksektir.

Netice; İstanbul çok çok özel bir yerdir. Şairin dediği gibi “Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.”

Not: Bu yazı İslami İlimler Akademisi "AKADEMİ" İlim ve Araştırma Dergisinde Temmuz 2024 tarihinde yayınlanmıştır.


Mustafa Salih Yazıcı ile iletişim kurmak için e-mail adresi: msyazici@hotmail.com
Yazarın Diğer Yazıları
Gazze’de Katliam Durdurulamıyor…
Öğrenme ve Yenilik Becerileri; Kritik Düşünme
Öğrenme ve Yenilik Yetkinlikleri (Becerileri)
Değişen Nitelikli İnsan Özellikleri, Eğitimde Bekl
Filistin, Kudüs’ün Önemi ve Geleceği
Değişen Nitelikli İnsan ve Toplum Beklentileri
Tatil Sonrası İşe Adapte Olmak
Tatilinizi, Geleceğiniz İçin Fırsata Çevirmek
Güvenilir Yerli ve Milli Kaynaklar
EYT'liler Emekliliğinizi Fırsata Çevirin
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.