Bugün: 23 Kasım 2024 Cumartesi
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | Kişisel Gelişim
Print Al

Öğrencilere beyin kablolarını birbirine bağlamayı öğretelim

28 Nisan 2017 Cuma::

İyi ebeveynlik, kaliteli eğitim sistemi, olumlu çevre katısı ve beslenme gibi bileşenlerin bir araya getirilerek beynin olgunlaşma sürecinin iyi yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Sürmeli, “ Öğrencilerimize ‘beyinlerindeki kabloları birbirine bağlamayı’ öğretmemiz gerekiyor” şeklinde konuşuyor.

Yazı Boyutu : A A A A

Kezban KARABOĞA

Geçtiğimiz günlerde OECD’nin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), ‘öğrenci refahı’ araştırmasının sonuçları yayınladı. OECD, bu araştırmasında öğrencilerin okuldaki başarıları, okuldaki akranları ve öğretmenleri ile ilişkileri, evdeki yaşamları ve okul dışında nasıl zaman geçirdiklerini ölçtü. Buna göre Türkiye, 15 yaş düzeyindeki öğrencilerle yapılan ‘yaşam memnuniyeti’ anketinde, araştırmaya katılan ülkeler arasında mutsuzlukta ilk sırada yer aldı.

OECD ülkelerinde ortalama memnuniyet derecesi 10 üzerinden 7.3 olurken Türkiye’deki öğrencilerin ortalaması ise 6.1 oldu. Şimdi, soru şu: Öğrencilerin mutsuzluğunun temel kaynağı ne olabilir? Mutsuzluğun öğrenme süreçleriyle ilgisi var mı? Bu durum başarıyı nasıl etkiler? Bu soruları Psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli’ye sordum. Türkiye’de eğitim sisteminin en önemli sorununun ‘çocukların merak etme duygularını harekete geçirememesi’ olduğunu belirten Dr. Sürmeli, “Merak etme duygusu beynin ön bölgesi ve diğer bölgeler ile bağlantılı harekete geçiyor. Bu bölge yeterince gelişmemişse öğrenme süreci olumsuz etkileniyor. Bu kaygı bozukluğu oluşturabilir, duygu durumunu etkiler” diyor.

Çocukların suçu yok

Çocuklarda kaygı bozukluklarının yüzde 40’lara varan yüksek oranlarda görüldüğünü anlatan Dr. Sürmeli, “Oysa çocukların hiçbir suçu yok. Sadece onların olgunlaşma süreçlerini iyi yönetmeliyiz. Çünkü öğrenciler için beynin olgunlaşma evrelerinin düzgün işlemesi gerekiyor. Buna, beynin matürasyonu, yani olgunlaşması diyoruz. Beynin olgunlaşması beynin ön bölgesinin görevleri olan dikkati, öğrenmeyi, matematik-dil becerilerini, hafızayı, duygu durumunu etkiliyor. Dürtüsel olmamayı sağlıyor, karar verme mekanizmasını iyileştiriyor, planlama, organizasyon, durup düşünüp, eyleme geçme ve uygulama süreçlerini etkiliyor” diye konuşuyor. Olgunlaşmanın beynin en arka kısmından başladığını anlatan Dr. Sürmeli, “Biz de beş yaş grubunu okula aldılar. Bu sırada beynin ön kısmı daha olgunlaşmamış, çünkü dikkat merkezi sadece 10 dakika göreve sokulabilir. Aslında beyin tembelliği seçmiyor. Dikkat seviyesi 40 dakika ders anlatan eğitim sistemimiz olduğu için çocuk bunun ancak 10 dakikasını öğrenebiliyor. Öğrenme gerçekleşmeyince kaygı bozukluğu, mutsuzluk, çaresizlik hissi artıyor” diyor.

