Print Al |
İbadet ve duaların kabul şartları; Duaların ve herhangi bir amelin, ibadetin kabul olunmasının şartlarından biri de üzerinde kul hakkı bulunmamaktır. İmâm-ı Rabbânî “rahime-hullahü teâlâ”, diyor ki: (Bir kimse, Peygamberin ameli gibi amel yapsa, fakat üzerinde yarım dank, yani çok az kul borcu olsa, bunu ödemedikçe Cennete giremez.) Duaları da kabul olmaz. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Üzerinde kul hakkı olan, mahlûkların malına, ırzına dokunan, ölmeden önce helâlleşsin, ödesin! Zira o gün altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınacak, sevapları olmazsa, hak sâhibinin günahları, buna yüklenecektir). İbni Âbidîn “rahmetullahi aleyh” (Dürr-ül-muhtâr) kitabını açıklarken, buyuruyor ki: (Kıyamet günü, hak sâhibi, hakkını affetmezse, bir dank hak için, cemaat ile kılınmış, kabul olmuş yedi yüz namazı alınıp, hak sâhibine verilecektir.) Bir dank, dirhemin altıda biri, yaklaşık olarak, yarım gram gümüştür. Bir gün, Eshâb-ı kirâma karşı; (Müflis kime denir, biliyor musunuz?) diye sual edilince, onlar da; (Parası ve malı kalmayan kimseye diyoruz) dediler. Resul aleyhisselam buyurdu ki: (Ümmetim arasında müflis, şu kimsedir ki, kıyamet günü, defterinde çok namaz, oruç ve zekât sevabı bulunur. Fakat, bir kimseye sövmüş, iftira etmiş, malını almış, kanını dökmüş, döğmüş. Sevapları, bu hak sâhiplerine dağıtılır. Hakları ödenmeden önce, sevapları biterse, hak sâhiplerinin günahları, bunun üzerine yükletilir. Sonra Cehenneme atılır). Bu hadîs-i şerîf de gösteriyor ki, Eshâb-ı kirâmdan “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în” herhangi birine dil uzatan, söven, iftira eden, ahirette muhakkak cezasını görecektir. Ey Müslüman kardeşim! Allahü teâlânın rızasına kavuşmayı ve amellerinin kabul olmasını istiyorsan, Müslüman olsun, kâfir olsun, kimsenin malına, canına, ırzına saldırma! Kimseyi incitme! Herkesin hakkını öde! Kul hakkının en mühimi ve azabı en çok olanı akrabasına ve emri altında olanlara din bilgisi öğretmeyi terk etmektir. Onların ve bütün insanların din bilgisi öğrenmelerine ve ibadetlerini yapmalarına, işkence ederek veya aldatarak mâni olanın İslam düşmanı olduğu anlaşılır. Bidat sâhiplerinin, mezhepsizlerin, sözleri ile yazıları ile Ehl-i sünnet bilgilerini değiştirmeleri, dini, imanı bozmaları da böyledir. Hükûmete, kanunlara karşı gelme. Kâfir memleketlerinde de, kanunlara, emirlere karşı gelme! Fitne çıkarma! İslama saldıranlarla ve bidat sâhipleri ile ve mezhepsizlerle arkadaşlık etme! Onların kitaplarını, gazetelerini okuma! Sözünü dinleyenlere, güler yüzle, tatlı dil ile nasihat eyle! Kimse ile münakaşa etme! Güzel ahlâkın ile İslam dininin şanını, şerefini herkese göster! |
Kaynak: , Link : www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/hasan-yavas/592023.aspx
Anahtar Kelimeler: