Bugün: 23 Kasım 2024 Cumartesi
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | YH Mekan
Print Al

Mahzun mescit “El Aksa”

6 Eylül 2015 Pazar::

“Oraya (Mescid-i Aksa’ya) gidin ve içinde namaz kılın. Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere zeytinyağı gönderin.”
Hadis-i şerif

Yazı Boyutu : A A A A

İş adamı Şevki Yüksel ağabey ile havadan sudan konuşuyoruz. O bana plastik kalıp işini anlatıyor ben ona gazeteciliği. Laf arasında "bizim mesleğin çilesi de neşesi de var" diyorum, "bahane ile dünyanın çok yerini görüyoruz, Asya, Avrupa, Afrika…"

- Peki ya Kudüs’ü gördün mü?

- Ah çok isterdim ama…

Telefona uzanıyor, birileri ile konuşuyor, “pasaportun hazır mı” diye soruyor.

- Tabii daima.

Aradan birkaç hafta geçiyor, bir gün seyahat acentesinden arıyorlar. Ali Bey filan gün çıkıyoruz yola.

-Hayrola?

-Şevki Bey adınızı yazdırdı, Kudüs’e gidiyoruz unuttunuz mu yoksa?

Yalanı yok unuttum, ama bozuntuya vermiyorum "ha evet tabii" diyorum şaşkınlıkla.

UZAK SAYILMAZ

Tel Aviv tayyare ile iki saat sürüyor, Kudüs de bir o kadar.

Yollar düzgün otobüsler rahat.

Kutlu beldeye yaklaşıkça Mescid-i Aksa'nın mahzun resmi beliriyor hafızalarımızda. Mübarek mekân Mirac mucizesinin şahidi. Alemlerin Efendisi (Sallallahü aleyhi ve sellem) imam olmuş nebilere namaz kıldırmış burada. Sağda solda medreseler, sebiller, kuyular şadırvanlar, havuzlar görüyoruz, dört ayrı minare, misafirhaneler, darulhadis, darülkurra… Hepsinin hikâyesi var, her biri ayrı hatıra.

Nedense Mescid-i Aksa denince sadece Kubbet-üs sahra gelir aklımıza. Halbuki El Aksa bu alanın tamamı, içinde Kıble Mescidi, Mervan Mescidi, Velid ve Burak mescitleri de bulunuyor. Boyu 490, eni 321 metre diyeyim de anlayın. Koca bir külliye başlı başına. Siyonistler araştırma bahanesi ile Burak duvarından dalmış tünel kazıyorlar. Maksatları çökertip yok etmek, ancak bunu yapabilmeleri için Mescid-i Aksa'nın cemaatsiz kalması lazım, sabahın seherinden yatsının hitamına kadar mescide koşan müminler onlara bu fırsatı vermiyor. Şuurlu Müslümanlar “El-Beyarık Seferleri" ile (Bayraklar meşaleler) Filistinin dört bir yanından bila bedel cemaat taşıyor, bizzat Selahattin Eyyubi’nin başlattığı hayrı yaşatıyorlar. Irkçı İsrail Hükümeti de zaman zaman müminlere 40 yaş sınırı koyarak ibadet hürriyetine mani oluyor. Diyelim Kudüs’te ama mücavir alan dışında mukimsiniz, mescide gelemiyorsunuz asla. Çünkü köyünüz, beldeniz, tellerle, duvarlarla, bariyerlerle çevrilmiş, çıkamıyorsunuz dışarıya. Bu manialar öyle atlanarak zıplanarak geçilesi değil, beton blokların yüksekliği yer yer 17 metre. Kulelerdeki snaypırların gözü üzerinizde, vurmak için bahane arıyorlar.

SAFLARI SIKLAŞTIRALIM

Müslümanlar cemaate devam ettikleri müddetçe Siyonistlerin Mescidi Aksa’ya dokunmaları zor ama tembellik eder de cemaate katılmazlarsa yağ sürülecek işgalcilerin somunlarına.

Öyleyse madde biiir. Kudüs-ü şerifte kaç gün kaldınız her vakit namazı Mescid-i Aksa’da eda etmelisiniz mutlaka!

Bu zor bir şey değil ama azıcık gayret istiyor. Otelinizden çıkıp önce Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı şehir surlarına varıyorsunuz. Kale kapılarından girdiğiniz eski şehirde hayatınızda görebileceğiniz en otantik sokaklar uzanıyor. Nadiren göğü görüyor, ekseri yürüyorsunuz abbaraların (tünellerin) altında. Küçük mahalle bakkalları, berberler, kasaplar ve kapılarına Kâbe tasvirleri asılmış hacı evleri. Takriben on dakika yürüyüp varıyorsunuz mescidin kapısına. Bu arada önden arkadan ve profilden resim veriyorsunuz tam 316 kamera kayıtta. Kapıda muhafızlara dert anlatıyor “Türk ve Müslüman" olduğunuzu ispat ediyorsunuz. Doğrusunu isterseniz zorluk çıkarmıyorlar.

YEVMÜL CUMA

İsrail’de cumalar resmen tatil, babalar oğullarının elini tutup mescide getiriyor. Minik müminler mümineler belli ki yıkanmış paklanmış ıtırlanmışlar. Saçlar pırıl pırıl, üzerlerinde bayramlıklar. Küçük hanımlar sade namaz eteklerine bürünmüşler ama alttan simli pullu papuçlar parlıyor. Namazı kılıyoruz, tespihler çekiliyor, dualar ediliyor merdiven başından dağılan cemaati izliyoruz. Görünüşte önümüzde sadece Kıble Mescidi var. Eni belli, boyu belli ne kadar cemaat olabilir ki orada. Ama boşal boşal bitmiyor. Meğer sağında Burak Mescidi varmış solunda Mervan. Cumadan sonra Kadim Mescid denilen dehlizlere götürüyorlar, yerin altında muazzam boşluklar… Uçsuz bucaksız desem abarttığımı sanacaksınız ama inanın on binler durabilir saflara. Ve halife Velid’in düzenlediği mescide giriyoruz. O da yerin altında. İşte iffet timsali Meryem validemizin ibadete çekildiği hücre de oraya tekabül ediyor. İsa Aleyhisselam burada açıyor gözünü dünyaya. Demek ki Mescid-i Aksa ne güney ucundaki Kıble mescidi ne de altın renkli Kubbet-üs sahra… Bütün bu alana deniyor, her yeri kıymetli, tek taşı bile verilmemeli asla.

İNSANLIK TARİHİ KADAR ESKİ

Bir kaç geçici işgali saymazsak El Aksa, Hazret-i Adem devrinden beri mescit olarak müminleri ağırlar, “Siyon mabedi” olmuyor asla.

Müslümanların ilk kıblesi ve en kıymetli üç mescidden biri olan Mescid-i aksa Beytülmakdis “mukaddes ev” diye geçiyor kitaplarda. Nasıl Kâbe-i muazzamaya çevresiyle birlikte Mescid-i Harâm deniliyorsa Mescid-i Aksâ etrafına Harem-i şerif deniyor. Kâbe’den sadece 40 yıl sonra yapılıyor. Nuh tufanı ile kayboluyor. Hazret-i İbrahim ve oğlu İsmail Aleyhisselam aynen Kâbe-i muazzama gibi temellerini buluyorlar. Bilahare Hazret-i Dâvûd inşaata başlıyor. Ancak bitirmek oğlu Süleyman aleyhisselama nasip oluyor. Bunun için gerekli taş ve keresteler Lübnan dağlarından getirtiliyor. Gariptir ama bina sessiz sedasız yükseliyor çekiç sesi duyulmuyor. Niye? Çünkü Süleyman aleyhisselam cinleri de çalıştırıyor. İlk mescidin yeri Kubbetü’s-sahranın bulunduğu Kudsü’l-akdes denilen mevkiye tekabül ediyor. Uzunluğu 60, genişliği 20, yüksekliği 30 arşın (bir arşın 45 cm. denk geliyor.) Mâbedin ön kısmına ahid sandığı için (içinde Tevrat levhaları muhafaza edilirdi) bir iç oda yapılıyor, duvarları ahşapla örtülüp altınla bezeniyor.

İŞGALLER İSTİLALAR

Yıllar geçiyor yağmalar istilalar derken Beytül makdisin izi esamisi kalmıyor. Bilhassa Babil hükümdarı Buhtunnasr (Nebukadnezzar) şehri harap ediyor. Bâbil Persler tarafından zapt edilince İsrail oğulları Kudüs’e dönüyor ve mâbet yeniden inşa ediliyor (M.Ö. 515). Ardından Selefki Kralı Antiochos musallat oluyor. Mübarek mekâna Yunan tanrılarının heykellerini koyunca Makkabi isyanı başlıyor ve muvahhidler Mescidi ele geçiriyor. Derken Roma işgali, ardından Part hâkimiyeti. I. Herod mâbedi yeniden yaptırıyor ki işte Hazret-i İsa da o yıllarda doğuyor. Ve rahavet yılları. Beytülmakdis panayıra dönüyor. Hazret-i İsa tebliğde bulunurken Yahudi kâhinler karşı çıkıyor. M.S 70’de Romalı Titus Kudüs’e giriyor. Acıması yok, yakıyor, yıkıyor. Bir başka Romalı Hadrien ise Beytülmakdis’in yerine Jüpiter Tapınağı kurduruyor. Kostantin Hıristiyanlığı kabul edince tapınağı yıktırıyor, kiliseye çeviriyor.

VE?MİRAC?MUCİZESİ

Server-i kainatın Mescid-i Aksa’ya getirildiği İsrâ sûresinde açıkça belirtiliyor ki miraca “hal, rüya” diyenler bu ayet-i kerimeye muhalefet ediyor. Hazret-i Ömer, Kudüs’ün anahtarını teslim aldığında Mescid-i Aksa’yı perişan halde buluyor. İlk işi mübarek mekânı molozlardan kurtarmak oluyor, kendisi de bizzat çalışıyor. Ortalığı temizleyip huzur içinde namaz kılıyorlar. Bilahare doğu duvarı cihetine bir namazgâh yaptırıyor. Emevî Halifesi Abdülmelik bin Mervân (Mısır’ın yedi yıllık vergisi ile) muazzam bir mescit inşa ediyor. Hicri 158’de Mehdî-Billâh tarafından yenilenen mescit, Abbâsî Halifesi Me’mûn (830) ve Halife Zâhir (1034) tarafından âdeta yeniden yapılıyor. Haçlı istilâsında tapınakçıların çöreklendiği Beytülmakdis çok yıpranıyor. Selâhaddîn-i Eyyûbî itina ile tamir ve tezyin ediyor. Nûreddin Zengî’nin yaptırdığı minberi Halep’ten alıp, Mescid-i Aksaya koyduruyor. (Tek çivi kullanılmadan yapılan muhteşem minber bir fanatiğin attığı el bombaları ile yanıyor)

Osmanlılar Kudüse hâkim (hükümdar) değil hadim (hizmetçi) oluyorlar. Dedelerimiz Mescid-i Aksa'ya çiçek gibi bakıyor.

Ve son onarımı da Mimar Kemâleddin gerçekleştiriyor.

Yani Mescid-i Aksanın her taşında Müslümanların emeği ve parası var, ecdat buraya hizmeti şeref sayıyor.

BİRİ DEĞİL HEPSİ AKSA

Mescid-i Aksa yarım kilometrelik boyuyla muhteşem bir külliye. İçinde 6 mescit, 4 minare, dördü kapalı 14 kapı, 12 medrese, 15 kubbe oda, 10 ayrı kemer ve revak, kuyular şadırvanlar, namazgâhlar bulunuyor.

ÜSTÜ DE MESCİT, ALTI DA

Meğer avlunun altında yer yer mescitler varmış, asıl kalabalık aysberg gibi toprağın altında.

Ruhumuz, kanımız canımız Aksa.

Müminlere tarifsiz bir huzur veriyor, bazı şeyleri yaşamak gerek kelimeler yetmiyor.

Anahtar Kelimeler:

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.