Print Al |
Günümüzün aşırı rekabetçi iş ortamında, pazar payını artırmak isteyen şirketlere inovasyon, kalite yönetimi v.b. temel parametrelere dayanan “sürdürülebilir” büyüme reçetesi tavsiye edilirken, çevreye zarar vermeyen ya da bu zararı olabildiğince asgari düzeye indirgeyen üretim modeli bu reçetenin olmazsa olmaz bir unsuruna dönüşmüş durumda. Bilim adamlarının açıklamalarına göre, dünyada insanoğlunun faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı salımının iklim koşullarında yol açtığı değişiklik yine bizzat insan yaşamını tehdit eder hale gelmiş bulunuyor; bu da, mevcut üretim modelinin varlığını sürdürebilmesi için çevreyi gözetmesini şart koşuyor. Öte yandan, çevreyle dost ürünlerin yeni pazar olanaklarını da beraberinde getirdiği aşikâr. Otomotiv teknolojisi, sanayi teknolojisi, tüketim ürünleri ve bina teknolojisi gibi üç ana kategoride, çok geniş bir ürün yelpazesinde faaliyet gösteren Alman sanayi devi Bosch da, çevreyle uyumu ön plana çıkaran bir grup. Bosch 30 yılı aşkın bir zamandan beri hibrit teknoloji üzerinde çalışıyor. Grubun çevreci ürünleri arasında, gelişmekte olan ülkeler için yenilenebilir bitkisel yağları yakıt olarak kullanan bir ocak/fırın modeli de yer alıyor. Türkiye’de, Bursa’daki Dizel fabrikasıyla 2003 ve 2008’te iki kez Avrupa Kalite Büyük Ödülü’nü kazanan Bosch’un CEO’su Franz Ferhrenbach, otomotivde daha az yakıt püskürten modern dizel teknolojisinden yararlandıklarını belirtiyor. Bu teknolojiyi Bursa’daki fabrikada da uyguladıklarını ifade eden Fehrenbach, otomotivde daha az karbondiyoksit tüketimi için çevre odaklı yatırımlara önem verdiklerini kaydediyor. Termo teknolojide de aynı çevreci çizgiyi benimsediklerine dikkat çekerek, Manisa’daki fabrikalarında üretilen kombilerin doğalgazı daha tasarruflu kullandığını vurguluyor. Bosch dünya genelinde otomotiv teknolojisinde 2007 yılında 28,4 milyar euro değerinde satış gerçekleştirdi; bu bir önceki yıla göre, yüzde 4,5 oranında artış anlamına geliyor. Termo teknoloji faaliyetlerinin dahil olduğu tüketim ürünleri ve bina teknolojisi alanında ise, 2007’de bir önceki yıla göre yüzde 6,5’lik bir artışla 11,7 milyar euro tutarında satış geliri sağladı. Günümüzün çevreyle dost üretim modelinin önemli bir ayağı da, petrol gibi ekolojiye zarar veren fosil yakıtlara karşı yeni bir pazar olarak ortaya çıkan alternatif enerji. Fehrenbach, Bosch’un güneş enerjisiyle de ilgilendiğini, özellikle Türkiye’nin bu alternatif enerji kaynağı açısından cazip olduğunu söylüyor. Bununla birlikte, bu alanda henüz somut planları olmadığını, grup bünyesinde konsolidasyon yönündeki bazı adımların ardından konuyu değerlendirebileceklerini ifade ediyor. Fehrenbach, her ne kadar şu an için bu tür bir girişimlerinin olmadığını belirtse de, hızla gelişen güneş ve rüzgar enerjisi sektörlerinin Bosch’un da gündemine girdiği görülüyor. Öte yandan, reel sektör inovasyon, çevreyle dost üretim gibi modellerle rekabet gücünü artırma ve sürd |
Kaynak: Fortuneturkey , Link : http://www.fortuneturkey.com/haberdetay.asp?news_id=381
Anahtar Kelimeler: