Bugün: 27 Nisan 2024 Cumartesi
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | Yazarlar
Print Al
Yüzyıllar öncesinin toplam kalite yönetimi-Ahilik



Günümüz global ve rekabetçi iş ortamında, yerel değerler ile küresel başarıları elde edilebileceği fikrini savunanlardanım. Bu fikri savunmak tabii ki gelişen teknolojiyi, evrensel değerleri takip etmemek anlamını içermiyor. Bu fikir başarının anahtarı olarak ortaya konulan bir çok metodun kendi dinamiklerimizin içerisinde yüzyıllardır var oluşunun farkındalığını kapsıyor.

Son yıllardaki yönetim anlayışları dikkatle incelendiğinde modelin adı ne olursa olsun müşteri memnuniyetini en üst düzeye ulaştıracak yeni kriterler ve tanımlarla her model kendi yapısını zenginleştirilmektedir. Modeller, para egemenliğinden bilgi egemenliğine ve buradan da bilgeliğe doru gelişme gösterirken, anlayışlar da kapitalizmden hümanizme doğru bir yöneliş içerisine girmiştir.

Ahilik Türk kültürünün oluşturduğu en önemli sosyal kurumlardan bir tanesi. Bin yıl önce Anadolu’ya yerleşen Selçuklularla birlikte toplumun belkemiğini oluşturan, üretici-tüketici ilişkilerini “tüketici kraldır” anlayışı ile düzenleyen ve o çağda katılımcı, paylaşımcı bir anlayışla sosyal barışı sağlayan olağanüstü bir kurum. 21. Yüzyıl’da baştacı edilen “birey-ahlak-tüketim-kalite-şeffaflık” gibi değerleri Ahiler Anadolu’da yaklaşık bin yıl önce uygulamıştı. Yani ABD “keşfedilmeden” 400 sene önce! Şimdi Türkiye’ye gelen ABD’li guruların “kalite-verimlilik-tüketiciye önem” konferanslarını ağzı açık dinleyenlerin kendi kültürünü bilmemesi ve Ahilik kurumundan çıkarılabilecek güncel dersleri dünyaya anlatamamamız Türkiyeli aydınların tarih tembelliğinden olsa gerek!

Nedir Ahilik? Üretim temelinde, lonca sistemine dayalı bir örgütlenmedir. Çeşitli üretim dallarındaki esnaf ve zanaatkar’ın sıkı bir sosyal ve ahlaki disiplin temelinde örgütlenmesi ve belli kurallar dahilinde (ticari ahlak-kalite-tüketici hakkı gibi) çalışmasının sürekli denetlenmesidir.

İş mükemmelliği içinde adım adım ilerleyen yeni yönetim anlayışları, geçmişin zengin kaynakları ile de beslenmektedir. Bu anlamda: bir yönetim felsefesi olarak TKY (Toplam Kalite Yönetimi) ile TKY'nin tarihteki bir uygulaması diye değerlendirebileceğimiz Ahilik kültürünün benzeşen pek çok yönü bulunmaktadır.

Ahilik, hem insan yetiştirmeden hem de piyasaya sunuları mal ve hizmette bir seviye yakalamış ve birkaç asır devam etmiştir. Uygulanan sistemin adı TKY değildi ama felsefe aynı felsefe idi: "İnsan odaklı" ve "İşin ehline teslim edildiği" bir iş felsefesi... Yine Ahilik müessesesinde tüketicinin korunması en üst makamlardan en alt makamlara kadar üzerinde hassasiyetle durulan bir konudur. Gerek Ahilik teşkilatı gerekse bir yönetim felsefesi olarak TKY objektif olarak değerlendirildiğinde her ikisinde de işgörenler, işverenler ve müşterilerin tatmini; dahası, toplumun huzuru ön plana çıkacaktır.

Ahilik kurumunun geleneksel değerlerinin en önemlilerinden birisi “kalite” anlayışıydı. Giysiden ayakkabıya, demir aletlerden tahta eşyalara kadar her alanda ürün kalitesi ve üretim kuralları inceden inceye en kapsamlı talimatnamelerde belirlenmişti. Sıkı denetim sayesinde buna aykırı davranan ve üründen “çalan” her esnaf kısa sürede yakalanır, uyarılır, cezalandırılır, yola gelmezse loncadan atılır ve esnaflık yapması yasaklanırdı.

