İyi de hangi sosyal ağ?
Geçenlerde bir toplantı sonrası karşılaştığım, Süzer Holding veliahtlarından Serhan Süzer'le sohbet ettik. Genç Süzer kendi kanatlarıyla da uçmayı isteyip yeni işlere giriştiğini anlattı. Son derece ilginç, genç bir işadamına yakışacak biçimde teknolojik ve katma değerli bu işleri, anlatmaya hazır olduğunda eminim duyacaksınız. Bugün bahsetmek istediğim şey, Süzer'in uzattığı yeni ve 'über fütüristik' kartvizit...
Dönüştürülebilir kağıttan yapılmış ve arkasında yanılmıyorsam "QR Code" denilen bir tür barkod bulunan bu kartvizitin tüm içeriğini, akıllı telefonunuza ücretsiz olarak indireceğiniz bir aplikasyon sayesinde adres defterinize, bilgisayarınıza, LinkedIn sayfanıza vb. anında işleyebiliyorsunuz. Benim gibi 'defter tutmak', organize olmak, kayıt saklamak konularında ciddi biçimde özürlü bir insan için mükemmel bir icat! Yani bu barkodun kartvizitlerde yayılmasıyla, marketlerde kasiyerlerin fiyat barkodonu tararken yaptığı gibi küçük ve şık bir hareketle karşınızdaki kişinin, sizinle paylaşmaya hazır olduğu tüm detayları, zahmetsizce iletişim ağınıza ekleyebilecek, kullandığınız tüm sosyal ağlara eklemlendirebileceksiniz. İş dünyasının gerçekten bu tip pratik, zaman ve emekten tasarruf ettiren uygulamalara çok ihtiyacı var.
Gerçi Facebook, Twitter, LinkedIn gibi muhteşem sosyal ağlar hızla hayatımıza girerken, madalyonun bir yüzünde de bunları doğru yönetme; teknolojinin ve değişen dünyanın kurbanı olmama ihtiyacımız da katlanıyor. Hepimiz pek çok arkadaşımızın bu tip sosyal mecralarda zor durumda kaldığına; kendisini rezil ettiğine; işine mal olacak; arkadaşlarını, karizmasını kaybetmesine neden olacak türde yanlışlar yaptığına şahit oluyoruz sık sık. İki kadeh içkiden sonra agresifleşen twitler mi istersiniz, bel altı kavgaların kamusal alana taşınması mı, her telden rezillik mevcut bu dünyada. Ama dikkatli bir kullanıcı için fırsatlar da öyle... Bu aralar en dikkat çeken yükseliş, LinkedIn'de...
Tüm dünya Facebook ve Mark Zukerberg'in işlerine odaklanmışken profesyoneller için bir ağ olan LinkedIn, çok ciddi bir başarı gösteriyor. Bu öyle bir başarı ki iş dünyasının işe alım alışkanlıklarını kökünden değiştirecek, istihdam hareketlerinin dinamosu olacak türde bir potansiyele sahip. Dünyada gözler Facebook'un halka açılmasına takılmışken ve 18 Mayıs'tan sonraki bir ay içinde şirketin hisseleri yüzde 17 değer kaybetmişken pek fark edilmese de LinkedIn hisseleri, yılbaşından bu yana yüzde 64 değer kazandı. Barclays Capital'dan Mark May, LinkedIn'in bu yıl 895 milyon dolar brüt, 70 milyon dolar net kazanç elde etme yolunda ilerlediğini söylüyor.
Bu, 2011'e kıyasla iki kalemde sırasıyla yüzde 71 ve yüzde 100 artış demek. Bu başarının arkasındaki model ve mantık aslında oldukça basit: Sitenin 161 milyon üyesinin profillerini, şirketlerin işe alma yetkililerinin onsuz yapamayacağı bir hale getirme iddiası! Forbes'a göre LinkedIn artık kurumsal yetenek avcılarına yıllık bedeli 8 bin 200 dolara kadar yükselen bedellerle müthiş bir yetenek veri tabanı sunuyor. Bugün binlerce şirket LinkedIn'in en önemli ürünü olan Recruiter'ı, başarılı insanları ve yeni çalışma arkadaşlarını avlamak için kullanıyor.
Başarının arkasında ilginç rakamsal veriler var: ComScore'un Web kullanma verileri ve halka açık mali kayıtlar sayesinde Facebook ve LinkedIn'in, kullanıcılarının bu sitelerde ne kadar zaman geçirdiğini ve saat başına ne kadar gelir elde ettiğini hesaplamak artık mümkün. LinkedIn'in skoru: 1.3 dolar. Facebook'unki: 6.2 sent. Gelirinin yüzde 85'ini reklamlardan elde eden Facebook, insanlar ancak Facebook'a girdiğinde para kazanıyor. LinkedIn ise üye olduğunuz andan itibaren zamanınızı değil, bilgilerinizi paraya dönüştürüyor. Facebook'ta kullanıcılar ayda ortalama olarak 6.35 saat geçirse de, söz konusu rakam LinkedIn'de 18 dakika. Buna rağmen Facebook kullanıcıları her 2 bin reklamdan sadece birine tıklıyor. Web mobilleştikçe yani bu tip sosyal ağların kullanımı akıllı telefonlara, İpad gibi tabletlere kaydıkça işin rengi daha da değişecek. Tablet ve akıllı telefonlarda reklam yayınlamak zor; Facebook ve Google gibi şirketlerde ciddi endişeye yol açıyor bu durum. Şu anda sitesine ziyaretlerin yüzde 22'si mobil cihazlarla yapılan (geçen yıl yüzde 8'di) LinkedIn için bu sıçrama, paraya dönüştürebileceği türden etkileşim ve verinin artması anlamına geliyor. Tablo bu olunca artık eski tip kartvizit değişimlerinin, head hunterlar aracılığıyla eleman aramanın falan geleceğin iş yapış şekli olmayacağı kesin. Zaten LinkedIn, Serhan Süzer'in kullandığı türden kartvizit fotoğraflarını dijital kontaklara dönüştüren bir iPhone uygulaması olan CardMunch'ı Ocak 2011'de satın aldı. Böylece verdiği hizmeti, kartvizitlerden kişinin mevcut LinkedIn profiline ulaşmayı ve insanların birbiriyle bağlantı kurmasını mümkün kılacak şekilde yeniden yapılandırdı. LinkedIn'in küresel olarak işe alım piyasasını nasıl sarsmakta olduğunu yine rakamlara bakarak görebiliyoruz. Yetenek avcılığı sektörünün ünlü şirketlerinden Heidrick & Struggles'ın hisseleri son beş yılda yüzde 67 değer kaybetti, aynı dönemde S&P ise sadece yüzde 13 geriledi. Online iş ilanları portalı Monster Worldwide'ın hisseleri ise yüzde 81 değer kaybetti. Henüz Serhan Süzer'in kartvizitini okuyacak aplikasyonu iPhone'uma indirmeyi başarıp kendisini adres defterime ve LinkedIn hesabıma şıp diye katmayı başaramamış olsam da bu yazıyı yazmaya başlamadan küçük bir deney yaptım. LinkedIn hesabımdan, tanıdığım üst düzey yönetici/ iş insanlarına davetler gönderdim. Ve çok yoğun olduğunu bildiğim bu insanların epey bir kısmından iki saat içinde yağmur gibi cevap yağdı. Daha ne olsun?
Burçak Güven ile iletişim kurmak için e-mail adresi:
burcak.guven@sabah.com.tr