Print Al |
Cenâb-ı Hakk’ın, dünyaya gönderdiği ilk insan ve aynı zamanda “İlk Peygamber” olan Hazret-i Âdem (aleyhisselâm)’dan başlayarak, “son Peygamber” olan Hazret-i Muhammed (aleyhisselâm)’a gelinceye kadar her asırda, dünyanın her tarafındaki insanlar arasından en iyi, en üstün olarak seçtiği bir zâta (bir Peygambere), bir “melek”le [“Cebrâîl” aleyhisselâm’la] haber göndererek, kendi varlığını, isimlerini ve sıfatlarını bildirmiş olduğu malumdur. Her akl-ı selîm sâhibi insan kabul eder ki: Allahü teâlâ, ilk Peygamber olan Hazret-i Âdem’den itibaren, kullarına râzı olduğu, beğendiği yolu göstermek için, insanların ebedî saadete kavuşmaları için, muhtelif asırlarda, zaman zaman, çeşitli coğrafî bölgelere ve çeşitli kavimlere Peygamberler göndermiş, bunlardan bazılarına da, emir ve yasaklarını ihtivâ eden “Sahîfe”ler ve “Kitâp”lar vermiştir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, onların dünyada rahat, huzur içinde, kardeşçe yaşamaları, âhirette de sonsuz saadete, bitmez-tükenmez nimetlere kavuşmaları için, yapılması lâzım olan iyilikleri ve sakınılması lâzım olan kötülükleri, Peygamberlerine bildirmiş, bunları bildiren birçok kitap (yüz suhuf ve dört kitap) da göndermiştir. Bu kitaplardan yalnız Kur'ân-ı kerîm bozulmamıştır. İslâm âlimlerinin buyurdukları gibi, saâdetlerin başı, Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmı tanımak, sevmek, O’na îmân etmek, tâbi ve teslîm olmaktır. İki cihân saadetine kavuşmak, ancak ve yalnız, dünya ve âhıretin Efendisi olan Muhammed aleyhisselâma tâbi olmaya bağlıdır. Ona tâbi olmak demek, onun tarif ettiği şekilde îmân etmek ve onun getirdiği ahkâm-ı İslâmiyyeyi öğrenmek ve yapmak demektir. Allahü teâlâ, bir insanda bulunabilecek, görünür-görünmez bütün iyilikleri, bütün üstünlükleri, bütün güzellikleri, habîbi/mahbûbu/sevgilisi Muhammed (aleyhisselâm)’da toplamıştır. Âyet-i kerîmede de geçtiği gibi, Allahü teâlâ, onu âlemlere rahmet olarak göndermiştir. Resûlullah Efendimiz, günümüzde de bütün dünya milletlerinin, ilim adamlarının, devlet, siyâset ve fikir adamlarının, edîplerin, târihçi ve askerî şahsiyetlerin alâkasını çekmektedir. Hâtırlarda olduğu gibi, Fransız dergilerinden “Le Point”, 1980 yılını "Hazret-i Muhammed Yılı" olarak ilan etmişti. Dergi, bu seçimine sebep olarak; 12 Rebîul-evvel’de dünyayı teşrîf eden “Hazret-i Muhammed'in (aleyhisselâm), yedinci yüzyılda yaşamış olmasına rağmen, dünyadaki tesirini, (müsbet olarak) her geçen gün büyüyerek sürdürmesini” göstermişti. |
Kaynak: , Link : www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/ramazan-ayvalli/589355.aspx
Anahtar Kelimeler: