Yaptığımız işi nasıl ölçüyoruz
Lojistiğin bir tedarik zinciri süreci yönetmek olduğunu hepimiz biliyoruz. CSPMP tarafından yapılan tanım o derece kabul edildi ki; lojistik bir tedarik zinciri içinde üretim dışındaki tüm fonksiyonların işini yapar hale gelmiştir artık. Lojistik hizmet veren kuruluşlar üretici veya ürün sahibi müşterilerine verdikleri hizmeti onlardan daha iyi yapmak zorundadırlar. Bu sayede lojistik hizmetler outsource edilebilecektir. Hizmetin kaliteli verilmesi ancak o hizmetin düzgün bir şekilde yönetilmesi ile sağlanabilmektedir.
Yönetim temel olarak iş bilgisi ve yönetim araçları yani ölçümleme gerektirir. Ölçülemeyen hiç bir iş yönetilemez. Yönetimin temeli kontroldür ve kontrol etmek için önce planlamak sonra uygulamak ve uygulama sonuçları ile planlanan beklentileri karşılaştırmak gerekir. Lojistik yönetim planlama için gereken bilgilerin temin edilmesini de şart kılmaktadır. Bu da geçmiş dönem rakamlarının, iş sonuçlarının kayıt altına alınmasından, bu kayıtlardan anlamlı sonuçlar çıkartılmasından yani fiili proje sonuçlarının elde olmasından söz ediyoruz demektir.
Lojistik firmalarda yapılması gereken ilk şey geçmiş yıl sonuçlarının elde edilmesidir. Bu sonuçlar fiili satışlar, maliyetler, operasyon maliyetleri, birim işlem başına kar- zarar belirlenmesi, sabit ve değişken giderlerin ayrıştırılması, genel giderlerin departmanlara, operasyonlara dağıtılması, finansman giderlerinin ilgili yerlere aktarılması gibi muhasebe işlemlerini gerektirmektedir. Lojistik sektöründe kurumsallaşmış olanlar, arkalarında mali denetime sahip bir holding desteği bulunanlar, yabancı sermayeli kuruluş şubeleri, başında eğitimli bir yönetim desteği bulunan şirketler dışındaki yüzlerce kurum bu saydığım çalışmaları yapamamaktadır. Yapmamaktadır.
Yine lojistik sektöründe yüzlerce kuruluş gelecek yıl bütçesini hazırlamadan işe başlamaktadır. Gelirler planlanmadan, giderler belirlenmeden, yatırımlar öngörülmeden çalışmalar başlamakta ve günlük ölçümlerle şirketler yönetilmeye çalışılmaktadır. Lojistik gibi müşterisinin sürecini yönetmeye soyunan bir sektörün henüz yaptığı işi ölçemeyen, bütçe yapmayan, yaptığı bütçeyi karşılaştırmayan bir sistemle çalışması hiç güven verici değildir. Böyle çalışan bir lojistik kuruluşunun; karşısındaki, çağdaş mali ve yönetim sistemlerini kullanabilen bir müşterisini ikna etmesi söz konusu olamaz. Bundan dolayıdır ki üretici kuruluşlar lojistik hizmetlerini outsource etmekte çekingen davranmakta daha açıkçası güvenmemektedirler. Lojistik şirketler yaptıkları işleri, verdikleri hizmetleri kontrol etmeye başlamadıkları süre, lojistik hizmet veremeyecek, ne kadar iyi yaparlarsa yapsınlar, yaptıkları işin taşeronu olarak kalacaklardır. Taşeron çalışması da ne lojistik kuruluşlara iş kazandıracak ve kar yaratacak ne de işlerini geliştirmelerine olanak sağlayacaktır.
Lojistik sektöründe çalışan kuruluşların diğer sektörlerin hepsinden daha fazla ölçmeye, bütçe yapmaya, bilgi toplamaya, bu bilgileri anlamlı bilgi haline getirecek bilişim sistemlerini kurmaya ve kullanmaya, bu anlamlı bilgilerden sonuçlar çıkarmaya ihtiyaçları vardır. Bu zorunluluğu görmeyen, bu çalışmaya başlamayan, yaptıkları işi hala dünkü gibi yapan kişi ve kuruluşlar gelecek bir kaç yıl içinde sektör değiştirmeye mecbur kalacaklardır. Kapımız çalan küresel rekabetin, odalarımızdan içeri sızan yabancı know-how’un bizlerde yaratacağı sonuç budur. İnansak da inanmasak da gelecek geliyordur, gelecektir.
Atilla Yıldıztekin ile iletişim kurmak için e-mail adresi:
atilla@yildiztekin.com