Bugün: 23 Kasım 2024 Cumartesi
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | Kişisel Gelişim
Print Al

İsim hafızasını geliştirmenin yolları

16 Kasım 2012 Cuma::

Tanıştığınız insanların isimleri buhar olup hafızanızdan uçuyorsa bu gidişe bir son vermek sizin elinizde. İsimleri hatırlamamanın yaşattığı stresten kurtulmak için tanışma anından itibaren yapmanız gerekenler bu yazıda...

Yazı Boyutu : A A A A

İSİM HAFIZASI GELİŞİR Mİ?

İsim ezberlemek/hatırlamak benim için çok zordur. Kimsenin ismini kolay kolay öğrenemem. Öğrensem de öyle aniden hatırlayamam, hafızamın bir yerlerinden çağırmam, üzerinde düşünüp, neyle birlikte kodladığımı anımsamam gerekir. Tam öğrendim artık dedikten sonra bile bir bakarım hop uçuvermiş. Kalabalıklar, gruplar, çok sayıda yeni insanla tanışmak en büyük kabusumdur. Art arda birçok kişiyle tanıştığımda, insanlar elimi sıkarken adlarını söylediğinde sıkıntıdan beynim uğuldamaya başlar. İçimden bir ses "birazdan onlar sana isminle hitap etmeye başlayacaklar ve sen yine hiçbirininkini hatırlamadığın için tuhaf durumlara düşeceksin" dediğinden çaresizlikle kıvranmaya başlarım. Yıllardır birlikte çalıştığım iş arkadaşlarımı aniden birine tanıştırmam gerekse isimleri, cebimdeki anahtarlıkla aynı hızda düşüverir zihnimden.

En kötüsü de, yanınızda bir arkadaşınızla sokakta yürürken çok iyi tanıdığınız ama ismini hatırlayamadığınız biriyle karşılaşmaktır. Yanımdakiyle, karşılaştığım kişiyi tanıştırmam gerekir ama isim hatırlayamadığım için ya aymaza yatarım ya da yaş/cinsiyet vb. gibi nezaket kurallarına göre yapmayı beceremem. Çünkü hemen panikle yanımdakini, adını o an hatırlayamadığım kişiye tanıtıp arkadaşımın kendi adını söylemesi için içimden dua ederim. Hele yüzünü hiç görmediğim birileri hakkında bana birtakım hikayeler anlatılıyorsa vay halime... Sürekli "kimdi o" diye sorup karşımdakinde zekamla ilgili ciddi soru işaretleri oluşturururm.. "Bin kez söyledim ya kim olduğu" cümlesini duymaya ne kadar alıştığıma şaşarsınız. Ve tabii isimlerle yüzleri anında ve doğru olarak bir araya getirme becerisi olanlara ne kadar haset ettiğime de... Öyle arkadaşlarım var ki üç ay önce bir yemekte içtiğimiz şarabın bırakın adını, içindeki üzüm cinslerini tek nefeste sayabiliyorlar.

Ben geçen hafta izlediğim filmin anca konusunu hatırlarken bazıları 20 yıl önce gördüklerini sahne sahne sıralayabiliyor. İyi bir hafızaya sahip olmak gerçekten de muazzam bir yetenek. Peki bununla doğmayan, benim gibilerin hali nice olacak? Psychology Today dergisindeki bir makaleden öğrendiğime göre bizim gibiler için de hala bir umut ışığı var.

Dr. Susan Krauss Whitbourne’ye göre bazıları, isim ve yüzleri anında ilişkilendirme yeteneğine sahip olarak doğuyor. İlginç biçimde hepimizin yüz ayırt etme yeteneğimiz, isim hatırlama becerimizden daha gelişkinmiş. Bilim insanlarına göre yaşamımız boyunca ilişki kurduğumuz yüzlerce/binlerce yüzü, ayırt etmede her birimiz uzman sayılacak düzeydeymişiz. Burada asıl mesele, karşılaştığımız bunca yüze ait ismi de zihnimizden çağırabilmekmiş. Zaten ben de tam da bundan muzdarip durumdayım. Ve bu konuda yapılan araştırmalar, benim gibi isim hatırlama özürlülere bir nebze ışık tutabilir nitelikte: Biricisi, bir yüzü hatırlamak için saç, kulaklar, omuz, boyun gibi dış konturlere bakmak işe yaramıyormuş. 2012’de yapılan bir araştırmaya (Charlie D. Frowd) göre insanlar yüzü çevreleyen bölgelere dikkat sarf ettiğinde, yüz hatırlama oranları düşüyormuş. 2011’de yapılan bir başka araştırmada (Iris Gordon ve James Tanaka), bir insanı önce görüp sonra ismini öğrendiğimizde, hatırlama oranınız yine ciddi biçimde düşüyormuş.

Ve son olarak da 211 tarihli bir başka araştırmada da (Takahiro Sekiguchi) yüz ve isim ilişkisi kurmada iyi olanların ne yaptıklarına bakılmış ve bu kişilerin karşısındakinin en çok göz çevresine odaklandığı saptanmış. Bu araştırmalar sayesinde, yüzlerle isimleri bir araya getirmekte zorlananlar için altı maddelik bir gelişim önerileri listesi çıkıyor:

1. Karşınızdakinin gerçekten gözüne bakın: Gözler birini hatırlamak için en iyi veri bankalarıymış. Üstelik zamanla ve yaşla en az değişen yüz bölgesi olduğu için de (kırışmasına ve ışığını biraz kaybetmesine rağmen temel özellikleri aynı kaldığından) karşınızdakinin ifadesini bir kez öğrendiniz mi unutmanız zorlaşıyormuş.

2. Derin bilgi işleme kanalları kullanın: Kelimelerden oluşan bir listeyi ezberlemek için yalnızca bu sözcüklere bakmak ya da yüksek sesle okumak yeterli değilmiş. Gerçekten de tecrübeyle sabit ki anlamlarını düşünmek, cümle içinde kullanmak, bunları bize çağrıştırdıkları başka kelimelerle kodlamak hatırlamada çok işe yarıyor. Benzer bir yöntem, isim ve yüzleri eşleştirmek için de öneriliyor. Yani bir insanın yüzüne baktığınızda ismiyle ilgili hatırlatıcı bir bağlantı bulmaya çalışmak, ikisini de hatırlamada çok işe yarıyormuş.

3. Mümkünse önce isim sonra yüz: Araştırmaların, ismini önce öğrenip kendisini sonra gördüklerimizi daha iyi hatırladığımızı gösterdiğinden bahsetmiştik. Örneğin bir iş görüşmesine, toplantıya, davete, partiye, eğitime vb. gidiyorsanız orada olacak kişilerin isimlerini önceden öğrenip sonra tanışmak hatırlama oranını artıracağı için iyi bir taktik olabilir.

4. Tanıştırılma sırasında iyi dinleyin: Bunun gerçekten önemli olduğunu tecrübeyle biliyorum zira nasılsa hatırlamayacağım diye biriyle yeni tanıştığımda ismine hiç dikkat etmiyorum. Uzmanlar tanışma anında ismi zihne iyice yerleştirmek için zaman ve dikkat harcamanın, daha sonra düşünmekten, çalışmaktan çok daha hızlı ve etkili olduğu görüşünde.

5. Evde pratik yapın: Bunun için en iyi yol, televizyon seyrederken ya da gazete/dergi okurken ünlülerin isimleriyle yüzlerini eşlemeye çalışmak. Özellikle de dizi veya film seyrederken oyuncuların gerçek isimlerini bulmak, hatırlamak, her sahnede tekrar zihninizden çağırmak işe yarayan ve kimseyi kırmayacak bir egzersiz olarak öneriliyor.

6. Rahatlayın: "İsimleri hatırlayamayacağım" diye gerilmek fiziksel olarak da gerçekten hatırlayamayacak hale getiriyormuş beyni. Çünkü hormonal sisteme binen stres yükü, vücutta kortizol üretimine neden oluyormuş. Bu da, her türlü hafıza fonksiyonuna zarar vererek psikolojik korkuyu fiziksel bir gerçeklik haline getirerek kısır döngüye neden oluyormuş. Sanırım bu konuda en önemli nokta, Süleyman Demirel kadar olmasa da isim ve yüz eşleştirmede ilerleme gösterebileceğimize inanmak ve korkup kaçmak yerine konunun üzerine gitmek. Ben denemeye kararlıyım zira bu iş böyle gitmez...

Anahtar Kelimeler:

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.