Bugün: 19 Nisan 2024 Cuma
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | YH Gündem
Print Al

Hakan Ateş'ten 'Faiz' açıklaması

11 Ekim 2012 Perşembe::

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş yaptığı açıklamada "Merkez Bankası'nın Faiz Üst Bandını 100 Baz Puan Daha İndirerek Yüzde 9'a Çekeceğini Düşünüyorum" dedi.

Yazı Boyutu : A A A A

Ümit Çevik - Gökhan Kurtaran - DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Merkez Bankası'nın faiz üst bandını 100 baz puan daha indirerek yüzde 9'a çekeceğini öngördüğünü söyledi.

DenizBank'ın Sberbank'a satışının ardından bankanın geleceği ve gündeme dair konuları AA muhabirine değerlendiren Ateş, "Leasing, faktoring ve diğer bütün finans yatırım hizmetleri dahil, onları tek bir merkezden yönetebilme kabiliyetimiz bize üstünlük sağlıyor. Gerektiğinde karlı bulduğumuz satın alma stratejimizi Sberbank benimsedi" dedi.

Sberbank ile bütçe ve projeksiyonlarını paylaştıklarını anlatan Ateş, "Sberbank bizim bütün ileriye dönük bütçe ve projeksiyonlarımızı benimsiyor. Bugün için geniş çaplı bir statüko değişikliği söz konusu değil. Biz bin şubenin üzerine çıkacağımızı ve 18 bin personele ulaşacağımızı söyledik. Şu anda 11 bin 500 personel ve 625 şubeye sahibiz. Önümüzdeki dönemde 25'i yurt dışında ve bini de yurt içinde bin 25 şube ile 6 bin 500 istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Gelir gider rasyomuzun da yüzde 50'nin altında kalmasını öngörüyoruz" şeklinde konuştu.

Ateş, banka karlılığının yüzde 20'ler mertebesinde olduğunu, ancak bu yıl için yüzde 15-16'lar seviyesinde hatta biraz daha düşebileceğini ifade etti. Karlılığın azalmasında daralmanın ve olgunlaşan pazarların kar marjındaki düşüşün etkisi olduğuna dikkati çeken Ateş, Merkez Bankası'nın almış olduğu ve uyguladığı politikaları hakkında ise şu değerlendirmelerde bulundu:

"Merkez Bankası'nın faiz üst bandını 100 baz puan daha indirerek yüzde 9'a çekeceğini düşünüyorum. Üst bant ne kadar yüzde 5,75'e yaklaşırsa,o kadar iyi faiz ortamının oluşması sağlanabilir. Biz netice itibariyle kaynak topluyoruz ve oradaki politika oranları bizim mevduat kaynak maliyetlerimizi de belirliyor. Bizim asıl beklentimiz, önümüzdeki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında çıkacağını zannetmiyorum, munzam karşılık oranları...

Merkez Bankası'nın diğer enstrümanlarla da piyasada girmesini yanlış bulmuyorum. Doğru iş yaptılar. Zaten piyasa canavarı ile sadece faiz silahı ile baş edilmediğini daha önceki dönemler bize gösterdi. Merkez Bankası, munzam karşılık dedi, konut kredilerinden yüzde 25 öz varlık olacak dedi, kredi kartlarında maksimum alınacak faiz oranını belirledi. Bütün bunlar daraltıcı etkiler oldu. Dolayısıyla bunlar çalıştı ve cari açığa katkısı oldu.

Gelişmekte olan ülkelerin ortalama büyüme oranı yüzde 5 seviyelerinde, bu belki daha da düşecek. Gelişmiş ülkelerde ise yüzde sıfırlar, 1'ler seviyesinde. Büyümeyen bir ekonomide alınan sıkı tedbir size fırsatlar kaçırtabilir. Fed'den yayılan para şu ana kadar sadece 3 trilyon 250 milyar doların üzerine çıktı. Avrupa Merkez Bankası'ndan (ECB) yaklaşık 3 trilyon avroya yakın para çıktı. Toplamda baktığımızda ise 6 trilyon dolardan fazla para çıktığını görüyoruz. Bu parayı çekebilmemiz lazım. Bunun için cazip olmamız gerekiyor. Bu ancak bir iki yıl daha böyle gider. Daha sonra ABD ve Avrupa toparlanmaya başlayınca kendi ekonomilerin restore etmek için o paraları kullanacaklar. Şimdi yatırım yapacak yer arıyorlar. Bankacı olarak beklentim, bankacılık üzerindeki yüklerin biraz azaltılıp büyümenin sınırlanmasını biraz gevşetmek."

-"Kazandığımız her 1 lira en az 8 katı ile ekonomiye kaynak olarak dönüyor"-

Basel II'nin Türk bankacılık sektörünü çok az etkilediğini dile getiren Ateş, şunları kaydetti:

"Sermaye yeterlilik rasyosunun ortalama yüzde 16 olduğu bankacılık sektöründe bunun pek bir etkisi olmadı. Provizyon yüklerimiz var. Genel amaçlı tüketici kredisi veriyorsunuz ve her verdiğiniz 100 liranın da 4 lirasını provizyon olarak koyuyorsunuz. Bütün bu çerçeveden baktığımızda bankacılık sektörünün üzerinde bir yük var. Bu yükleri biraz azaltırsak Türk bankacılığı fişek gibi gidecek diye bir şey yok. Ama bizim yüzde 12-13'ler değil de yüzde 15-16'lar öz varlık getirisi elde etmemiz lazım. Bizim kazandığımız her 1 lira en az 8 katı ile ekonomiye kaynak olarak dönüyor. Türkiye Cumhuriyeti genç bir cumhuriyettir. Tasarruf hacmi de çok sınırlıdır ve büyüme eğiliminde de değildir. 45 bin tane hesap vardır 57 milyon hesabın içinde 1 milyon liranın üzerinde. Onun da çoğu aynı adama aittir. Dolayısıyla 20-25 bin mudiden bahsediyoruz. Biz daha sermaye birikimini yapamamış bir ülke olarak bankacılık üzerinden büyümemiz lazım. İç tasarruflarım beni büyütmeye yetmiyor. Onun ötesindeki kaynağı almak zorundayım ki ekonomimi geliştireyim."

Ateş, enerji, alt yapı, turizm ve diğer yatırımlarda Türk bankalarının finansman sağladığını belirterek, "Biz de bu finansmanı yurt dışından organize bir şekilde getirerek ülkemizin bu darboğazdan kurtulmasını sağlıyoruz. Para kazanamayan banka öz varlığını besleyemez. Öz varlığını besleyemeyen bankacılık ölü bankacılıktır" dedi.

Anahtar Kelimeler:

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.