Print Al |
Bayraktar yaptığı açıklamada, terör olaylarının yoğun görüldüğü iller ve kırsallarında, alınan birçok tedbire ve teşvik kararlarına rağmen yeterli yatırımların yapılamadığını, toprağın yeterince ve gereğince işlenemediğini, tarım ve hayvancılığın gelişme bir yana, ya yerinde saydığını ya da gerilediğini bildirdi. EKONOMİK NAMLU Bayraktar, yıllardır süren ve binlerce masum insanın hayatına kast eden terör olaylarının özellikle bölgeye ve bölge insanına ''ekonomik namlu'' olarak da dönük olduğunu belirtti. Sözde bölge halkı için mücadele ettiklerini söyleyenlerin, gelinen noktada o insanlara nasıl ihanet ve düşmanca bir tutum içinde oldukları, bölgedeki bitkisel ve hayvansal üretimin hangi noktalardan nerelere geldiğinin ortaya konulmasıyla daha da açık hale geldiğine işaret eden Bayraktar, bölgede yıllardır alınan bütün önlemlere ve teşviklere karşın ekonomik kalkınmanın terör nedeniyle istenilen düzeye getirilemediğini kaydetti. Bayraktar, ''Bu fakirlik, işsizlik ve göç demektir. Bütün bu olumsuzluklar da terörü adeta beslemektedir. Bölge özelliklerini dikkate aldığımızda, bu kısır döngüden kurtulmanın ilacı tarımdır'' ifadesini kullandı. HAYVANCILIK BÜYÜK DARBE YEDİ 1984 yılında başlayan ve hala bütün acımasızlığıyla devam eden terörün hakim olduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri illerinde birincil ekonomik faaliyet olarak tarım ve tarım içinde de başta hayvansal üretim olmak üzere bitkisel üretim yapıldığını hatırlatan Bayraktar, ancak, kırsalda üretim yapan tarım işletmelerinin, güvenlik sorunu nedeniyle yıllar içinde tasfiye olduğunu, köylerin boşaldığını belirtti. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terör nedeniyle daha çok hayvancılığın darbe yediğini ve hala da toparlanamadığını ifade eden Bayraktar, mera hayvancılığı yapanların hayvanlarının çalındığını, gasp edildiğini, meralarda can güvenliği sorunlarının yaşandığını bildirdi. Hayvanlarının bir bölümünü bu nedenle kaybeden köylülerin, güvenlik sorunu nedeniyle meraları da kullanamadıkları için sürülerini elden çıkardığını, dolayısıyla hayvancılığın büyük bir darbe yediğini ifade eden Bayraktar, şu değerlendirmede bulundu: ''Nitekim TÜİK rakamlarına göre, 1991'de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde koyun sayısı 19 milyon 98 bin 482 baş iken 2011 yılında yüzde 32,3 azalarak 11 milyon 975 bin 644 başa gerilemiştir. 1991 yılında bölgedeki keçi sayısı 3 milyon 944 bin 195 başken, 2011'de yüzde 27,6 düşüşle 2 milyon 856 bin 409 başa inmiştir. Bölgedeki sığır sayısı 1991-2011 döneminde 3 milyon 280 bin 100 baştan 3 milyon 525 bin 497 başa yükselmiştir. Fakat, diğer bölgelerimizden farklı olarak daha verimsiz yerli sığırların oranı hala bölgedeki toplam sığır oranının yüzde 36,7'sini oluşturmaktadır. Türkiye'deki 2 milyon 429 bin 169 baş yerli sığırın yüzde 53,2'si, 1 milyon 293 bin 185 başla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindedir. Bölgede sadece 564 bin 302 kültür ırkı, 1 milyon 668 bin 10 baş da kültür melezi sığır bulunmaktadır. Diğer yandan, ekili ve dikili alanlarda önemli ölçüde bir gerileme görülmemesi, bölgedeki çiftçilerimizin tarımsal üretime verdiği önem, ekmeğini kazanma mücadelesi ve tarihte ilk tarımsal üretimin yapıldığı o kutsal topraklarda başka tutunacak dallarının olmamasındandır.'' BÖLGEDE ÜRETİMİN GERİLEMESİ FİYATLARI DA ETKİLEDİ Bölgede zarar gören bitkisel ve hayvansal üretimin Türkiye fiyatlarını da etkilediğine, dolaylı yoldan bütün üretici, tüketici ve sektöre zarar verdiğine işaret eden Bayraktar, terörün bölgeden büyük göçlere neden olduğunu, büyük kentlerdeki hızlı ve aşırı nüfus hareketlerinin ülke genelinde sorunlara yol açtığını vurguladı. TÜİK rakamlarına göre, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin ülke gayri safi yurtiçi hasılası içindeki payının sadece 2004-2008 yüzde 3,53 azalmayla yüzde 8,5'den yüzde 8,2'ye gerilediğini bildiren Bayraktar, ''Terör olaylarının yaşandığı illerde genel ekonomi içinde pay artışı sağlanamamıştır'' bilgisini verdi. GAP BÖLGENİN CAN DAMARI Bütün bu olumsuzluklara karşın pes edilmeyeceğini, bu bölgelerin kalkınması için alınacak güvenlik önlemleri ve diğer tedbirlerle de tarımsal üretimin yeniden ayağa kaldırılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, bölgenin can damarı olan Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) hayati önemde olduğunu belirtti. Bayraktar, uygulamaları etap etap devam eden bu projenin başta Şanlıurfa olmak üzere, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Batman, Siirt ve Şırnak illerinin ekonomik ve sosyal yapıların da çok önemli değişiklikler oluşturacağını; bunun da hem bölge hem de ülke kalkınması açısından önemli olduğunu ifade etti. Bayraktar, şöyle devam etti: ''Bölgedeki GAP ve diğer projelerin hayata geçirilmesi ve barajların yapımı ve sulama altyapısının gerçekleştirilmesiyle bölge çiftçisinin eli güçlenmiş, sulu tarım sayesinde sonraki yıllarda hayvansal üretime de yansıyacak tarım potansiyeli, bölge üzerinde çeşitli emelleri olan küresel güçleri rahatsız etmiştir. Son yıllarda bölgede tarımsal yatırımların teşvik edilmesi, tarımsal desteklerin artırılması yine sabote edilmeye çalışılmaktadır. Bölge hayvancılığının, son yıllarda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın verdiği desteklerle, Ekonomi Bakanlığı'nın getirdiği teşviklerle geri kalmışlığı kırma noktasındaki gelişme ve çabalar, özellikle küçükbaş hayvancılığa uygun olan bölgede kalkınma çabalarının müjdeleridir.'' |
Kaynak: Eko Finans , Link : http://www.ekofinans.com/teror-28-yilda-turk-ekonomisini-ne-kadar-vurdu-h10824.html
Anahtar Kelimeler: