Patron Sloganları

Bu amaçla, üç ana sloganımız olacak. Bu sloganlardan ilki “Ha gayret, bu partiyi de yetiştirelim.”, ikincisi “Hadi aslanlarım, sahaya.” ve sonuncusu “Yaşasın İK, iyi ki sen varsın.” olacak. O zaman, hikayemizi anlatmaya birinci sloganla başlayalım. Sloganımız, Ha gayret, bu partiyi de yetiştirelim! Çok eskiler hatırlar, ekonomi demek üretmek demekti; ustalar, mühendisler yani mavi yakalılar patronların en gözde neferleriydi. O dönemde maviden başka renge de gerek yoktu zaten, ekonomik döngünün gerçekleşmesi için tek renk yeterliydi. İyi bir ustan ve deneyimli bir mühendisin varsa, üret üretebildiğin kadar, nasıl olsa müşteri kapıda ve sırada. Ürettiğin malı canının istediğine, canının istediği fiyattan satabilirdin. Organizasyonlar küçük, hedefler ve hayaller büyüktü. Patronun en büyük kaygısı, önceden siparişini ve parasını aldığı malı bir an önce üretmek ve daha atölyenin/fabrikanın kapısında müşteriye teslim edebilmekti.

Bu amaç için fabrikalar gün yirmi dört saat çalışır, vardiyalar bunun için döner ve o gri fabrika bacaları bunun için hiç durmadan tüterdi. Ama zamanın kısa tarihi insanoğluna, “değişmeyen tek şeyin değişim olduğu” kuralını binlerce kez öğretmemiş miydi? Dünyadaki birçok şey, takvim yılları gibi, azdan çoğa gitmiyor muydu? Otomasyon, sonrasında teknolojik gelişme ve son noktada bilişim azı çok yapmayacak mıydı? Tabi ki yapacaktı; yaptı ve hala yapıyor da. Önceleri saatte 10 birim ürün üretilen bantlarda üretim, önceleri 15 birime, daha sonraları 20 birime çıktı, şu anda geldiğimiz noktada ise sayımlar sürüyor ama maalesef saymaya yetişilemiyor.

Önceleri fabrikalarda üretime ayrılan büyük alanlar, yerlerini zamanla depolamaya bırakmaya başladı. Kapıdaki müşteriler azalıyor, buna karşın stoklardaki ürün sayısı ve çeşitleri artıyordu. Patronların “Ha gayret bu partiyi de yetiştirelim.” sloganlarını gittikçe daha az işitir olduk. Ve zamanla, Amerika görmüş daha dinamik ve donanımlı olan bazı patronların dudaklarında yavaş yavaş yeni bir slogan dolanmaya başlamıştı. “Hadi aslanlarım, sahaya.” Gelinen bu yeni noktada, sadece slogan değişmekle kalmamış, sloganın söylendiği hedef kitle de değişmişti. Ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Yazar Haydar Haydaroğlu