Print Al |
Hasan Mesut Hazar Merhum Nedim Köker, Ömrü, eğitimle ve irşadla geçen güzide bir insan, gönüllerde taht kurmayı becermiş kıymetli bir öğretmendi. Covid-19 ve zatürre tedavisini 6 ay önce tamamlamış sıhhatine kavuşmuştu. İlerlemiş ve 80’e dayanan yaşına ve bastonla yürüyüşüne rağmen, neşesinden ve etrafına rehberlik etmekten asla vazgeçmedi. 3 ay önce ailece tekrar testleri pozitif çıktı. Hem kendisi hem de eşi hastaneye kaldırıldılar. 10 Aralık’ta muhterime eşleri Safiye hanım merhume oldu. Maalesef bir hususta hala kafa karışıklığı var. Pek çok insan, “koronadan veya şu bu hastalıktan ölünüyor“ düşüncesindeler. Halbuki her birimizin takdir edilmiş bir ömrü ve sayılı nefesi bulunuyor. Ecel gelince sebebinin korona veya başka bir şey olmasının ne önemi var? Ancak unutulmasın; sebebe yapışmak ve tedbirli olmak da kaderin bir icabıdır. Tedbir alacağız, tedavi olacağız sonra da sabır ve tevekkülle Rabbimize sığınacağız. Merhum Nedim hoca ikinci defa koronayı da atlattı. Testleri negatife döndü. Ancak birçok organı iflas etmiş ve 3 Aydır hastanedeydi. Uyutuluyordu; eşinin ölümünden de habersiz Cumartesi akşamı 17 sularında ORGAN YETMEZLİĞİNDEN ruhunu teslim etti. Merhum Nedim Köker Hoca’yı, 1970 öncesinde lise yıllarımda, Matematik Öğretmeni olarak tanımakla şereflendim. Güzel bir tesadüf, sevgili kardeşim Bekir Hazar’ın da yıllar sonra lisede Matematik hocası oldu. Aşağıdaki, 3 sene önce Ramazan-ı Şerif ayında teknede iftar öncesinde İstanbul Boğaz turunda çekilmiş “Hoca ve Talebesi” fotoğrafında da Bekir’le görüldüğü gibi merhum Nedim hocanın, binlerce tanıdığı ve yetiştirdiği kişiyle böylesine güzel hatırası vardır. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik-Astronomi bölümünden, bir “Çapa Yüksek Öğretmenli” olarak mezun olmuştu. 60’lı yılların Çapa Yüksek Öğretmen okulunda okumak önemli bir ayrıcalıktı. Fakülte derslerine ek olarak Çapa’da psikoloji, sosyoloji, pedagoji ve rehberlik eğitim dersleri de veriliyordu. “Yüksek Öğretmen” liyakatında eğitimci yetişiyordu. Merhum Nedim Hoca, 60’lı yılların Çapa’sındaki merhum Prof. Dr. Yunus Akçamur, merhum Prof Dr. Hikmet Savcı, Dr. Osman Özer, Prof. Dr. Mümin Yamankaradeniz, Recep Onbaşı, merhum Ünal Şenyılmaz gibi kıymetli bilim insanlarının ve öğretmenlerin oluşturduğu “efsane kuşağın” içindendi. Bu efsane kuşağın kitap okumak; hatta okudukları kıymetli kitapları satır satır ezberlemek ve bunları talebelerine-çevrelerine yaymak gibi misyonları vardı. Her biri idealist, eğitici, rehber ve mürşid “MODEL” insanlardı. Rahmetli Enver Ören’in, İstanbul Fen Fakültesi talebelik ve asistanlık zamanındaki arkadaşlarından biriydi. Ayrıca Merhum Enver Ören ile beraberce öğretmenlik yapmış olduğundan dolayı da pek iftihar ederdi. Gerek talebelik, gerekse öğretmenlik yıllarındaki bazı komik sakarlıkları ve tatlı kazaları pek meşhurdu. Hala şehir efsanesi olarak anlatılır. Bir seferinde birkaç kişiyle yakın bir arkadaşına misafirliğe giderler. Ev sahibinin “çay mı kahve mi istersiniz?” sorusuna, “çayı yemekten önce, kahveyi de yemek sonrası alırız” cevabını vermiş, rahmetli Nedim Hocamız... Rahmetli Enver Ören de kendisini çok severdi. Merhum Nedim Hoca hem çok nüktedan ve güleryüzlü, hem de halk içinde yaşayan fevkalade mütevazı bir kişiliğe sahipti. Ancak Sütçü İmam’ın memleketi Kahramanmaraş-Elbistan’lı olduğunu söylerken biraz mütevazılıktan ayrılır ve hep coşkuyla anlatırdı. Herkesle kolayca ahbap olabilme özelliği vardı. Anadolu’yu karış karış dolaşmasından ve İhlas Vakfı gönüllüsü olarak çok yer görmesinden dolayı adı “GEZGİNCİ DERVİŞE” çıkmış mübarek bir rehberdi, kıymetli bir eğitimciydi. Doğuştan iletişimci, bir PR halkla ilişkiler uzmanıydı, sanki... Ömrü samimi bir mümin, hakiki rehber bir öğretmen ve her zaman ilim yaymak ve kitap dağıtmak idealindeki bir alperen olarak geçti. Yakın bir zamana kadar İhlas Vakfı hizmetlerinin en faal gönüllülerindendi. Binlerce öğrenci yetiştirdi. Hastanede yoğun bakımdayken bile son anlarında “bırakın namazımı kılayım kitap dağıtayım” diyerek yatağından kalkmak istemiş. Doktorları mecburen uyutarak ve yatağına bağlı bırakarak tedaviye devam etmişler. Böylesine hizmetlerde ve öğretmenlikte fani olmuş bir rehberlik abidesiydi. Aklı da fikri de zikri de “kitap, eğitim ve hizmet” olanlardandı. Herkes tarafından çok sevilen bir gönül adamıydı. Talebeleri ve tanıdığı herkesle güzel hatıraları vardır. Böylesine sevilmek ve güzel hatırlanmak; bu fani dünyada, çok az kimseye nasip oluyor. Merhum Nedim Hoca bunu başarmış; hayatı da mematı da güzel insanlardandı! Şimdi sevdiklerine kavuştu. Cenab-ı Hak gani gani rahmet eylesin. Cennetde derecesini yükseltsin. İnşallah bize de şefaat eder. HAFTA SONU SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMASI VE TEDBİRLERİ sebebiyle UMUMA AÇIK CENAZE NAMAZI VE TAZİYE ZİYARETİ KATİYYEN OLMAYACAKTIR. Taziyelerin mesajla veya telefonla bildirilmesi rica olunur. Merhum NEDİM KÖKER HOCA için varsa OKUMALARINIZI burada YORUM kısmına yazarak bildirmenizi rica ederiz. İnşallah topluca cenaze sahiplerine ve sevenlerine vekaleten hatim duası icra edilecek. Cenab-ı Hak cümle ölmüşlerimizi gani gani rahmet eylesin; bizlere de onlarınki gibi hayat, memat ve hüsnel hatime ihsan buyursun; şefaatlerine kavuştursun. Yüce Rabbim bütün hastalarımıza hayırlı şifalar versin. Başta sevgili çocukları Asuman ve Cüneyt kardeşlerim olmak üzere tüm ailesi fertlerine, talebelerine, sevenlerine, dostlarına en kalbi taziyelerimi sunarım. Hepimizin başı sağolsun! |
Kaynak: , Link : #
Anahtar Kelimeler: