Print Al |
Türkiye genelinde hava sıcaklıklarının uzun süredir mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, yonca, fiğ, korunga gibi yem bitkilerinde rekolte düşüşüne ve dolayısıyla bu bitkilerin ve kaba yem fiyatlarının son bir ayda aşırı yükselmesine sebep oldu. Saman balya fiyatları bile 3-4 kat artarak balyası 10-12 liraya kadar yükseldi. Son bir aydır global piyasalarda yaşanan ABD kaynaklı gelişmelerle birlikte Türkiye’deki durumu değerlendiren ASÜD Genel Sekreteri Dr. İsmail Mert; global ölçekte mısır, soya ve dünyanın bazı bölgelerinde ayçiçeği gibi yem bitkilerinde yaşanan fiyat artışlarının et ve süt üreticilerini yakından ilgilendirdiğini açıkladı. Gelinen noktada spekülatif hareketlerin de fiyatları etkileme olasılığına dikkat çeken ASÜD Genel Sekreteri, Türkiye’nin de gelişmelerden etkilenmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Süt hayvancılığında maliyeti yüzde 70 oranında yemin oluşturduğuna dikkat çeken Dr. Mert, buğday ve arpa gibi ürünlerde olmasa bile Türkiye’nin mısır, soya fasulyesi ve ayçiçeği gibi ürünlerdeki fiyat artışlarından etkileneceğini kaydetti. “Yıllık yaklaşık 400 bin ton civarında mısır ve 1,5 milyon tona soya fasulyesi ithalatımız var” diyen Dr. İsmail Mert, ithalatçı konumunda olduğumuz bu ürünlerin dünya fiyatlarındaki oynamalarının Türkiye yem sektörünü, dolayısıyla et ve süt sektörlerimizi direkt ilgilendirdiğini belirtti. Kesif yemde yüzde 20’ye, saman da bile yüzde 400’e yakın artış olduğunu söyleyen Dr. Mert, piyasalardaki bu fiyat hareketlerinin yansımalarının, bugünlerde süt fiyatlarını yeniden gündeme taşıdığına dikkat çekti. “Fiyat istikrarı korunmalı” 26 Haziran 2012 tarihinde Ulusal Süt Konseyi bünyesinde yapılan toplantılar neticesinde; 1 Temmuz 2012 – 30 Eylül 2012 tarihleri arasında 1 lt çiğ süt fiyatının 0,80 TL; 1 Ekim 2012 – 31 Mart 2013 tarihler arasında 1 lt çiğ süt fiyatının 0,86 TL olarak uygulanmasının kararlaştırıldığını hatırlatan İsmail Mert, süt fiyatında elde edilen fiyat istikrarının korunması için gerekli çabanın tüm ilgili taraflarca gösterilmesi gerektiğini vurguladı. “Fiyatları düşürme çabamız yok” “Spekülasyonlardan kaçınmalı, ancak sütte sağladığımız fiyat istikrarını korumaya yönelik tedbirleri de bir an önce almalıyız” mesajını veren ASÜD Genel Sekreteri, gerekli önlemler alınmadığı takdirde süt fiyatlarının artış eğilimine girebileceğini, bunun da üretici, sanayici ve tüketiciyi, dolayısıyla ülke ekonomisini etkileyecek bir unsur haline dönüşebileceğini kaydetti. Dr. İsmail Mert, değerlendirmesine şöyle devam etti: “Son günlerde yazılıp çizilenlerin aksine, sanayicinin çiğ süt fiyatlarını düşürmek gibi bir çabası bulunmamaktadır. Her zaman söylüyoruz; fiyatların çok düşük olması gibi gereğinden çok yüksek olması da hem sanayicimiz hem de üreticimiz için çözüm değildir. Şöyle ki; çiğ süt fiyatlarının yükselmesi, hem iç pazarda hem de ihracat pazarlarımızda daralmaya sebep olacaktır. Süt tüketimimiz yeterli seviyede değil. Arzda ise fazlalık var. Piyasada çiğ süt fiyatlarında artış olursa, bu, zaten düşük seviyede olan talebin daha da daralması anlamını taşıyacak. Böyle bir durumda üreticimiz, 1 lt çiğ sütü, bugünkü fiyatından (0,80 TL) dahi satamayabilir. Aksi durumda ise yani fiyatlar çok fazla düşerse, zaten girdileri pahalanmış olan üreticimiz maliyetlerini dahi karşılayamayacak, geçmiş yıllarda yaşandığı üzere süt hayvanlarının kesime gitmesi gibi sanayicimizin de hiç istemediği bir durum meydana gelecektir. Her iki durumda hem üreticimiz hem sanayicimiz hem de tüketicimiz için birçok riski beraberinde getirmektedir.” “Girdi fiyatlarının artışına çözüm üretilmeli” “Bu noktada yapılacak öncelikli iş, fiyat istikrarını korumak olmalıdır. Bu istikrarın sağlanması için, özellikle bugünlerde gerekli önlemler acilen alınmalı. En başta yapılması gereken, üretici maliyetlerini etkileyen girdi fiyatlarının artışına çözüm üretmektir. Öncelikli olarak da artış eğiliminde olan yem fiyatlarının acil değişik önlemleri devreye sokarak tolere edilmesi ve üreticimizin üzerindeki yükün hafifletilmesi sağlanmalıdır. Yem teşviklerinin, belli bir süreyi kapsayacak şekilde yükseltilmesinin çözümün bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Öte yandan yemlik bitkilerin ithalatında gümrük vergileri dahil bazı istisnalara gidilmesi ve ithalatçılara kolaylıklar sağlanması da etkili olacaktır. Bunu yanı sıra devletin elindeki mısır, arpa ve buğday stoklarının uygun fiyatla çiftçilerimize satışına başlanmasının, diğer çözümlerle birlikte devreye sokularak yem fiyatlarındaki artış eğrisini en azından durdurabileceğini öngörüyoruz. Sektörümüzün; süt işletmelerinin küçük ve dağınık olması, çiğ süt kalitesi, fiyat istikrarsızlığı, yüksek maliyetler, verim düşüklüğü, kayıt dışılık ve hayvan hastalıkları gibi başlıca sorunları var. Ancak bugünün acil çözümü, ivedilikle çiğ süt maliyetlerinin düşürülmesidir. Buna yönelik tedbirler alınmalı ve piyasaya yapılması düşünülen müdahalelerde bu faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Sanayicimiz, yaşanan sorunların bir an önce çözüme kavuşması için çalışmalar yapmaktadır. Sektörümüzün tüm taraflarını bir çatı altında toplayan Ulusal Süt Konseyi’nde yakalanan fiyat istikrarının bozulmasının başta sektörümüze ve dolayısıyla tüketicimize ve ekonomimize olumsuz etkilerinin olacağı unutulmamalıdır. Aksi takdirde, en temel besin maddesi olan süt ve süt ürünlerinde fiyat artışları yaşanması kaçınılmaz bir durum olacaktır.” |
Kaynak: Gazete Ekonomi , Link : http://www.gazeteekonomi.com/2012/08/08/sutte-saglanan-fiyat-istikrari-korunmali/
Anahtar Kelimeler: