Print Al |
2009 yılının açılışı yeni bir Rusya-Ukrayna doğalgaz kavgasıyla oldu. Rusya’nın güneybatıdaki komşusu üzerinden Avrupa’ya gaz aktardığı boru hattı 7 Ocak’ta tamamen devre dışı kaldı. Gazının kesildiğini ilk Rumen ve Bulgar kaynaklardan öğrenen Türkiye’de de panik başladı. Enerji Bakanı Hilmi Güler, krizin ne zaman sonuçlanacağının henüz bilinmediği günlerde vatandaşlara ilginç bir öneride bulundu. Süreci iyi yönettiklerini söyleyen bakan; yarı şaka yarı ciddi ısınmak için fındık tüketimini artırmamız gerektiğini söyledi. Türkiye, kendi rezervleri çok kısıtlı olmasına rağmen Avrupa’nın en büyük doğalgaz tüketicisi. İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda gibi ağır toplar yılda 35 milyar metreküp doğalgaz tüketirken Türkiye, geçen yıl 37,5 milyara ulaştı. Bunun yarısı elektrik üretmek için kullanıldı. Oysa Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde enerji üretimine ayrılan doğalgaz miktarı yüzde 20’yi pek geçmiyor. AB’nin 27 üyesi, doğalgaz ihtiyacının ortalama yüzde 38’ini Rusya’dan karşılıyor. Aralarında Finlandiya gibi yüzde 100 Gazprom’a bağlı olanlar da var. Türkiye ise yüzde 60-65 oranında Rusya’ya bağımlı. Ukrayna ve Rusya arasında ikinci gaz savaşları patlak verdiğinde, herkes nefesini tutmuş ve kesinti uzadıkça Türkiye’de elektrik ve gaz kesintilerinin başlayacağından endişe etmişti. Günlük tüketimin yüzde 30’unu karşılayan batı hattı devre dışı kalmıştı. Silivri’deki yer altı deposu ise yalnızca 5 günlük ihtiyacı karşılayacak büyüklükteydi. Ancak 10 gün süren kesinti sırasında böyle bir durum yaşanmadı. Ama bunun nedeni fındık tüketiminin aniden artması değil… Kamunun kontrolündeki doğalgaz çevrim santrallari, ki toplam üretimin yüzde 30’unu sağlıyorlar, fuel oil’e döndü. İkinci bir önlem olarak da Mavi Akım’dan gelen günlük doğalgaz miktarı 8 milyon metreküp artırıldı. Silivri’deki depo, oluşan açığın yüzde 42’sini telafi etmeyi başardı. Yapılan üçüncü hamle ise sıvılaştırılmış doğalgaz terminallerinin tam kapasiteyle çalıştırılması oldu. Gaz ithalatı yapan BOTAŞ, yeni siparişler verdi. İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Enstitüsü Başkanı Prof. Abdurrahman Satman, Türkiye’nin çok kritik bir elektrik krizinin eşiğinden döndüğünü söylüyor. İşin kilit noktası ise enerjisinin bu kadar büyük kısmını doğalgazdan sağlayan Türkiye’nin hâlâ depolama kapasitesi konusunda çok yetersiz olması. “Gelişmiş batı ülkelerinde yıllık tüketimin en az yüzde 10’u yeraltı gaz depolarından karşılanabilmektedir” diyen Satman, Dünya Bankası’nın kredi verdiği ve ihale aşamasında olan 1 milyar metreküp kapasiteli Tuz Gölü projesinin hiç vakit kaybedilmeden tamamlanması gerektiğine dikkat çekiyor. Diğer kritik nokta da kaynak dağılımını daha dengeli kurma ihtiyacı. Doğalgazda bu kadar dışarıya bağımlıyken, enerji üretiminin yarısını, üstelik çoğunlukla da aynı tedarikçiden almak Satman’a göre kaosa davetiye. |
Kaynak: Fortuneturkey , Link : http://www.fortuneturkey.com/haberdetay.asp?news_id=459
Anahtar Kelimeler: