Print Al |
Dünyada, üzerine kar yağan tek çay olma özelliğini taşıyan Türk çayının tamamının organiğe dönüştürülmesi için çalışma başlatıldı. Hemşin vadisinde kurulan Organik Tarım Havzası`nın yanında çay çöplerinden organik gübre üretilerek 758 bin dekar çay bahçesi organik tarıma uygun hale getirilecek. Doğu Karadeniz Bölgesinde Artvin, Rize, Trabzon, Giresun ve Ordu ilinin bazı bölümlerinde yaklaşık 202 bin kayıtlı yaş çay üreticisi yılda ortalama bir milyon 250 bin ton yaş çay üretiyor. Bu çaylardan 220 bin ton kuru çay elde edilerek, piyasaya sunuluyor. Son yıllarda yaş çayda yaşanan sorunlar nedeniyle çözüm arayışına yönelen yetkililer çareyi organik tarıma geçmekte buldu. ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, organik üretimin püf noktasının organik gübre kullanımı olduğunu belirterek, "En doğru gübreyi bulmak için çalışıyoruz. ÇAYKUR olarak Araştırma Enstitüsü, üniversiteler ve bilim adamlarıyla en doğru organik gübreyi bulmayı amaçlıyoruz. Yapılan çalışmalarda çay çöpünden gübre elde ettik ve bu gübreyi gerek kendi araştırma bahçelerimizde gerekse vatandaşın bahçelerinde kullandık. Denemelerde birinci ve ikinci sürgünde verim gayet iyi. Üçüncü sürgünü de takip edeceğiz. Bundan sonra yol haritamızı daha net çizme şansını yakalayacağız" dedi. Organik üretimin, çayın geleceği ve kurtuluşu için son derece önemli olduğunu vurgulayan Sütlüoğlu, "Biz organik tarımı öyle görüyoruz. Bütün gücümüzle çayda organik tarıma geçmeye çalışıyoruz. Hemşin vadisinde 3 bin 500 dekar alanda yapılan organik çay tarımını 17 bin dekar alana çıkardık. Organik tarımda üç yıllık bir geçiş süreci var. Havzanın organik üretime geçişi ile kuru çay üretimimiz 5-6 bin ton seviyesine çıkacak. Bu tabi önemli bir rakam. Çünkü organik üretim az olunca talepleri karşılama mümkün olmuyor" diye konuştu. Türk çayının dünyada üzerine kar düşen tek çay olduğuna dikkati çeken Sütlüoğlu, bunun çayda haşere gelişimini önlediğini belirterek, şunları söyledi: "Dolayısıyla çayımızın tamamının organik olma şansı vardır. Bizim çayımızın en büyük özelliği herhangi bir katkı maddesi, haşere olmaması, haşere mücadelesi yapılmaması ve kimyasal ilaç kullanılmaması, bu çok büyük bir avantajdır. Çünkü bizim dışımızda hiçbir ülke böyle bir imkana sahip değil. Haşere ile çok yoğun mücadele yapmak zorundalar ve çaylarında ciddi miktarlarda pestisit var. Haşere kimyasalı, haşere zehri insan sağlığı için son derece zararlıdır. Biz büyük bir avantaja sahibiz. Sadece kimyasal gübreyi değiştirip organik gübreye çevirerek çayımızın tamamını organik yapma gibi çok büyük şansa sahibiz. Bunu sonuna kadar değerlendirmek istiyoruz." "Çay sanayicisi kazanırsa çat üreticisi de kazanır" Türk çayının maliyetlerin yüksek olması nedeniyle dezavantajı olduğunu vurgulayan Sütlüoğlu, şöyle devam etti: "Yaş çayda diğer ülke üreticilerine göre biz çok yüksek fiyatlar veriyoruz. Üreticimiz yaş çay kilogramına verdiğimiz fiyattan memnun olmasa da diğer ülkelerle kıyasladığımızda bizim verdiğimiz fiyatlar astronomik fiyatlardır. Elektrik, işçilik girdileri fazla, dolayısıyla üretim girdilerinin yüksek olması maliyetimizi artırıyor. Çayımızın tamamını katma değeri yüksek organik çaya dönüştürerek dezavantajımızı avantaja çevirmek istiyoruz. Çünkü organik ürünler son zamanlarda insanların sağlık açısından birinci derece tercih ettikleri, tüketimlerinin hızla yayıldığı ürünlerdir. Bilinçli tüketiciler sağlıklarını korumak amacıyla organik ürünlere yüksek paralar vermeyi tercih ediyor. Ebeveynler çocukları için organik ürünleri tercih ediyor. Dolayısıyla dış pazara iyi fiyatlarla organik çayı satma imkanına kavuşacağız. Bunun neticesinde de üreticilerimize daha çok para verme imkanına kavuşacağız. Yani bu iş `kazan kazan` prensibi doğrultusunda yürür. Çay sanayicisi kazanırsa çat üreticisi de kazanır." "Organik çaya geçişte dönüm başına 415 lira destek veriyoruz" Organik çayda 50 bin tonluk dış pazar hedeflediklerini belirten Sütlüoğlu, "Mevcut çayımızla dış pazarda büyümemiz çok zor. Damak tadımız dış ülkelerden çok farklı. Mevcut üretimimizle dış dünyaya açılmamız çok zor. Ancak düğer üretici ülkelerin organik çay yapma imkanı olmadığı için organik çayımızla rakipsiz bir ürün olarak dış pazarlarda büyüyebiliriz" şeklinde konuştu. Organik Çay Projesi`ne Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın çok büyük destek verdiğini belirten Sütlüoğlu, şöyle devam etti: "Çay çöpünden gübre üretimini netleştirip, geçiş sürecinde vatandaşın ne kadar ürün kaybına uğrayacağını tespit ettikten sonra hızla yol alacağız. Çay bahçelerimizin organik tarıma geçişte nasıl bir tepki vereceği çok önemli. Organik tarıma geçişte verim düşerse bunun telafi edilmesi gerekli. Vatandaş mağdur olmadan geçiş süreci tamamlanmalı. Yasal düzenlemeyle yolumuza daha hızlı devam etmeyi hedefliyoruz. Organik çaya geçiş sürecinde vatandaşa dönüm başına 415 lira destek veriyoruz. Ciddi bir desteğimiz var. Ama ÇAYKUR olarak bizim bu desteği çok fazla devam ettirmemiz mümkün değil. Çay alanlarının tamamının organik olması için muhakkak hükümet desteğine ihtiyaç var. Devlet projesi hazırlanmalı." ÇAYKUR`un 2023 yılı hedefi Türkiye`nin ilk ve tek organik çay fabrikası Hemşin ilçesinde ÇAYKUR tarafından işletiliyor. 2009 yılında üretime başlayan fabrika 90 tonluk yaş çay kapasitesine sahip. Ancak Hemşin Havzasında organik hammadde yaklaşık 50-60 ton civarında, günlük üretimle örtüşüyor. Bölgede bin 450 kayıtlı üretici organik üretime geçmiş durumda. Yapılan çalışmalarla bu sayının gelecek yıl 3 bin seviyesine çıkarılması planlanıyor. Yaklaşık 758 bin dekar alanda 202 bin üreticiden yaş çay alan ÇAYKUR 2023 yılı hedefinde çaylık alanlarının tamamını organik tarıma geçirmeyi hedeflerken, fabrikaların tamamını da organik çay fabrikasına dönüştürmeyi planlıyor. ÇAYKUR tarafından "Organik Rize" ve "Hemşin Çayı" adı altında iki çeşit organik çay üretiliyor. |
Kaynak: Haber Ortak , Link : http://www.haberortak.com/Haber/Tarim-Hayvancilik/16082012/Cayin-gelecegi-organik-tarimda.php
Anahtar Kelimeler: