Print Al |
Hayal edin. Söğüt ağacı yaprağına alerjiniz var. Dokunduğunuz anda cildiniz kabarıyor, kızarıyor, deli gibi kaşınmaya başlıyor. Doktor size bir alerji testi yapıyor. Önce gözlerinizi sıkıca bağlıyor. Ardından sağ kolunuza söğüt yaprağı sol kulunuza ise dut yaprağı süreceğini söylüyor. Ve testi uyguluyor. Tabii sağ kolunuz hemen kaşınıp yanmaya başlıyor. Sol kolunuzda ise her şey normal. Ama gözlerinizi açtığınızda doktor sürprizi açıklıyor: "Aslında kaşınan kolunuza dut yaprağı sürmüştük, alerjik olduğunuz söğüt yapraklarını ise sol kolunuza sürdük!" Ve işte bir başka örnek: Bir Parkinson hastası ayaklarını sürüyerek zorla yürüyebiliyor ve elleri yazı yazamayacak kadar çok titriyor. Cerrahi müdahale yapılmasını kabul ediyor. Geçirdiği beyin ameliyatı sonrası hastanın elleri ve ayakları düzeliyor, normal hareket etmeye başlıyor. Ancak doktorlar gerçeği sonradan açıklıyorlar: "Yapılan beyin ameliyatı tamamen sahte. Cerrahlar kafatasına küçük bir delik açıp, hiçbir şeye müdahale etmeden geri kapattılar." İki deney de düşünceler ve duyguların insanın fiziksel sağlığı üzerindeki etkilerini araştıran bilim adamları tarafından yeni yapıldı.Sonuç ortada: Zihin bedeni doğrudan etkiliyor! Bu yeni bir inanış değil. Tıp dünyasında yıllardır konuşuluyordu. Ancak son yıllarda bilim adamları zihin ile beden arasındaki bağlantının sanıldığından çok daha güçlü, çok daha etkili olduğunu keşfetti. Bu yüzden de 21.yüzyılın gelişmiş tıp teknolojisiyle konuyu derinlemesine incelemeye karar verdi. Buna göre sinir, gerginlik, yalnızlık, umutsuzluk, sevgi, huzur, mutluluk ve iyimserlik sadece soyut duygu ve düşünceler değil. Bütün bu psikolojik durumlar tıpkı zayıflık ya da şişmanlık gibi bedenimizi fiziksel olarak yani somut biçimde etkiliyor. Beyin bu duygu ve düşünceler doğrultusunda bağışıklık sisteminden, kan hücrelerine, kalpten bağırsaklara kadar bütün organ, doku ve hücreler üzerinde değişiklikler yapabiliyor. Bilim adamlarının yeni hedefi zihinsel ve fizikler durumlar arasındaki köprüleri keşfetmek tedavi amaçlı kullanmayı öğrenmek.Yakın tarihli bir araştırma da ABD"deki yetişkin nüfusun neredeyse yarısının beden ve zihni buluşturan yöntemlerle ilgilendiğini gösteriyor. Bunlar arasında yoga, derin nefes egzersizi uygulamaları, ileri kas esnetme teknikleri, hipnoz, düşleri yönlendirme teknikleri, bir de bedenle zihnin en etkili bağlantı şekli olan dini inanç ve dualar var. Hepsi temel de stresle savaşıyor. Çünkü stres günümüzde neredeyse öldürücü. İnsanın stresli bir durum karşısında kan basıncının yükseldiği, kalp atışlarının hızlandığını, kas geriliminin arttığını ve solunumunun düzensizleştiği biliniyor. Sebep ise hormonlar ve vücut kimyasalları. Bu maddeler insanda baş ağrılarından kalp krizine kadar her türlü fiziksel hastalığı tetikleyebilecek kadar güçlü. Negatif duygu ve düşüncelerin sağlığa olumsuz etkileri ortada. Peki pozitif duygu ve düşünceler de olumlu yönde etkili oluyor mu? Bilim adamları "evet" diyor; "Zihin gücü hastalıkların tedavisinde kullanılabilir!" Beyin, zihin gücüyle vücuttaki fiziksel ağrıyı da ortadan pekala kaldırabiliyor. ABD"deki Duke Üniversite"sinde yapılan araştırmalar dini inançları olan kişilerin daha az hastalıklara yakalandığını söylüyor; HIV hastaları üzerinde yapılan bir başka araştırma ise pozitif ve iyimser bir dünya görüşüne sahip olan AIDS hastalarının bağışıklık hücrelerinin diğerlerine nazaran daha güçlü olduğu belirtiliyor. Peki beyin gücüyle daha sağlıklı olabilir, hastalıkları ilaç yerine zihinle tedavi edebilir miyiz? Bu araştırmalar, zihin ve bedenin gizemli ilişkisini göler önüne sermek adına sadece başlangıç. Ve daha şimdiden bilim adamlarına zihnin beden üzerinde olumlu fiziksel etkiler sağlayabilecek bir gücü olduğunu şimdiden kanıtladı. Bilim bu konu üzerinde araştırmalarını derinleştirirken beden ile zihin arasında köprü kuran yoga, zihni düşüncelerden arındırma ve dua etmek gibi tekniklerin de artık büyük önem kazanacağı aşikar. |
Kaynak: Kigem , Link : kigem.com/default.asp?catID=9&pg=2
Anahtar Kelimeler: kişisel gelişim, zihin, beden,