Print Al |
Kabir azabını inkâr mümkün mü? Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Mü’min kabrinde yemyeşil bir bahçe içindedir. Ayın ondördü gibi aydınlatılır. 'Onun için sıkıntılı bir hayât vardır' âyeti, kâfirlerin kabirde görecekleri azâbı bildirir." Gaybî husûslardan olan kabir ve âhıretle ilgili bilgileri, insan aklının bilmesi mümkün değildir. Bunların, ya Cenâb-ı Hak tarafından bizzât kitaplarında [şimdi elimizde hiç değişmemiş bulunan İlâhî kitap sâdece Kur’ân-ı kerîm kaldığına göre, bu kudsî kitapta] veya O’nun Peygamberleri tarafından vâsıtalı olarak insanlara bildirilmesi gerekir. Bugün, önce, [Kur’ân-ı kerîmdeki sıralarına göre] kabir azâbıyla alâkalı bazı âyet-i kerîmeler ile tefsîrlerinden ve bazı âlimlerin açıklamalarından bahsedeceğiz. “Bakara sûresi”nin, “Ölü iken sizi diriltti. Tekrar öldürecek ve tekrar diriltecek” meâlindeki 28. âyetinde bildirilen, ikinci dirilme kabirde olacaktır. İmâm-ı Nesefî de bu âyetin kabir azâbı ve nimetine işâret ettiğini bildirmiştir. (Kâdî Beydâvî Tefsîri üzerine Şeyhzâde Hâşiyesi) “Âl-i İmrân sûresi”nin, “Allah yolunda öldürülenleri [şehîdleri] ölü sanmayın! Bilakis onlar diridirler” meâlindeki 169. âyet-i kerîmesi de, kabir hayâtını bildirmektedir. (Muhammed Muhyiddîn bin Behâeddîn, El-Kavlü’l-fasl Şerhu’l-Fıkhi’l-ekber) “A’râf sûresi”nin, “Orada yaşayıp, orada öleceksiniz, yine oradan dirilip çıkarılacaksınız” meâlindeki 25. âyetindeki "Orada"dan maksat kabir hayâtıdır. (Tefsîr-i Şeyhzâde) “Tevbe sûresi”nin, “Onları iki defa azâba uğratacağız” meâlindeki 101. âyetindeki azâbın birisi kabir azâbıdır. (Kâdî Beydâvî, Envâru’t-Tenzîl ve Esrâru’t-Te’vîl) En büyük müctehidlerden olan İmâm-ı A'zam (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki: Kur'ân-ı kerîmde, “Onlar, sabâh-akşam ateşe sokulurlar. Kıyâmetin kopacağı günde, ‘Firavun hânedânını azâbın en çetinine sokun’ denilecek” buyuruldu. (Mü’min sûresi, 46) Sabâh-akşam görecekleri azap, Kıyâmetten öncedir. Âyetin devâmında onların şiddetli azâba sokulacağı bildiriliyor. Birincisi kabir azâbı, ikincisi ise Cehennem azâbıdır. (El-Kavlü’l-fasl) İmâm-ı Gazâlî (rahmetullahi aleyh) de, “Bu âyet-i kerîme kabir azâbını gösteriyor” buyurdu. (İhyâu Ulûmi’d-dîn) İmâm-ı Şa’rânî (kuddise sirruh) buyuruyor ki: “Tâhâ sûresi”nin 124. âyet-i kerîmesindeki "Me'îşeten danken" kabir azâbını bildiriyor. Çünkü hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Mü’min kabrinde yemyeşil bir bahçe içindedir. Ayın ondördü gibi aydınlatılır. 'Onun için sıkıntılı bir hayât vardır' âyeti, kâfirlerin kabirde görecekleri azâbı bildirir. 99 tinnîn, kâfirleri kıyâmete kadar kabrinde sokup azap eder.” [Tirmizî] İmâm-ı Nesefî de (rahimehullah) buyurdu ki: “Câsiye sûresi”nin, “Allah sizi diriltir, sonra öldürür” meâlindeki 26. âyetinde, diriltmenin kabirde olacağını bildiriyor. (Şeyhzâde Hâşiyesi) Dünkü makâlemizde, kabir azâbıyla alâkalı bazı âyet-i kerîmeler ile tefsîrlerinden bahsettik. Bugün de inşâallah, bu konudaki bazı hadîs-i şerîfleri zikredelim... İmâm-ı Suyûtî (rahimehullah), "Kabir azâbı" ile ilgili “Şerhu’s-sudûr” isminde müstakil ve hacimli bir eser yazmıştır. Orada, İmâm-ı Buhârî ve İmâm Müslim’in “Sahîh”leri başta olmak üzere, hadîs kitaplarındaki kabir azâbı ile ilgili hadîs-i şerîfleri nakletmiştir. Hemen hemen her hadîs kitâbında kabir azâbı bildirilmektedir. Kabir azâbını inkâr eden bir kimse, bütün hadîs kitaplarını inkâr etmiş olur. Şimdi, kabir azâbı ile ilgili hadîs-i şerîflerden bazılarını [Kütüb-i sittedeki sıralarına göre] bildirelim. Peygamber Efendimiz buyurmuşlardır ki: “Kabir azâbı haktır.” [Buhârî] Sevgili Peygamberimiz, bir cenâzede, “Yâ Rabbî! Bunu kabir azâbından koru” diye duâ etmiştir. (Müslim, Tirmizî, Nesâî) “Gizleyebilseydiniz, kabir azâbını size işittirmesi için Allah’a duâ ederdim.” [Müslim, Nesâî, İmâm Ahmed] “Allah’ım, kabir azâbından Sana sığınıyorum.” [Müslim, Nesâî, Hâkim, Harâitî] “Kabir azâbından Allah’a sığınınız.” [Müslim, İmâm Ahmed, İbn-i Ebî Şeybe] “Allah’a yemîn ederim ki, 99 tinnîn Kıyâmete kadar, kâfire kabrinde azap eder.” [Tirmizî, İbn-i Hibbân, Ebû Ya’lâ,] [“Tinnîn” isimli yılan, dünyâ yılanı değildir. Kâfirlere ve günâhkârlara azap etmesi için Allahü teâlânın yarattığı bir mahlûktur.] “Kabir ya Cennet bahçesi veya Cehennem çukurudur.” [Tirmizî] “Kabir azâbının çoğu, üzerine idrâr sıçratmaktan olacaktır.” [Nesâî, İbn-i Mâce, Hâkim, Dârekutnî] “Şehîd, kabir azâbından emîndir.” [İbn-i Mâce, Beyhekî, İmâm Ahmed] “Dün gece rüyamda, bir kimseyi kabir sıkarken gördüm. Namazı gelip onu kabir azâbından kurtardı.” [Hâkim] “Fi sebîlillah [Allah yolunda] gözcü olarak vefât eden, kabir azâbı görmez.” [İmâm Ahmed] “Allahü teâlâ, bazı kimseleri, insanların ihtiyaçlarını gidermek için yaratmıştır. İnsanlar, ihtiyaçları için onlara başvururlar. İşte bunlar, kabir azâbından emîndirler.” [Taberânî] “Cuma gecesi "Fâtiha" sûresini ve 15 kerre "Zilzâl" sûresini okuyarak iki rekât namaz kılan kabir azâbından emîn olur.” [Deylemî] “Namaz kılmayanın kabri ateşle dolar. Gece-gündüz onu yakar. Bir tinnîn, her namaz vaktinde onu sokar.” [Kurretü’l-uyûn] Eshâb-ı kirâmdan Ya’lâ bin Mürre (radıyallahü anh), bir kabirde azap olduğunu işitip, Resûlullah Efendimize haber verdi. Peygamber Efendimiz de, “Ben de işittim; o kişi, söz taşıdığı ve üzerine idrâr sıçrattığı için, kendisine azap yapılmaktadır” buyurdu. (Beyhekî) |
Kaynak: , Link : www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/ramazan-ayvalli/589666.aspx
Anahtar Kelimeler: