Print Al |
Betül Mardin’i bilirsiniz. “Tanımayan yok gibidir” demek daha doğru… 6 yıl önce kaybettiğimiz ünlü müzik yapımcısı Arif Mardin’in ablası, ünlü tiyatro oyuncusu Haldun Dormen’in eski eşi, ünlü gazeteci yazar Ayşe Arman’ın kayınvalidesi… Ama en önemlisi Türkiye’de ‘Halkla İlişkiler’ denince akla gelen ilk isim, çünkü bu mesleğin ülkemizdeki duayeni… MISIR’IN HAYATINDAKİ ÖNEMİ Mısırlı Kavalalı Ali Paşa’nın eşinin sülalesinden gelen Mardin’in, büyük büyük annesi bir Fransız. Büyük büyük babası ise Ali Paşa’nın eşinin kızkardeşinin oğlu Halil Şerif. Halil Şerif döneminin sanata düşkün, ‘nü’ resim koleksiyoneri bir isim; aynı zamanda Osmanlı elçisi ve İmparatorluğun Haniciye Nazırı. Şişli’de doğan, Cihangir’de büyüyen, genç kızlığında Nişantaşı havasını soluyan Betül Mardin’in hayatında Mısır’ın yeri ve önemi haliyle önemli. Köklerinin dışında, çocuklarıyla İstanbul’a göç eden babaannesi Leyla’nın büyüdüğü Mısır’da bir yıl kalıp okumuşluğu bile var. BABASI İŞ BANKASI’NDAN EMEKLİ Aile çok varlıklı. Hatta öyle zengin ki Mısırlı babasının “Trene biner, bir gün gidersin arazi bitmez” sözünü hiç unutmuyor Betül Mardin. Ancak, 1929 krizi yaşamlarına bir balyoz gibi iniyor, Mısır’daki pamuk fiyatları düşünce baba memur oluyor. İş Bankası’nın İskenderiye Genel Müdürlüğü görevini yürüten ve kurumdan emekli olan baba, aynı zamanda Türk Petrol’ün de kurucuları arasında yer alıyor. GAZETECİLİĞE İLK ADIM Betül Mardin’in zirveye büyük yolculuğu ise Tercüman’la başlıyor. 26’sında gazetenin magazin bölümünde mesleğe adım atan Mardin, daha sonra Hakkı Devrim yönetimindeki Yeni Sabah‘a geçiyor. Oğlu Ömer’e hamile kalınca o ara veriyor ama kader mola almıyor. “Şu Çılgın Türkler” eserleriyle günümüze damgasını vuran Turgut Özakman çıkıyor karşısına. TRT’nin ne olduğunu hatta varlığını bile ondan öğrendiği Özakman’ın teklifi üzerine Ankara’ya giden Mardin, BCC’nin de isteğiyle Londra’da televizon programcılığı kursuna katılıyor. Hemen arkasından aynı adrese uçan bir diğer isim de ünlü gazeteci Uğur Dündar. İngiltere dönüşü eğitimini aldığı konuda ders veren, TRT’de çalışmaya başlayan Betül Mardin, aile hasretine dayanamayıp istifayı basıyor. Yıl 1968… Hayat artık onun ‘duayen’ olmasını istiyor… AKBANK’TA ‘HALKLA İLİŞKİLER’LE TANIŞMA “1968 senesinde çocuklar İstanbul’da ben orada, olmadı. İstifamı verdim, buraya geldim, Akbank’a gittim. ‘Benim söylediğimi anlamıyorlar, ben onları azarlıyorum zannediyorlar, onların söylediğini bana söyle, benim söylediğimi de sen onlara söyle’ dediler bana. ‘Ne demek bu?’ deyince, ‘Yukarıda biri var. Bunun Fransızcasını biliyor’ dediler. Öğrendik ki ‘Relations Publiques’ diye bir meslek. 10 Haziran 1968, Galata’daki binada Türkiye Halkla İlişkiler mesleği ile Akbank sayesinde tanıştı…” GÜN 06.30’DA BAŞLIYOR Uzun ve müthiş Halkla İlişkiler yolculuğuna başlangıcını bu sözlerle anlatan, işini ilk kez dinleyene 6 kelimeyle “Sen beni kaşı, ben seni kaşıyayım” şeklinde tarif eden, ama akademik bir dil kullanmak gerektiğinde ‘Halka İlişkiler’i, “İtibar Mimarlığı” kategorisine sokan Mardin, hala aktif olarak yürüttüğü iş hayatında bir günün nasıl geçiriyor dersiniz? “Saban 06.30’da kalkıyorum. 3 gazete okuyorum. 3 gazeteden zaten olayı anlıyorum, ona göre telefon görüşmelerimi yapıyorum, sonra işe gidiyorum. Kimin ne sorunu varsa benimle paylaşıyor, ben genellikle fikir veriyorum. Birebir çalıştığım müşterilerim de var ama her müşterinin sorunu bende biter. Yani her krizde bana gelirler. Kriz bazen insanın görüşünü bulanıklaştırıyor. Ben dışarıdan gördüğüm için ‘Bu da mesele mi?’ diyorum. Hemen hallediyoruz…” ALINACAK DERS ÇOK Kökleri Hz. Hüseyin’e kadar gittiği iddia edilen bir Osmanlı Ailesi olan Mardinizadeler’in ikinci çocuğu, her saniyesi yıllara bedel tecrübelerini büyük bir sevinç ve gururla amfilerden genç kuşaklara aktaran, hiç yorulmadan hala çalışan 84 yaşındaki bu çınardan herkesin alacağı çok ders var… |
Kaynak: The Lira , Link : http://www.thelira.com/haber/105005/is-bankasi
Anahtar Kelimeler: