Bugün: 19 Mart 2024 Salı
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | YH Gündem
Print Al

Babacan: Borçlar Kanunu da değişiyor

28 Temmuz 2012 Cumartesi::

Babacan, Türk Ticaret Kanunu’nda olduğu gibi Borçlar Kanunu’nda da bir değişiklik paketine ihtiyaç olduğunu belirterek, "Borçlar Kanunuyla ilgili iş dünyasını olumsuz etkileyen, günlük işlemleri sıkıntıya sokan ne varsa bizlere bildirin” diye konuştu.

Yazı Boyutu : A A A A

Babacan, Ankara Ticaret Odası Kongre Merkezi’nde düzenlenen Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (MÜSİAD) Geleneksel İftarında yaptığı konuşmada, Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin 2002 yılında uluslararası arenada konumunun yardım alan ülkeler içinde olduğunu belirten Babacan, 2004’ten itibaren yardım alan değil, yardım eden ülkeler listesine girmeye başladığını ifade etti. Geçen yıl Türkiye’nin sadece devlet olarak dış yardımlarının 1 milyar 300 milyon dolara ulaştığını belirten Babacan, Türkiye’nin 2011 yılı içerisinde dış yardımlarını en hızlı artıran ülkelerin başında geldiğini söyledi.

Yüzden fazla ülkede Türkiye’nin kalkınma projeleri geliştirdiğine dikkati çeken Babacan, ”Türkiye sadece kendi içinde kalkınmakla kalmadı, tecrübelerini, birikimlerini pek çok ülkeyle de paylaştı. Bugün Tunus’ta, Fas’ta, Mısır’da siyasi dönüşümün yaşandığı ülkelerde onların ekonomik dönüşümüne katkı vermek üzere programlar başlatmış durumdayız. Sadece Tunus’a sağladığımız katkı, hibe, kredi toplamı 500 milyon dolar düzeyinde. Eskiden kendisi kaynak bulmakta güçlük çeken bir ülke olan Türkiye, şimdi çok şükür başka ülkelerin kalkınmasına destek veren statü kazanmış durumda” diye konuştu.

'Orta gelir tuzağı’ Türkiye için önemli bir risktir

''Orta gelir tuzağı”nın Türkiye için önemli bir risk olduğunu belirten Babacan, şöyle konuştu: ”Biz 2002’de 3.500 dolarlık bir kişi başı milli gelirle başladık. Geçen yılı 10 bin 400’le kapattık. Yani dolar bazında 3 misli bir artış, ama bundan sonrası ile alakalı eğer bazı reformları zamanında yapmazsak, bazı adımları zamanında atmazsak Türkiye hedeflediğimiz 20-25 bin dolarlar mertebesine ulaşamayabilir. Bunların başında eğitim geliyor. Çünkü ekonomide en önemli faktör, en önemli unsur insandır. O Gayri safi yurt içi hasıla dediğimiz rakamların farklı farklı hesap metodu var. Onlardan birisi de o ülkede oluşturulan katma değerlerin toplamıdır. Ama o yüksek katma değer ancak yetişmiş insan gücüyle olur. Türkiye’nin şu anda 25 yaş üstü nüfusunun almış olduğu eğitim ortalama 6,5 yıl. Yani çalışma nüfusumuza baktığımız zaman ortalama 6,5 yıl okulda kalmış. Böylesine ortalama bir eğitim yapısıyla Türkiye’nin üretebileceği, oluşturabileceği katma değer, Türkiye’nin ekonomik büyüklüğü sınırlıdır. Bunun ötesine geçmemiz ancak dediğim gibi daha iyi eğitilmiş bir nüfusla olabilir. Biz bir çok konuda çok önemli adımlar attık, ama eğitim konusu son 10 yılın muhasebesini yaptığımızda arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağladığımız bir alan değil. Belki nicelik olarak, dershane sayısı, okul sayısı, internet erişimi sayılarına baktığımız zaman tamam, ama nitelik konusunda daha alacağımız uzunca bir mesafe var.

Bu dönemde Milli Eğitim Bakanımızla çok yakın çalışıyoruz. İlk defa bu dönem dedik ki, ’artık kadro sınırı yok, yeter ki, ne olur öğretmenleri seçerek alın. Öğretmenleri alırken bir seçme sistemi olsun, KPSS notu elinde olan herkes otomatik öğretmen olmasın.’ İşte bu konuda şimdi Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalar yapıyor öğretmenlerin daha iyi yetişmesi, öğretmenlerin bir performans kriteri olması konusunda. İyi öğretmen eğitim sisteminin başı. Daha pek çok konu var, ama bundan sonra eğer orta gelirden yüksek gelir seviyesine çıkmak istiyorsak eğitim en önemli alanımız.”

Yargı Reformu

Yüksek gelir seviyesine ulaşmak için bir diğer önemli alanın da hukuk ve yargı sistemi olduğunu belirten Babacan, Türkiye’nin gelişmiş bir ekonomi, ileri bir demokrasi olması için gerçek bir hukuk devleti olması, iyi işleyen bir yargı sistemine sahip olması gerektiğini söyledi. Aksi halde bunları gerçekleştirmenin mümkün olmayacağını dile getiren Babacan, 2010 yılındaki anayasa değişikliğine ilişkin referanduma kadar yargı alanında fazla adım atılamadığını ifade etti. Anayasa değişikliğiyle beraber yargı reformunun da önünün açıldığını belirten Babacan, ”3. Yargı reform paketimizi Meclis’ten geçirdik, şimdi 4’üncüsü Meclis’e gönderilmek üzere. Hızla hakim, savcı sayımızı artırmamız gerekiyor. Mahkemelerimizin daha hızlı çalışması, daha öngörülebilir, daha tutarlı kararlar almaları gerekiyor. Bu, iş dünyamız açısından da son derece önemli” diye konuştu.

"Tasarruf oranlarımız az, yükseltmemiz gerekiyor"

Ekonominin önünde de çalışılması gereken pek çok konu bulunduğuna işaret eden Babacan, tasarruf oranlarının az olduğunu ve yükseltilmesi gerektiğini belirtti. ”Kazanmadan harcıyoruz. Kendi tasarruflarımız yetmiyor yabancıların tasarruflarıyla ülke ekonomisini büyütmeye çalışıyoruz” diyen Babacan, Türkiye’de hane halkının yüzde 45’inin gelirinden daha fazla harcadığını dile getirdi.

2010 ve 2011 yılında kredi hacminin çok hızlı arttığını ifade eden Başbakan Yardımcısı, kredileri frenlemeye gittiklerini, bankaların kredi hacmi artışı üzerine sınırlar getirmeye başladıklarını hatırlattı. Babacan, ”Önce kazanalım, sonra harcayalım’ dedik. Çünkü hakketmediği refahı yaşamaya çalışan ülkelerin başına er ya da geç kötü şeyler geliyor. Avrupa’da bunların örneği çok” dedi.

Borçlar Kanunu

Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu’nun aynı tarihte Meclis’ten geçtiğini, ancak uygulama tarihini 1 Temmuz 2012 olarak belirlediklerini hatırlatan Babacan, bu kanunların bir an önce Resmi Gazete’de yayımlanması, yürürlüğe girmeden önce problemlerin kendilerine iletilmesi ve bunların düzeltilmesi amacıyla böyle bir uygulamayı tercih ettiklerini söyledi.

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda bunu yaptıklarını ve 70-80 maddeye yönelik önemli değişikliklerin düzeltme paketiyle gerçekleştirildiğini ifade eden Babacan, şunları kaydetti: "Ancak Türk Ticaret Kanunu üzerine öyle yoğunlaştık ki, iş dünyamız bize Borçlar Yasasıyla ilgili yeteri kadar problemleri, sıkıntıları anlatmadı, anlatamadı. Meclis’in kapanacağı günlerde 7-8 maddesinde değişiklikler yaptık, yani bize ulaşan kadar değişiklikler yaptık. Ama Meclis kapandıktan sonra da şimdi arka arkaya problemler geliyor. Aynı Türk Ticaret Kanunu’nda olduğu gibi Borçlar Kanunu’nda da bir değişiklik paketine ihtiyaç var. Çünkü bu iki kanun Meclis’ten geçerken, sosyal kesimlerin, ilgili tarafların, paydaşların, iş dünyasının görüşü tam yansıtılarak geçmedi. ’Bir an önce hızlıca geçsin, daha sonra problemleri çözülür’ dedik. Toplam 3 bin maddelik bir paket vardı önümüzde. Şimdi sıra inşallah Borçlar Kanunu’nda. Borçlar Kanunuyla ilgili iş dünyasını olumsuz etkileyen, günlük işlemleri sıkıntıya sokan ne varsa bizlere bildirin. MÜSİAD başta olmak üzere iş dünyamızın tüm örgütlerinden biz bunları bekliyoruz. Bunlar ulaştıktan sonra aynı Türk Ticaret Kanunu’nda yaptığımız gibi ekonomi Koordinasyon Kurulu’nu toplarız, ilgili tarafların görüşlerini alırız, yasayı hazırlayanların görüşlerini alırız ve inşallah makul, uygun bir yol bularak problemleri ortadan kaldırırız.”

Yeni Teşvik Sistemi

Yeni Yatırım Teşvik Programı’nın da oldukça kapsamlı bir program olduğunu belirten Babacan, 2009’da başlatılan teşvik programının omurgasıyla aynı olduğunu, ancak ilave olarak stratejik sektör kavramını getirdiklerini ifade etti. Stratejik sektörlere daha yoğunlaştırılmış teşvikler öngörüldüğünü belirten Babacan, çok ithalat yapılan, çok ticaret açığı verilen, ama Türkiye’de üretildiği zamanda yüksek katma değer oluşturacak tesislere, sektörlere ilave teşviklerin söz konusu olacağını kaydetti.

Bununla ilgili de uygulama safhasında problemler, gözden kaçan noktalar olabileceğine işaret eden Babacan, işin bütünlüğünü, felsefesini ilke ve prensiplerini bozmadan değişikliklerin her zaman yapılabileceğini bildirdi. Bu konuda şeffaflık ve açıklığı çok önemsediklerini anlatan Babacan, bazı ülkelerde pazarlıkla teşvik verildiğini, ancak kendilerinin bu hataya hiç düşmediklerini söyledi. Bazen kendilerine de ”büyük yatırım bak, özel bir şey istiyor, vermezsek kaçacak” ancak 10 yıldır buna direndiklerini belirten Babacan, ”Kaçsın önemli olan ilke, prensip ve güven. Hiç kimseye bir başkasından daha fazla, daha imtiyazlı bir teşvik veremeyiz. Güveni ancak böyle sağlarız” diye konuştu.

Anahtar Kelimeler:

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.