Bugün: 23 Kasım 2024 Cumartesi
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | YH Yaşam
Print Al

Birlik ve beraberlik içinde hareket etmek

12 Mayıs 2017 Cuma::

"Kutlu Doğum Haftası" Rebîul-evvel ayına denk gelecek şekilde bir hafta kutlansa ve bütün Türkiye'de birlik-beraberlik sağlansa ne mahzûru vardır?

Yazı Boyutu : A A A A

Bendeniz, Diyânet İşleri Başkanlığında, 1969 yılından 1980 yılına kadar (11 sene müddetle), Dîn İşleri Yüksek Kurulu Raportörü olarak ve Dîn İşleri Yüksek Kurulu lağvedildiğinde de, Bakanlık "Olur"u ile bir sene de "Kurul Üyesi" olarak görev yaptım. Bu müddet zarfında, 4 Diyânet İşleri Reîsi ve 12 Devlet Bakanı ile beraber çalıştım; onlar zamanında, nisan ayında herhangi bir kutlama haftası yoktu. Diyânet İşleri Başkanlığında, kuruluşundan benim görev yaptığım dönemlere kadar "Kutlu Doğum Haftası" bulunmadığı gibi, benim çalıştığım dönemde de [Lütfi Doğan Hocaefendi, Dr. Lütfi Doğan Hocaefendi, Doç. Dr. Süleymân Ateş Hocaefendi, Dr. Tayyâr Altıkulaç Hocaefendi zamanlarında da], nisan ayında böyle bir hafta yoktu. Demek ki, 9+4=13 Diyânet İşleri Başkanı zamanında, bu Kutlu Doğum Haftası yoktur. Ben, Diyânet'ten Millî Eğitim Bakanlığına geçtiğim 1980 yılından 1989 yılına kadar da böyle bir şey yoktu; 1989 yılında "Kutlu Doğum Haftası" başladığında da, 5 sene boyunca o hafta, Rebîul-evvel ayında kutlanmıştı. Şöyle ki:
1. yıl: 12-17 Ekim 1989 [12-17 Rebîul-evvel] 2. yıl: 1-7 Ekim 1990 [11-18 Rebîul-evvel] 3. yıl: 20-26 Eylül 1991 [12-18 Rebîul-evvel] 4. yıl: 9-15 Eylül 1992 [12-18 Rebîul-evvel] 5. yıl: 30 Ağustos-5 Eylül 1993 [12-18 Rebîul-evvel]
Peki yine bu şekilde, Rebîul-evvel ayına denk gelecek şekilde bir haftada kutlansa ve bütün Türkiye'de birlik-beraberlik sağlansa ne mahzûru vardır? Birisi çıkıp, bunu bana açıklayabilir mi?
Böylece, İslâm âleminin tamâmıyla da beraberce hareket edilmiş olsa, bir sakınca var mıdır?
12 Rebîul-evvelde, bütün gazeteler, dergiler, takvîmler, radyolar ve televizyonlar, Sevgili Peygamberimizin doğum gününü kutlamakta; Mevlid-i şerîf programları yapmaktadırlar. O bir gün, isteniyorsa, bir hafta uzatılsın; hattâ gerekiyorsa iki hafta uzatılsın; arzu ediliyorsa, bazı ülkelerde olduğu gibi bir ay yapılsın. Niçin, bir sene içerisinde, tekrâren nisan ayında 2. bir kutlama yapılsın ki?
Şimdi bunlar meselenin bir yönü. Gelelim 2. yönüne:
Benim gittiğim programlardan bir kısmında dînen hiç mahzurlu bir husus olmadı; ama maalesef bazılarında dînimizin aslâ tasvip etmeyeceği bazı durumlarla da karşılaştım. Gazetelerde bazı resimler var; İnternette bazı resimler mevcut; hattâ bazı İlâhiyâtçı meslektaşlarımız bu konuda çalışmalar yapmışlar, o resimleri de toplayıp bir araya getirmişler.
Bunlardan Allahü teâlâ râzı olur mu? Peygamber Efendimiz râzı olur mu? Bu iş, icmâ-ı ümmete uyar mı? Kıyâs-ı Fukahâya uygun düşer mi? Bunlar gayretullaha dokunabilir, Peygamber Efendimizin mübârek rûhunu muazzep kılar; hiçbir sâlih, ihlâslı Müslümânın gönlü de buna râzı olmaz...

Anahtar Kelimeler:

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.