‘Beyin eğitilebilir’

İyi ebeveynlik, kaliteli eğitim sistemi, olumlu çevre katısı ve beslenme gibi bileşenlerin bir araya getirilerek beynin olgunlaşma sürecinin iyi yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Sürmeli, “Böylece kaygı bozukluğu azalacaktır, bu duygu durumlarını da olumlu yönde etkileyecek ve mutlu olma haline doğru yönelmeye başlayacaklardır” diyor. Temel meselenin beynin eğitilmesi olduğunu ifade eden Dr. Sürmeli , “Beynimiz diğer organlar gibi değil, esnek. Eğitilebilir. Eğitim sistemi çok kötü bile olsa beynin olgunlaşmasını sağlayacak faktörler bir kez bir araya geldiğinde beyin artık daha iyi öğrenmeye, araştırmaya ve merak etmeye başlamıştır” diyor. Çocuklarda kaygı bozukluğu çok yüksek ve ilaç-bilişsel tedavi çalışmıyor. Problem yüzde 90 tekrarlıyor. Oxford Üniversitesi’nin bir araştırmasını hatırlatan Dr. Sürmeli, “Buna göre beynin olgunlaşma evrelerinde nöronların birbirleri ile bağlantısı düzgün olursa anksiyete gelişme oranı azalacak ve kalıcı doğal iyileşme yaşanmasını sağlamak için teknolojik yöntemler kullanılabilir. Neurobiofeedback bu yöntemlerden bir tanesi. Bu yöntemle öğrencilerimize ‘beyinlerindeki kabloları birbirine bağlamayı’ öğretmemiz gerekiyor” şeklinde konuşuyor.

Otuz senedeki dikkatimiz, 0-1 yaş arasında belirleniyor

Beyinde beyaz ‘cevherler’ bölgesinde bulunan kabloların kalınlığının 0-1 yaş arasında geliştiğini, ve bu gelişmişlik düzeyinin kişinin 30 seneki dikkatini belirlediğini anlatan Psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli, “Türkiye’de hangi anne-baba 0-1 yaş arasındaki çocuğunun beyninin kablolarının gelişmesine katkıda bulunmuştur, merak ediyorum. Bunu yapmalıyız. Bunun için beynin gelişmesini sağlatan kartlardan bile yararlanabilirler. Onlara devamlı konuşup göz teması kurmaya çalışabilirler. Araştırmalar kaygı bozukluğunun 0-1 yaş arasında tanımlanabileceğini gösteriyor” şeklinde konuşuyor.

Beynimizin sadece yüzde 1-10’unu ‘bilinçli’ kullanıyoruz

İnsanların, öğrendiği bilgilerin yüzde 90’ının farkında olmadan kayıtlayıp kullandığı bilgiler olduğunu ifade eden Dr. Sürmeli, “Hafıza ve dikkat merkezleri bilinçaltında çalışıyor. Herhangi birini pür dikkat gözümüzü dikerek dinlesek bile o kayıtların hepsi bilinçaltına aktarılıyor, öğrendiğimiz bilgiler bilinçaltı sistemlerinde çalışılıyor. Beynimizin yüzde 100’ünü kullanıyoruz ama bilinçli olarak kullandığımız kısım yüzde 1 ile yüzde 10 arasında. Herkes iradeden bahsediyor. Çocuk sınav kaygısı oluşuyor, üst yönetici; bir sunum yapacak kaygı bozukluğu yaşıyor. Bu sorunlar irade ile çözülmez çünkü problem bilinçaltında. Beyni ve vücudu tekrar düzenli çalışır hale getirip ‘irade’ ,’bilinç’ denilen kısma daha fazla katkıda bulunacak bilinçaltı süreçlerini düzeltmemiz gerekiyor” ifadesini kullanıyor. Bilinçaltına ilaçsız Neurobiofeedback yöntemi ile ulaşıp düzenlenmesi sağlatılabiliyor. Koşullanma yöntemini kullanan Neurofeedback beyin eğitim sisteminin etkisinin kalıcı olduğunu görüyoruz.

Anahtar Kelimeler:

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.