Print Al |
SAĞLIKLI BİR İŞ-YAŞAM DENGESİ NASIL KURULUR? İş, yaşamınızın değerli ve tatmin edici bir parçası mı, yoksa hoşunuza gitmekten ziyade sizi sinirlendiren, zamanınızın ve enerjinizin çoğunu alıp götüren bir şey mi? Hepimizin, meşgul olduğumuz ve ek saatler harcamaya gereksinim duyduğumuz zamanlar vardır. Ama, sağlıklı bir iş-yaşam dengesi için, söz konusu durum bir standart olmaktan ziyade bir istisna olmalıdır. Modern teknoloji, hemen hemen her zaman irtibat kurulabilir olduğumuz anlamına geliyor, bu da iş ile ilgimizi kesmeyi çok güç hale getirebiliyor. Daha verimli olmaktan ziyade, beynimize kendini şarj etme şansını vermeyerek, giderek daha az üretken hale geliyoruz. Bu durumda, dengenizin yanlış yöne gitmediğini kontrol etmek için dikkat etmeniz gereken uyarı işaretleri nelerdir? • Düzenli olarak günde 10 saatten fazla çalışıyorsunuz • Ne kadar sıkı çalışırsanız çalışın, iş yükünüzü zar zor hafifletebiliyorsunuz • İşlerin üstesinden gelebilmek için, kafein ve nikotin alımınızı her gün arttırıyorsunuz • İş sırasında ve sonrasında, fiziksel ve ruhsal olarak kendinizi sürekli bitkin hissediyorsunuz • Akşamları ya da hafta sonları eve iş götürüyorsunuz • Her hafta sonu ‘pazar gecesi bunalımları’ yaşıyorsunuz • Arkadaşlarınızı son dakikada atlatmanızdan dolayı adınız çıkmış İşinizin sizi tatmin etmesi, dinamikleştirmesi ve mutluluk vermesi gerekiyor. Ama aynı zamanda, yaşamınızın diğer yanlarından, yani arkadaşlarınızdan ve ailenizden, hobilerinizden ve diğer ilgi alanlarınızdan zevk almanıza da zaman bırakmalı. Ancak yaşantımız dengeli olduğunda iyi çalışabiliriz. Kendinizi işin yaşamınıza hükmettiği bir duruma soktuysanız ve samimi dostlarınız neye benzediğinizi unutmuşlarsa, monotonluktan kurtulmanız gerekir. Peki nasıl? Verimli olmak için, her gün işe ilk giren ya da son çıkan kişi olmak zorunda değilsiniz. İlginç ama, işleriyle baş edemediklerini söyleyen kişilerin çoğu işyerinde uzun saatler boyunca zaman geçiren insanlardır. Size çok fazla iş veriliyormuş gibi bir hisse kapılıyorsanız, yapmanız gereken ilk şey bu durumu yöneticiniz ile konuşmaktır. Patronlarınız da çok meşgul olabilir ve siz kendilerini haberdar etmedikçe aşırı çalıştığınızı bilemeyebilirler. İstifa etmenize ya da stres için izin almanıza göz yummak yerine size yardım etmeyi tercih edeceklerinden, bazı patronların ne denli anlayışlı olabileceğine şaşıracaksınız. Çoğu durumda, bir işin yüzde 80’i toplam çabanın yüzde 20’si ile tamamlanabilir. Ancak işin son yüzde 20’lik bölümünün tamamlanması orantısız bir şekilde uzun süre alabilir. Zaman açısından sürekli sıkışık durumdaysanız, mükemmeli gerçekleştirmekten ziyade, bir işi ne zaman kontrol edebileceğinize karar vermek için sağduyunuzu kullanın. Bu, baştan savma yapılmış iş için bir mazeret olmamalıdır, ama mükemmelliğin gerekli olduğu ve olmadığı durumlar arasında ayrım yapılabilmesi de önemlidir. Bazen, çalışmaya son verilecek yerin bilinmesi bir sorundur. Böyle bir durumda büyük işleri ya da projeleri daha küçük parçalara bölmeli ve bunları birer birer ele almalısınız. Dört gözle beklenecek bir şeylerin olması her zaman iyidir. İster dışarıda eğlenilen bir gece, ister iki haftalık bir tatil söz konusu olsun, takviminizde, işteki tüm çabalarınızın üzerine odaklanmış olduğu bir şey bulunduğundan emin olun. İyi bir zaman yönetiminin önemli koşulu işe biraz ara vermektir. Bu size, işe döndüğünüzde çok daha iyi bir performans göstermenizi sağlayacaktır! |
Kaynak: Monster , Link : www.monster.com.tr
Anahtar Kelimeler: iş yönetimi, iş-yşam dengesi,