Bol hatalı günler
Hayatın içinden ve iş dünyasında hata yapmanın elbette bir bedeli olmakla beraber, hataların arka bahçesinde oluşan pozitif anlamdaki şaşırtıcı getiriler de dikkatlerden kaçmamalıdır.
İnsanın hata yapmamasının iki nedeni olabilir: Birincisi iş yapmayanlar hata yapmaz!... İkincisi risk almaktan çekinenler hata yapmaz!... Ama bu konudaki temel ilke. Hata yapmaktan korkmamak esasıdır. Tabii, bu arada dikkat edin; bilginiz kaleminizden önce tükeniyorsa, işte o zaman hatalardan öcü gibi korkulmalıdır.
Hata yapan insan, bir şeyler yapmak isteyen bu amaçla çalışan ama belirsizlik veya kontrol edilemeyen faktörlerin etkisiyle farklı sonuçlara ulaşan kişidir. Bu ödüllendirmedir. Yalnız, ciddiyetsizlik, vurdumduymazlık, ihmalkârlık, dikkatsizlik, kuralsızlık, istismar, laubalilik vb. nedenleri hatadan ayırt etmek gerekmektedir. Bu nedenlerin doğurduğu sonuç, kabul edilmez ve cezalandırılmalıdır. Elbette, hatasız sonuç alan en iyi ödüle layıktır.Ayrıca hatanın tekrarınında hata olarak değerlendirilmemesi gerekir.
Kurumlar mevcut durumunu korumaya çalışmamalıdır. Mükemmele yürüyüş sonsuz ve zorlu bir süreçtir. Mevcut durumu koruma eğilimi bizi gerilere götürecektir. Kurumda ve çalışanlarımızda sürekli daha iyiyi arayış beraberinde hataların yapılması sonucunu da getirecektir. Bu durumda sıfır hata amacına ulaşılması için yapılması gereken, kurum da verimlilik ve etkinlik kavramlarının ön plana çıkarılması ve maliyet ile katkı kavramlarının kullanılarak sürekli gelişimin sağlanmasıdır.
Her durumda hata kesinlikle ve elbette hep cepten götürendir ve doğal olarak bir getirisi de yoktur. Ama olageldiğinde verdiği rahatsızlık eşliğinde kişiye ''tecrübe'' denilen olguyu çok daha yakından hatırlatmak gibi acılı bir güzellemeyi de yedekler.
Çağımızda birçok kavramın yeniden sorgulandığı ve anlam kazandığı, kendini geliştiren, bilgiye ulaşma becerisi ve kültürü olan insanların ön plana çıktığı, yeniliklere ayak uyduramayanın varlığını sürdüremediği bir döneme girilmiştir. Ülkemizde de yönetim alanında ve diğer alanlarda birçok kavram yeniden sorgulanarak anlamları üzerinde düşünülmelidir. Kurumlarda genellikle yapılan hatalar cezalandırılmaktadır. Oysaki hata, bir şeyler üretmeye çalışan kişilerin karşılaştıkları bir durumdur.
Artık herkesin bildiği post-it hikayesinin tekrar sizlerle paylaşmak istiyorum.
Günümüzde bir çok ofiste mutlaka bulunan, çok işe yarar ve üzerine küçük notlar yazmak için Kullanılan Post-itl'ler de, yine bir hata sonucu bulunmuştu.1990'lerin başında 3M şirketinin yöneticileri araştırma geliştirme bölümüne dünyanın en güçlü yapışkanını geliştirmek için çalışmalar yapılması talimatı verirler. Yapılan uzun çalışmalardan sonra ar-ge bölümü istenilen yapışkanı geliştirir ve yönetime sunar.Ancak buldukları yapışkan dünyanın en güçlü yapışkanı olmak bir yana, en zayıf yapıştırıcısıdır! Öyle ki, bir bebek bile yapıştırılan nesneyi iki parmağıyla hafifçe çektiğinde, nesne kolaylıkla gelmektedir. 3M şirketi ,eğer ar-ge ekibini hatasından dolayı cezalandırsaydı ve buluşların çöpe atsaydı, bugün 3M firmasını dünyaya tanıtan ve en büyük şirketlerinden biri yapan post-it kağıdıda olmayacaktı!
Bugün dünyanın sayılı ve büyük marka şirketleri, işlerinde hata yapanları bunları gözeterek hemen cezalandırmıyor; tam tersine hata yapmayanları bünyelerinde tutmakta epey teraddüt bile ediyorlar.
Katıldığım bir konferansta konuşmacının "google"ın sözleşmelerinde "Hata yapmaktan korkmayın" şeklinde bir ibaresi olduğunu, aynı şekilde "IBM"'in de başarılı olmak için iki kat daha fazla hata yapmak gerektiği felsefesi ile çalışmalarını sürdürdüğünü söylemesini bir çok kişi hayretle dinlemişti.
Son söz olarak geçenlerde duyduğum güzel bir sloganımsı cümle ile bitireyim.
İnsan İnandığı şeyler uğruna muhteşem hatalar yapabilmelidir.
Ömer Özkan ile iletişim kurmak için e-mail adresi:
omerozkan2011@gmail.com