Bugün: 23 Kasım 2024 Cumartesi
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | Yazarlar
Print Al
Ekonomik Durgunlukta Pazarlamayı Nasıl Yönetmek Ge



Ekonominin daraldığı dönemlerde hem şirketler hem de tüketiciler yeni duruma kendilerini süratle uyarlamak için bir dizi önlem alırlar. İnsanlar harcamalarını gözden geçirir ve gerekli-gereksiz ayrımı yaparak “gereksiz” olanlara para harcamayı kesip, diğerlerinde ise tasarruflu davranırlar. Şirketler de mümkün olan her alanda tasarruf yaparak masraflarını azaltırlar. Çoğu şirket ilk önce ve en çok pazarlama giderlerini azaltır. Başta reklam ve araştırma bütçelerini kısar hatta sıfırlar. Bunlar ezberlenmiş şirket refleksleridir; hemen hepsi geçmişte yaşanan durgunluk dönemlerinde edinilmiştir.

Ama dünkü ezberle karar almak bugüne çare olmayabilir.



Peki ne yapmalı?

Önce durumu anlamak gerekir çünkü her durgunluk döneminin kendine haz özellikleri vardır. Geçmiş bilgiler, geçmiş ezberler bugün geçerli olmayabilir. Müşterilerin veya tüketicilerin duygularını, endişelerini, korkularını ve ne tür planlar yaptıklarını öğrenmek ve bu psikolojinin şirketin içinde bulunduğu pazarı nasıl etkileyeceğini anlamak gerekir. Tüketicilerin önceliklerinin nasıl değiştiğini en iyi anlayan şirketler en doğru kararları alırlar.
Her markanın sattığı ürünlerin temel bir vaadi vardır. Şirketlerin ekonomik durgunluk dönemlerinde, temel vaatlerini güncel duruma en uygun şekilde yeniden tarif etmeleri ve bunun reklamını yapmaları gerekir.
Daralan ekonomide tüketiciler ve müşteriler niteliği daha düşük de olsa ihtiyaçlarını görecek ürün ve hizmetler satın almak isterler. Tamamen kesemeyecekleri harcama kalemlerinden bu yolla tasarruf etmeyi tercih ederler. Bu talebe cevap vermek için şirketlerin fazlalıklarından arınmış ama ihtiyacı karşılayacak ürün ve hizmetler üretmesi ve bunları etkili bir şekilde pazarlaması gerekir.
Her markanın ürün yelpazesini gözden geçirmesi ve daralma döneminde talep görmeyecek ürünleri satıştan kaldırması; döneme uygun yani kolay satın alınabilecek yeni ürünler sunması gerekir. Daralma dönemleri her şirket için “bahar temizliği” zamanıdır.
Daralan ekonomilerde insanlar bireysellikten uzaklaşır ve aile değerlerine daha sıkı bağlanırlar. Ekonomik sıkıntı dönemleri, “ben” motivasyonunun (bireyselliğin) geri plana çekildiği; “biz” motivasyonunun (dayanışma) ön plana çıktığı dönemlerdir. Çok doğal olarak, bu dönemlerde insanların güven ihtiyaçları ön plana çıkar. Markaların pazarlama faaliyetlerinde bu ihtiyacı dikkate alması, bu değerleri sahiplenmesi gerekir. Onlarla iletişim kurabilmeleri için, onları anladıklarını ifade etmeleri gerekir. Bu dönemde tüketicilerle aynı dalga boyuna gelen markalar dikkat çeker.
İnternet ve sosyal medya reklamları, televizyon gibi kitlesel reklamların yerini dolduramaz. Dolayısıyla televizyon, radyo gibi kitlesel mecralarda reklam yapan markaların bu harcamalarını kısıp internette reklam yapması onlara pazar payı kaybettirir. Ekonominin daraldığı dönemler bütün mecralarda reklam yapmanın ucuzladığı dönemlerdir. Televizyonda reklam yapmaya devam eden hatta bugüne kadar hiç televizyonda reklam yapmamış ama bu dönemde reklam yapmaya başlayan markalar dönem sonunda daha karlı çıkarlar. Ekonomik durgunluk dönemlerinden sonra daha güçlü bir şekilde yollarına devam eden markalar bu dönemde etkili pazarlama yapan markalardır.
Pazarlama, bir şirketin “olsa da olur, olmasa da olur” diye niteleyebileceği bir faaliyet değildir. Daralma döneminde tüketiciler bazı markaları bırakıp yeni bazı markaların müşterisi olurlar. Daralma dönemi bittiği zaman ise eski markalarına geri dönmek yerine, hayatlarına en son girmiş olan bu yeni markaları satın almaya devam ederler. Dolayısıyla durgunluk dönemlerinde pazarlama faaliyetlerini istikrarlı bir şekilde sürdüren markalar dönem sonunda pazar payı artırırlar. Durgunluk döneminde pazarlama harcamalarını kesen şirketler ne kaybettiklerini durgunluk döneminden sonra anlarlar ama iş işten geçmiş olur.
Ekonomik durgunluk dönemleri her şirketin büyük tehditlere maruz kaldığı ama aynı zamanda çok büyük bazı fırsatları yakaladığı zamanlardır. Bu dönemde şirketler daha ucuz seçenekler sunan yeni markalar yaratabilirler ya da kendi pazarlarındaki mevcut markaları satın alabilirler.
Ekonomik durgunluk dönemlerinde çoğu şirket harcamalarını -en önce pazarlama harcamalarını- kısıp “sipere çekilme” stratejisini uygulasa da doğru olan, pazarlama fonksiyonunu her zamankinden daha etkili yönetmektir.

Ama belli ki içine girdiğimiz daralma döneminde çoğu şirket eski ezbere göre davranıp pazarlama harcamalarını kesme yolunu seçip kafasını kuma gömecek. Küçük bir azınlık ise tüketicileri anlama çabası gösterip onların yeni ihtiyaçlarına cevap verme yolunu seçecek.

Peki sizin şirketiniz hangi yolu seçecek?


Temel Aksoy ile iletişim kurmak için e-mail adresi: temelaksoy@temelaksoy.com
Yazarın Diğer Yazıları
Reklam Dolandırıcılığı
Pazarlamanın Birinci Kanunu
Platonik Pazarlama
8 Pazarlama İlkesi
Ürünler Fabrikalarda, Markalar Zihinlerde Üretilir
Ayırt Edici Marka Özellikleri
Dijital Reklam Sahtekarlığı
Reklam Bütçesinde %60-40 Kural
Çok Kanallı Dünyada Müşteri Deneyimini Yönetmek
Pazarlama Yapmak, Davranış Mimarlığı Yapmaktır
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.