Ekipçilik
Geçenlerde karşılaştığım eski bir dostum bana konuşmamız sırasında “Yahu, nedir bu ekipçilikten çektiğimiz?” diye sordu. İşte o anda, dünyaca ünlü yönetim otoritesi Peter Drucker’ın “Değişim Çağının Yönetimi” adlı okuduğum kitabında “ekip” hakkındaki sözleri hatırımıza geldi. Drucker’ın “ekip” ile ilgili sözleri yandaki kutularda…
Önemli olan golü kimin attığı değil, golün atılmasıdır.
“Ekipçilik”, takım demektir. Eğer “ekipçilik”, “hizipçilik” ve “grupçuluk” haline geliyorsa, bu takdirde organizasyon kansere yakalanmış demektir. Bunun tedavisi çok zordur. Eğer ekip, takım ruhu ile çalışıyor ve bünyeye yeni katılanları da ekibin bir oyuncusu, takımın bir parçası olarak görüyorsa, bu takdirde başarıya ulaşmak çok daha kolay olacaktır.
Başarılı bir ekipte, kimin önemli kimin önemsiz olduğunu hiç kimse bilemez. Herkes ekibin içinde aynı derecede öneme haizdir. Ayrıca, bir ekipte “er” olan, başka bir ekipte “lider” olabilir. Mesela, bir işyerinde bir ekibe “yönetici” olan kişi, kendi maiyetinde çalışan bir arkadaşının “lideri” olduğu başka bir projede ekibin bir çalışanı olabilir.
Başarılı bir “ekip” bir insan vücudu gibidir.
Eğer ekipteki bir çalışana herhangi bir şey olsa, örneğin hastalansa veya zarar görse ekibin tamamı bundan etkilenir. Yine ekipteki bir çalışanın başarısı bütün ekibi memnun eder.
Bu sebeple, başarılı bir ekip her zaman “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz” anlayışı ile çalışır. Yani başarıda egoya yer yoktur. Egonun girdiği yerde “ekip” oluşamaz. Takım ruhundan söz etmek mümkün değildir.
Bir organizasyonda; eğer kenetlenmiş bir ekip, bu ekibin içinden gelen ve ekibe gönlünü vermiş bir liderin; “araştırma”, “danışma (istişare)”, “kalite”, “vizyon” ve belirlenmiş hedefleri var ise, işte orada “başarı” var demektir.
Hepinize, “başarılı bir ekip” oluşturmada ve ekipte görev almada (statü hiç önemli değil) ve “ekip” için çalışmada başarı dileklerimizle…
M. Emin Öztürk ile iletişim kurmak için e-mail adresi: