Bugün: 23 Kasım 2024 Cumartesi
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | YH Gündem
Print Al

Samsun`a 75 milyon euroluk rüzgar

20 Eylül 2012 Perşembe::

Avrupalı firma, Samsun`un Havza ilçesinde 48 megavatlık (MV) bir rüzgar santralinin lisansını aldı.

Yazı Boyutu : A A A A

Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya Pasifik`te faaliyet gösteren yenilenebilir enerji üreticisi RES grubuna bağlı şirketlerden RES Anatolia, Samsun`un Havza ilçesinde 48 megavatlık (MV) bir rüzgar santralinin lisansını aldı.

Res Anatolia Proje Geliştirme Müdürü Şener Özgül, "2016 yılında faaliyete geçecek olan santralin inşaatına 2014 yılının ilk yarısında başlanmasının planlandığını söyledi.

Özgül, Türkiye`de güneş ve rüzgâr santralleri alanında daha fazla yatırım yapmayı planlayan RES`in , önümüzdeki on yıl içerisinde portföyünü her yıl 50-100 MV arasında büyütmeyi hedeflediğini belirtti.
Özgül, proje ile ilgili şunları aktardı:

"2011 ve 2012 yıllarında Türkiye Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu EPDK`dan toplamda 170 MV`lık enerji üretim lisansı alan RES Anatolia´nın portföyüne eklenecek olan Havza Rüzgar santrali, şirketin Karadeniz bölgesindeki ilk yatırımı olacak. Rüzgar santrali, yıllık 126 GW`lık elektrik üretecek ve toplam yatırım maliyeti yaklaşık 75 milyon avro olacak. Rüzgar santrali, 69.000 hanenin ihtiyacını karşılayabilecek elektriği üretecek ve yılda 76.000 ton karbondioksit emisyonunu önleyerek çevrenin korunmasına önemli bir katkıda bulunacak. Rüzgar santraline ilişkin çevre etüdü tamamlanmış durumda."

RES Mediterranean Üst Yöneticisi (CEO) Jean-Marc Armitanole, yaptığı konuşmada Türkiye`nin istikrarlı bir şekilde büyüyen bir ülke ve kendilerinin de uzun vadeli planlar için burada bulunduklarını belirterek, "Halihazırda rüzgarda 170 MV`lık bir üretim lisansının sahibiyiz ve rüzgar ve güneş enerjisi alanında üzerinde çalışılan birkaç yüz MV`lık projelerimizle ilgili çalışmalarımız da devam etmekte" dedi.

Armitanole, Karadeniz Bölgesi`ndeki ilk rüzgar santrali yatırımlarını duyurmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bu proje, bizim için çok önemli bir pazar olan Türkiye`de önemli bir kilometre taşını ifade ediyor. Bu rüzgar santrali, Türkiye`nin 2023 hedeflerine de katkıda bulunacak. Şu ana kadar, dünya çapında 6.000 MV`ın üzerinde rüzgar enerjisi kapasitesine sahip tesisler geliştirdik ve inşa ettik, bu kapasitenin 700 MV`ının mülkiyet ve işletmesi tamamen RES`e ait bulunuyor. Türkiye`de de portföyümüzü önümüzdeki 10 yıl boyunca her yıl 50-100 MV artırmak istiyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının bir yandan Türkiye`nin iklim değişikliğine etkisini azaltırken diğer yandan da Türkiye-de artan enerji ihtiyacının karşılanmasına önemli bir katkı sağlayacağına inanıyoruz."

Türkiye`nin yapılacak bu yatırımlardan ne kadar faydalanacağı ve bu yatırımların yan sanayiciye ne kadar bir katkı sağlayacağı yönünde bir soruya ise Armitanole, "Burada sermaye yoğunluğu çok önemli bir nokta ve burada piyasanın boyutuna baktığınız zaman, hükümetinizin yenilenebilir enerji konudaki azmi ve hevesi bütün bu sermaye yoğunluğunu sağlıyor. İhtiyaçlar da artıyor ve projenin finansmanı gerçekleşiyor. Burada inşaat ve malzeme temini kısımı denildiği zaman uzun vadede bir katılımımız söz konusu. Uzun vadede istihdamın Türkiye`den sağlanması söz konusu, altyapı için, nakliye için, üretim için yerelden destek alıyoruz. Tabii ki türbin denildiği zaman dünyanın her yerinden türbin alımını gerçekleştiriyoruz. Ama yerel endüstrinin gelişimi dendiği zaman, bu anlamda üreticilerin teşviki önemli, belki bileşenlerin bir kısmını yerel olarak üretebilirler. Bütün bu piyasalardaki hareketliliğin ilk adımı, yabancı teknoloji ile başlayıp, kendi teknolojilerini kendileri üretmesi, yerel bazda üretime dönüşebilir. Türkiye`de de kendi malzeme ve istihdamını kendi kaynaklarından sağlanması söz konusu olacak"diye konuştu.

AA muhabirinin dünyanın farklı ülkelerinde yatırım yapan bir firma olarak Türkiye`nin ve diğer ülkelerin enerji yatırımlarına yönelik verilen destek ve teşviklerindeki farklılıklara yönelik sorusuna ise Armitanole, "Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya karar veren bir ülke söz konusu olduğunda farklı mekanizmalar, destekler farklı tarifeler devreye giriyor" dedi. Armitanole şöyle devam etti:

"Farklı ülkelerde kaynaklara bağlı olarak destek alınıyor, ne kadar az destek alırsanız faaliyetler o kadar uzun sürede gerçekleşiyor. Türkiye`ye baktığımızda güneş enerjisine bağlı pek çok proje bize gösteriyor ki yetkililer konuda gerçekten burada tarifeleri fiyatlandırmayı yeniden gözden geçirip, tarife garantisine gitme yoluna gidiyor. Yani siz piyasada faaliyet gösteren bir firmasınız, burada ne kadar borçlandığınız son derece önemli. Biraz fiyatlarda artış söz konusu olursa taban fiyattaki belirlilikle birlikte bankalar bu konuda daha rahat edecek. Taban fiyat kullanılmadığı takdirde piyasadaki fiyatlar çok daha yüksek olacak ve insanlar projelerini satma konusunda çok daha zorlanacak. Sistemin bu anlamda bakıldığında tüketici açısından ya da vergi ödeyenler açısından çok zarar arz etmemesi gerekiyor. Projenin finansmanına destek sağlayacak bir taban fiyat politikasının oluşturulması son derece önemli."

Anahtar Kelimeler:

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.