Gerek üründe gerek üretim ve dükkan şartlarında tıpkı bugünün ISO 9000’i gibi “evrensel” standartlar vardı Ahilikte. Kalite kontrolü kurumun en önemli görevleri arasındaydı. “Papucu dama atılmak” sözü de buradan gelir. Ahi babaları kalite kontrolü sırasında ürününü beğenmedikleri ya da kurallara aykırı bir davranışını saptadıkları esnafın ayağındaki papucu çıkarıp dama atarlardı. “Onun papucu dama atıldı” sözü sosyal ve mesleki bir cezanın yıllardır dilimize işlemiş en çarpıcı ifadeleri arasındadır. Ahilik Türk kültüründe böylesine derin izler bırakmıştır.

Ahi teşkilatının kurucusu sayılan Ahi Evran, ilk olarak esnaflar arasında birlik ve dirliği sağlamıştır. Esnafın denetlenmesine ve özellikle de eğitilmesine önem vermiştir. Her esnafın sağlam iş yapıp yapmadığını, müşterilere karşı davranışlarını kontrol etmiş, üretilen malların kaliteli ve standartta olmasına çalışmıştır. Ahi birliklerinde ustaların üreteceği ürün belirli bir standarda bağlandığı gibi, alacakları çırak sayısı da standarda bağlanmıştır. Usta sadece ahi teşkilatının öngördüğü kadar çırak alabilirdi. Çünkü çırakların sayısı çok olursa işyerinde eğitim, üretim, kalite ve standart istenilen özellikte gerçekleşmeyecek ve kontrol güçleşecektir. Eğer bir usta kalitesiz mal üretir, üretim standardına uymaz, kalfaların ücretlerini vermez, çıraklarını sömürür, onlara bildiklerini öğretmez ve kendinden beklenen görevleri yerine getirmezse, ustaya işyeri kapatma cezası verilirdi.

Bugün eşine ancak ABD’de en ileri sivil toplum girişimlerinde rastlanan, evsizlere (homeless) aşevi, sağlık ocağı gibi hizmetler veren kurumları Ahilik Anadolu’da bin yıl önce insani bir şefkat temelinde felsefesini de çok sağlam bir şekilde oturtarak kurmuştu. Böylece Ahilik bugün globalleşen dünyada en çok ihtiyaç duyulan üretici-varlıklı kesimin, yoksul ve zayıf kesimleri koruyup kollayan sosyal organizasyonlara yönelmesi eğilimini bin yıl önce hayata geçirmişti. Günümüzde “Yaşam Kalitesi” olarak dillendirilen olgunun temelleri sanırım buradan gelse gerek.

Ülkemizde yeni yeni kurumsallaşan Rekabet Kurulu, Patent Enstitüsü, Kosgeb, Reklâm Kurulu yanında Ticaret ve Sanayi Odaları, İşçi ve İşveren Sendikaları, Kooperatifler, Esnaf Odaları, Belediye, Bağ-Kur gibi sosyal hizmet veren kurumlar Ahilik sisteminden günümüze yansıyan kuruluşlardır.

2000'li yılların başlarında olduğumuz şu günlerde, Ahiliğin ahlak ve çalışmaya ait prensipleri kısaca Ahilik felsefesi, dünyamızda ilerleyen toplumların modeli olmaya adaydır. Bu görüş bir kehanet değildir. Bugün nasıl ki kalkınmış birçok ülkede Ahilik prensiplerinin izlerini görüyorsak, yarın da ilerlemiş toplumların yükselmesinde Ahilik ilkelerinin, önemli rol oynadığı görülecektir.

Ahi Baba'nın Ustalığa yükselen gence nasihati:
Doğru, sabırlı, dayanıklı ol,Yalan söyleme,
Büyüklerinden önce söze başlama,
Kimseyi kandırma, Kanaatkar ol,
Dünya malına tamah etme.
Yanlış ölçme, eksik tartma.
Kuvvetli ve üstün durumda iken affetmesini,
Hiddetli İken yumuşak davranmasını bil ve
Kendin muhtaç iken bile başkalarına verecek kadar cömert ol.”



Ömer Özkan ile iletişim kurmak için e-mail adresi: omerozkan2011@gmail.com
Yazarın Diğer Yazıları
Bol hatalı günler
Türk kültüründe yönetmek...
<<  1 >> 
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.