Bugün: 23 Nisan 2024 Salı
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | YH Yaşam
Print Al

Ehl-i Sünnet itikadı

15 Mart 2016 Salı::

Ehl-i Sünnet itikadının lüzumu... Müslümânın önce Ehl-i Sünnet vel-cemâat âlimlerinin bildirdikleri gibi inanması lâzımdır. Cehennemin ebedî azâbından kurtulanlar, bu itikâd üzere olanlardır.”

Yazı Boyutu : A A A A

"Ehl-i Sünnet" terimi, daha ziyâde izâfet (tamlama) hâlinde, yani “Ehl-i Sünnet İtikadı veya Akîdesi”, “Ehl-i Sünnet Mezhebi”, “Ehl-i Sünnet Yolu”, “Ehl-i Sünnet Fırkası”, “Ehl-i Sünnet ve Cemâat Fırkası”... şeklinde kullanılır...

En büyük âlim ve velîlerden olan İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sânî Ahmed Fârûkî Serhendî (kuddise sirruh) buyurmuştur ki:

“Âkıl (akıllı) ve bâliğ olan (ergenlik yaşına/çağına ulaşan) her erkek ve kadının birinci vazîfesi, Ehl-i Sünnet âlimlerinin yazdıkları akâid bilgilerini/îmân bilgilerini/inanılacak şeyleri öğrenmek ve bunlara uygun olarak inanmaktır. Kıyâmette yani öldükten sonra Cehennem azâbından kurtulmak, onların bildirdiklerine inanmaya bağlıdır.” [Mektûbât-ı Rabbâniyye]

“Ehl-i Sünnet itikadı sana önce lâzım olan,

Yetmiş üç fırka var amma, Cehennemlik geri kalan,

Müslümânlar hep Sünnîdir, cümlenin reîsi Numân,

Cennet ile müjdelendi, îmânda bunlara uyan.” [İmâm-ı Rabbânî]

“Müslümânların birinci vazîfeleri, itikadı düzeltip, Ehl-i Sünnet vel-cemâat âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak inanmaktır. İkinci olarak, fıkıh (İslâmiyet'in emir ve yasaklarla ilgili) bilgilerini öğrenip, her şeyi bu bilgiye göre yapmaktır.” [Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, İ’tikâdnâme/el-Îmân ve’l-İslâm]

Kıymetli Osmânlı âlimlerinden Taşköprüzâde’nin de ifâde ettiği gibi:

“Ehl-i Sünnetin akâidde iki kolu vardır: 1) Mâtürîdiyye mezhebi: Bunun imâmı Ebû Mansûr Mâtürîdî’dir (rahimehüllah). 2. Eş'ariyye mezhebi: Bunun da imâmı Ebü'l-Hasen Eş'arî’dir (rahimehüllah). İkisinin de bildirdiği îmân esasları aslında aynıdır. Yalnız aralarında, teferruâtla ilgili, îzâh, ifâde ve üslûb tarzından doğan cüzi bazı farklılıklar vardır.”

“Allahü teâlânın bildirdiği her dîn iki kısımdır. Biri, kalp ile inanılması lâzım olan bilgiler, diğeri beden ile veya kalp ile yapılacak ibâdet bilgileridir. Bunlardan itikad esasları her dînde aynıdır, dînin aslı ve temelidir; dîn ağacının gövdesidir. Amel ise, ağacın dalları ve yaprakları gibidir. Her Müslümânın önce itikadını düzeltmesi, Ehl-i Sünnet vel-cemâat âlimlerinin bildirdikleri gibi inanması lâzımdır. Cehennemin ebedî azâbından kurtulanlar, ancak bu itikâd üzere olanlardır.” [İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât-ı Rabbâniyye]

“Kalbe gelen bütün mânevî ahvâli/hâlleri, keşifleri (buluşları) bize verseler, fakat kalbimizi Ehl-i Sünnet i’tikâdı ile süslemeseler, kendimi mahvolmuş ve hâlimi harâb bilirim. Bütün harâblıkları, felâketleri üzerime yığsalar, lâkin kalbimi Ehl-i Sünnet i’tikâdı ile şereflendirseler, hiç üzülmem.” [Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr]

“İtikâdda mezhebimiz olan Ehl-i Sünnet vel-cemâat mezhebinden başka, yetmiş iki fırkanın inançları yanlıştır, bozuktur, onlar Cehennem'e gideceklerdir..."

Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki: “Ey Peygamberim! Dînde fırka fırka ayrılanlarla senin hiçbir ilgin yoktur. Onların cezâlarını Allahü teâlâ verecektir. Kıyâmet günü Allahü teâlâ, dünyâda işlediklerini onlara hâtırlatacaktır.” [En'âm sûresi, 159]

Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: “Benî İsrâîl, yetmiş bir fırkaya ayrılmıştı. Bunlardan yetmişi Cehennem'e gidip, ancak bir fırkası kurtulmuştur. Nasârâ (Hıristiyânlar) da yetmiş iki fırkaya ayrılmıştı. Yetmiş biri Cehennem'e gitmiştir. Bir zaman sonra benim ümmetim de yetmiş üç kısma ayrılır. Bunlardan yetmiş ikisi Cehenneme gidip, yalnız bir fırkası kurtulur. Cehennemden kurtulan fırka, benim ve Eshâbımın gittiği yolda gidenlerdir.” [Tirmizî]

“İtikâdda mezhebimiz olan Ehl-i Sünnet vel-cemâat mezhebinden başka, yetmiş iki fırkanın inançları yanlıştır, bozuktur, onlar Cehennem'e gideceklerdir. Çünkü itikâd mezheblerinin yetmiş üçe ayrılacağını, bunlardan yalnız birinin doğru, diğerlerinin bozuk olacağını Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) haber vermiştir. Yanlış oldukları bildirilen yetmiş iki fırkaya “bid'at (dalâlet, sapıklık) fırkaları” denir. Bunların hiçbiri kâfir değildir. Hepsine “ehl-i kıble”, “Müslümân” denir. Fakat yetmiş iki mezhebden herhangi birinde bulunduğunu söyleyen bir kimse, Kur'ân-ı kerîmde veya hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş ve Müslümânlar arasında yayılmış bilgilerden birine inanmazsa, kâfir olur.” [Ahmed Tahtâvî, Hâşiyetü’t-Tahtâvî; İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât-ı Rabbâniyye; Seyyid Abdülhakîm Arvâsî]

“Cehenneme girecekleri bildirilmiş olan yetmişiki bid'at fırkası, ehl-i kıble oldukları için bunların hiçbirine kâfir dememelidir. Fakat bunların, dînde inanılması zarûrî, lâzım olan şeylere inanmayanları ve “Ahkâm-ı Şer'iyye”den her Müslümânın işittiği, bildiği şeyleri tevilini bilmeden reddedenleri kâfir olurlar.” [İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât-ı Rabbâniyye]

“Ehl-i Bid'at=Bid'at Ehli, Bid'at sâhibi”: “Bid'at sâhipleri; Peygamber Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) ve Eshâb-ı kirâmının bildirdikleri doğru itikâddan/inanıştan (Ehl-i Sünnet itikâdından) ayrılanlar; itikâdda (îmânda) ve amelde (ibâdette) dînde olmayan yenilikler ortaya çıkaran kimseler, dinde reformculardır. Hadîs-i şerîfte Cehennem'e gidecekleri bildirilen yetmiş iki fırkadan her biridir.”

İbrâhîm Hakkı Erzurumî (rahmetullahi aleyh), bir şiirinde buyurmuştur ki:

“Hudâ Rabbim, nebim hakkâ Muhammeddir Resûlüllah,/Hem İslâm dînidir dînim, kitâbımdır Kelâmullah,/Akâidde, Ehl-i Sünnet oldu mezhebim, hamdolsun,/Amelde, Ebû Hanîfe mezhebi, mezhebim vallah.”

Anahtar Kelimeler:

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.