Print Al |
Türkiye’de resmi verilere göre Suriye sermayeli firma sayısı 2 bin 827. Ancak uzmanlar Türk ortakla yasal prosedürleri aşarak faaliyet gösteren ve kayıtdışı çalışan firmalarla birlikte bu rakamın 10 bini aştığını söylüyor. Türkiye’nin gündemi 1 Kasım’da yapılacak seçimlere kilitlenmişken, iş dünyası seçim sonrası kurulacak hükümetten Suriyelilerin yasal statülerini netleştirmesini bekliyor. ‘Misafir’ gözüyle bakılan Suriyelilerin savaşın başlamasının üzerinden 4 yıl geçmesinin üzerine artık ‘kalıcı’ olduğu düşünülüyor. İş dünyası bu kalıcı göçmenler için acilen politika üretilmesini bekliyor. Hem haksız rekabeti çözecek hem de iş gücü piyasasını düzenleyecek çözümler isteniyor. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) 18 kentte Suriyeli göçmenlerin iş dünyasına etkilerini araştırmak için bir rapor hazırlıyor. Raporun Ekim ayında tamamlanarak kamuouyu ile paylaşılması bekleniyor. Gaziantep Ticaret Odası da “İçimizdeki Suriyeliler” başlığı altında Gaziantep İkinci Ortak Akıl Toplantısı’nı hazırladı. Suriye sermayeli firmaların Türkiye’de yatırım yapmasının önünde engel yokken, Suriyeli işçi çalıştırılması yasal değil. Her iki raporda da hem ekonomik hayata hem de sosyal hayata yönelik çözüm içeren veriler yer alıyor. Gaziantep’ten edinilen bilgilere göre, Suriyeli büyük sermayedarlar yatırım yapmak için Kıbrıs’ı tercih ettiler. Öncelikli olarak Türkiye’ye getirdikleri bu sermayeyi Kıbrıs’a götürdüler. Suriyeli firmaların yüzde 60’ı aşkını İstanbul’da faaliyet gösteriyor. Resmi rakamlara göre Türkiye’deki Suriyeli 2 bin 827 firmadan bin 709’u İstanbul’da. Gaziantep’te 471, Hatay’da 250, Kilis’te 70, Şanlıurfa’daki 56 ve Kahramanmaraş’taki 22 Suriyeli firma yer alıyor. Bu firmalar ticaret ve sanayi odalarına üye olarak faaliyetlerini yürütüyorlar. Türkiye’de sektörel açıdan değerlendirildiğinde Suriye sermayeli firmaların 978’i toptan ticaret ile ilgileniyor. Tamir yapan firmaların sayısı ise 606. İnşaat sektöründe de 288 firma faaliyet gösteriyor. Savaştan önce Antep’te 12 Suriyeli firma vardı Gaziantep Ticaret Odası’nın ‘İçimizdeki Suriye’ başlıklı raporunda Suriyeli sığınmacıların sadece tüketici olmadığının da altı çiziliyor. Göçmenlerin, “ekonomi üzerindeki etkilerinin maliyet-fırsat perspektifinden değerlendirilmesi” nin önemine değinilen raporda “Bölgedeki Suriyeli yatırımcıların artması” başlığı altında şu ifadelere yer veriliyor: “Ortadoğu ülkeleri ile son derece iyi bağlantılara sahip Suriyeli tüccarların Türkiye’den ticaret yapması, Türkiye mallarını sahip oldukları iş bağlantıları üzerinden Ortadoğu pazarına ulaştırmaları ekonomiye olumlu yansımalar olarak değerlendirilebilir. Her ne kadar Suriye’den Türkiye’ye büyük bir sermaye akışı olmasa da Suriyelilerin özellikle bölgede ticari faaliyete ve üretime katılmak üzere çok sayıda firma kurduğu görülmektedir. Suriye iç savaşından önce odaya kayıtlı 12 Suriye sermayeli firma varken bu sayının 2014’te 347’ye, Ağustos 2015 itibari ile de 471’e ulaştığı görülmektedir.” 6 aydır Türkiye’de olana çalışma izni verilsin Ortak Akıl Raporu’nda ayrıca Suriyeli işçi sorununa da dikkat çekilerek, “Suriyelilerin çalışmasının, çalışma barışını bozma tehlikesine karşı firmalarda çalışacak Suriyelilere yönelik toplam çalışanların belli bir oranında olmak koşulu getirilebilecektir. Halihazırda Suriyelilere uygulanan çalışma izni prosedürü, genelde uygulandığı gibi pasaport gerektirmekte ve uzun bir süreci kapsamaktadır. Kayıt yaptıran ve en az altı aydır ülkemizde ikamet edenlere herhangi bir prosedür aranmadan çalışma izni verilmesi yönünde çalışmalar başlatılmış fakat henüz uygulamaya geçmemiştir. Bu çalışmanın uygulamaya geçmesi Suriyelilerin istihdamındaki problemleri önemli ölçüde çözecektir " denildi. Erdoğan: Entegrasyon için önemli bir çalışma TİSK’in raporunu hazırlayan Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (HÜGO) Müdürü Doç. Dr. M. Murat Erdoğan da DÜNYA’ya açılmalarda bulunarak, şunları söyledi: “Biz çalışma ile birlikte sosyal ve ekonomik entegrasyon sağlanması için veriler ortaya sereceğiz. Önceden Suriyeliler konusu sadece oradaki savaşın bitmesine odaklanmıştı. Bu yüzden göçmenler için kapsamlı bir çalışma yapılmadı. Ancak artık kalıcı olduklarını görüyoruz. Almanya 16 eyaletinin zenginliğine göre göçmenleri dağıtıyor. Bu eyaletler de kentlere o oranda göçmen yolluyor. Sistemli bir entegrasyon politikası var. Suriyelilerin mesleklerine göre bir araştırma yapılmalı ve bu alanda toplumsal tepkinin önüne geçecek çalışmalar da gerçekleştirilmeli.” Hukuk Suriyeliler için 'geçici' diyor Göçmenlerin Macaristan sınırında ve Ege denizinde yaşadığı dram Avrupa ülkelerini, bu alanda tedbirler almaya zorluyor. Türkiye’de ise yasalar Suriyeliler için halen ‘geçici’ diyor. Türkiye son 4 yıldır neredeyse kendi imkanları ile Suriyeli göçmenleri barındırıyor. 11 Nisan 2013’te Resmi Gazete’de 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) yayınlanmıştı. YUKK kapsamında, göçmenler, “mülteci, sığınmacı, ikincil koruma ve geçici koruma” isimli 4 statüye sahip. İlk üç statü bireysel, dördüncü statü ise kitlesel olarak tanımlanıyor. Bu nedenle mülteci olarak değil hukuki bakımdan “geçici korunan Suriyeliler” olarak nitelendiriliyorlar. Suriyeliler yabancı sermayeli firmalar kurabilirken halen yasal statüleri olmadığı için kayıtdışı çalışıyorlar. 'Kahramanmaraş'ta çadırkent nedeniyle sanayi sitesi genişleyemedi' Kahramanmaraş TSO Yönetim Kurulu Üyesi Furkan Bayazıt; “Türkiye’ye sığınan Suriyeliler kendi düzenlerini kursa da, alt yapımız bu göçe hazırlıksız yakalandı” diye konuştu. Bayazıt; kente çadır kentte 17 bin, şehir içinde ise 35 bin Suriyeli olduğunu belirtti. Suriyelilerin kent ekonomisine etkisini değerlendiren Bayazıt, “İlk etapta piyasayı canlandırdılar. Çünkü birikimleri ile geldiler. Ancak asgari ücretle çalışan kendi vatandaşımız olumsuz etkilendi. Ev kiraları 150, 200 liradan 500 liralara çıktı. Sanayi Sitesi’nin genişleme alanındaki Çadırkent nedeniyle yeni tesis kurulamıyor. Bu da iş yeri kiralarını yüzde 300 arttırdı” açıklamasını yaptı. Bayazıt, “İşin pozitif yönü ise Allah bize vasıfl ı ve vasıfsız 20-50 yaş arasında işçi gönderdi” dedi. 'Mersin'de emlak piyasasını Suriyeliler yönetiyor iddiası' Mersin’de son dönemde hem kira hem de satılık konut fiyatlarında ciddi bir artış gözlemleniyor. Fiyatlardaki artışın en büyük nedeni ise Mersin’e gelen Suriyeliler olarak gösteriliyor. Ancak işin diğer boyutu ise sektörde Suriyelilerin açtığı işyerlerinden çok ucuz fiyatlara kiralanan konutların yine Suriyelilere fahiş fiyata kiralanması. Ülkelerindeki savaştan kaçarak Mersin’e gelen Suriyeli sayısının resmi rakamının 110 bini aştığı ifade edilirken, göç dalgasının en çok emlak sektörünü etkilediği belirtiliyor. Mersin Emlakçılar Odası Başkanı Yavuz Selim Madenli, Suriyelilerin firma kurarak emlakçılık sektörünü ellerinde tuttuklarına dikkat çekti. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı 7-8 tane Suriyeli firma kurulduğunu aktaran Madenli, bunun yanı sıra 300’e yakın ‘ayakçı’ diye tabir edilen kişilerin emlakçılık yaptıklarının iddia etti. Madenli, Suriyelilerin kiralık evleri mülk sahibinden 500 TL’ye kiraladıklarını ve yine Suriyelilere 850-900 TL’ye kiraya verdiklerini ifade ederken, “Bu kişiler yasal olmayan bir şekilde emlakçılık yaparak evleri Suriyelilere fahiş fiyatlarla kiralıyorlar. Emlakçı olabilmek için emlakçılık kurslarına katılmak, belge almak, odaya kaydolmak, maliyeye bildirim yapılmak ve yapılan işten fatura kesmek gerekiyor. Ancak Suriyelilerin herhangi bir kayıtları yok. Şirket kurabiliyorlar ama birçok şeyden muafl ar. Biz de Emlakçılar Odası olarak tutanak tutuyoruz ama herhangi bir yaptırım yok. Bu gidişle bu piyasayı tamamen Suriyelilere bırakmak durumda kalacağız” şeklinde konuştu. Madenli, “Mersin’de Arapça tabela sayısı da her geçen gün artıyor. Yerli esnaf yok oluşun eşiğinde. Diğer sektörlerdeki esnaf da aynı sıkıntıyı yaşıyor. Acilen bu sorunların çözülmesi için yasal altyapı sağlanmalı” diye konuştu. 'Suriyeli tekstilcilerin merkezi Bursa oldu' Halep’teki tekstil, konfeksiyon ve dokuma imalatlarını devam ettirmek için özellikle tekstil kenti Bursa’ya yerleşen Suriyelilerin açtığı kayıtdışı fason atölye sayısının 100’e ulaştığı iddia ediliyor. Vişne Bölgesi’nde 10 toptancının bulunduğu da iddialar arasında. Diğer yandan Bursa’da Suriyeliler arasında bakkal, fırın, lokanta açanlar; marangozluk ve mobilyacılık ile ayakkabı imalatçılığı yapanlar da var. Ancak bunlarla ilgili de hiçbir resmi kayıt yok. Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, 2015 Haziran ayı itibariyle, Bursa ilinde 13 Suriye sermayeli firma bulunuyor. Söz konusu şirketlerin 6’sı imalat sanayi, 2’si inşaat, 5’i ise toptan ve perakende ticaret sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Sektör temsilcileri ise kayıtdışı faaliyet gösteren Suriyeli firmaların rakamca çokluğuna dikkati çekiyor. İddialara göre, Bursa’da Suriyeliler ağırlıklı olarak tekstil ve konfeksiyon sektöründe faaliyet gösteriyor. Kentte Suriyelilere ait fason atölye sayısı 100 civarında. Son 1.5 yılda kayıt yaptıranların sayısı ise sadece 10. Bu işletmeler konfeksiyon, tekstil ve dokuma alanında faaliyet gösteriyor. BEKSİAD Sosyal İşler Komisyon Başkanı Adem Çolak, Bursa’da toplam 100 bini aşkın Suriyeli olduğunu söyleyerek, “Tekstil atölyesi açanlar Suriye’deki pazarlarını olduğu gibi buraya taşıdılar. Ağırlıklı Libya, Cezayir, Tunus, Fas gibi Arap ülkelerine ihracat yapıyorlar. Rusya ve Ukrayna tarafına daha çok kaçak çalışılıyor” dedi. Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Arif Tak da “Büyük çoğunluğu Suriye’ye dönmeyecek gibi görünüyor” şeklinde konuşuyor. |
Anahtar Kelimeler: