Print Al |
Uluslararası Meyve Suyu Üreticileri Federasyonu (IFU), Avrupa Meyve Suyu Birliği (AIJN), bağımsız kalite kontrol kuruluşu (SGF) ve Avrupa Kalite Kontrol Sistemi (EQCS) tarafından da desteklenen zirveye MEYED Başkanı Mahmut Duruk ve Genel Sekreteri Ebru Akdağ'ın daveti ile katılarak görüşlerimizi paylaştık. Zirveye yurtiçinden ve dışından çok sayıda uzman, konuşmacı katıldı. Sektör temsilcileri bir araya geldi. Günboyu devam eden toplantıda konuşulanları, sektördeki gelişmeleri şöyle özetleyebiliriz: 1- Ekolojik ve iklimsel şartları, gen kaynağı ve geçmişten gelen kültürü ile Türkiye meyvecilikte önemli bir avantaja sahip. Ayrıca, 80 milyona yaklaşan nüfusu, alım gücü ile iç pazar bakımından ve ihracat pazarlarına yakınlığı ile meyve ve meyve suyu tüketimi için büyük bir potansiyele sahip. Ancak bu potansiyelin doğru kullanıldığını söylemek güç. 2- Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2014'te 17.1 milyon ton olan meyve üretiminin, bu yılın ilk tahminine göre 18.2 milyon ton olması bekleniyor. Bu üretimi ile Türkiye, dünya meyve üretiminde ilk 6 ülke arasında yer alıyor. Geçen yılın verilerine göre, 10 milyar dolarlık meyve suyu ihracatında ise Türkiye'nin payı sadece 210 milyon dolar seviyesinde. Ürettiği meyve miktarına göre, meyve ve meyve suyu ihracatı çok gerilerde. 3- Meyvecilikteki potansiyelini henüz değerlendirememesine rağmen gelişmiş teknolojiye sahip meyve suyu sanayine sahip olan Türkiye'de yaklaşık 130 meyve suyu markası var. 4- Tarımın genelinde olduğu gibi meyvecilikte de önemli bir değişim yaşanıyor. Devletin verdiği desteklerin de etkisi ile meyveciliğe yatırımlar yapılıyor. Üretim alanı genişliyor. Özellikle iyi tarım ve organik üretim gibi sağlıklı üretim ve tüketim uygulamaları, sanayinin talebi sektördeki gelişmeyi körüklüyor. Büyük işletmeler kuruluyor. Buna karşılık küçük aile işletmeleri giderek yok oluyor. Pazar bunu talep ediyor diye, birçok çeşit yok olurken, tek çeşitliliğe doğru bir yönelme yaşanıyor. 5- İç piyasada meyve tüketimi daha yaygın, meyve suyu tüketimi ise daha az. Ancak son yıllarda meyve suyu tüketimine bir yönelme var. Özellikle yüzde 100 meyve sularında tüketim artıyor. 6- Meyvecilikte yaşanan sorunlar ise şöyle sıralanıyor. Üreticilerin dağınık ve örgütsüz olması, başta enerji-taşımacılık olmak üzere maliyetlerin çok yüksek olması, doğa koşullarından olumsuz etkilenmesi, fiyat istikrarsızlığı, depolama koşullarının yetersiz olması, üretimin yüzde 30’a yakın kısmının pazara ulaşamadan telef olması. 7- Zirveye katılan konuşmacıların çok büyük bölümü meyve suyu konusunda karamsar bir tablo çizerken özellikle tüketicilerin sağlık konusundaki endişesine ve medyanın bu konudaki olumsuz haberlerine dikkat çekti. 8- Dünyada 1980'lerden bu yana iki katına çıkan diabet günümüzün en önemli sorunlarından birisi. Tüketiciler yediklerine daha çok dikkat ediyor. Egzersizin önemi arttı. Toplumda medya haberleri ve doktorların söyledikleri meyve suyu tüketiminde çok etkili oluyor. Nektar, meyve suyu, süt,çay ve diğer içecekler arasında büyük bir rekabet var. 9- Yaşam biçiminde değişiklikler var. Kahvaltı şekilleri değişti. İnsanlar ortalama 12 dakikada kahvaltı yapıyor. Kahvaltıda meyve suyu yerine enerji içecekleri alıyor. Tüketici tüm meyve suyu ürünlerinde şeker olduğunu düşünüyor. İçeriğindeki şeker insanları ürkütüyor. Bu da tüketimi olumsuz etkiliyor. 10- Meyve suyu meyveden elde ediliyor. Fakat bu ilişki adeta gözardı ediliyor. Meyve suyu meyve ile aynı besin değerlerine sahip ve sağlık için üretilen bir ürün. Fakat bu bağlantı tüketicinin gözünde yok. Bu ilişkinin güçlü bir biçimde kurulması ve anlatılması gerekiyor. 11- Yüzde 100 meyve suyu sağlığı korur. Fakat çok fazla tüketmediğiniz sürece. Aslında her gıda ürünü için bu geçerli. Her ürünü kararında tüketmek önemli. Meyve suyuna karşı olumsuz bir görüşün ortaya çıkmasında fruktozun büyük rolü var. Tüketiciye göre meyve suyunda fruktoz var. Fruktozun da zehir olduğu iddia ediliyor. Ayrıca meyve suyundaki şeker, şişmanlığın, obezitenin nedeni olarak biliniyor. Diğer sıvı içecekler bu kadar hedefte değil. Bu algının mutlaka değiştirilmesi gerekir. Zirvede konuşulanları tek bir cümleyle özetlemek gerekirse, dünyada meyve ve meyve suyu sektörünün önündeki en önemli sorun sağlık sorunu. Meyve ve meyve suyu tüketimini artırmak için tüketicinin kafasındaki sağlıkla ilgili soruların gerçekçi bir biçimde yanıtlanması gerekiyor. Endişelerin giderilmesi gerekiyor. Türkiye açısından bakılınca, meyvecilikte çok önemli bir potansiyele sahip. Ancak bunu değerlendiremiyor. Meyve ve meyve suyu sektöründe dünyada yaşanan sorunlara rağmen büyüme kaydeden birkaç ülkeden biri olan Türkiye, bu potansiyelini değerlendirmek için üretim-sanayi entegrasyonunu kurması gerekiyor. Ayrıca, önemli bir gen kaynağı olan Türkiye, meyvecilikte bu genetik kaynaklarını, çeşitliliğini geleceğe taşıması büyük bir farklılık ve zenginlik oluşturacaktır. |
Anahtar Kelimeler: Ali Ekber Yıldırım, sebze-meyve, meyve suyu, MEYED,