Royal Dutch Shell’in Afrika arama ve üretim bölümü başkan yardımcısı olan Ann Pickard’ın bu unvanı kulağa normal geliyor. Ancak Shell’in Nijerya’daki en üst görevlisi olarak Pickard petrol endüstrisi içinde en tehlikeli yöneticilik pozisyonunda bulunuyor olabilir.
Petrol bakımından zengin bu ülkede Shell en büyük uluslararası şirket; burada günde 300 bin varil petrol üretiyor ve bu da dünya üretiminin yüzde 10’una eşit. En üst görev ile Houston’da bulunan genel merkezlerdeki hesap çizelgeleri arasında dünyalar var. Burada yanlış yollarda dolaşan çalışanlar soyuldu ve öldürüldüler. Geçen yıl yerel bir Shell çalışanının beş yaşındaki kızı kaçırıldı; daha sonra zarar görmeden bırakıldı. Eylül ayında asiler bir Shell boru hattına, gaz fabrikasına ve petrol tesislerine saldırılar düzenledi, iki işçi öldü.
İki küçük çocuk annesi Pickard, eğer çocuklarının ve emekli deniz subayı kocasının tehlikede olduğunu düşünse Nijerya’da kalmayacağını söylüyor. (Sürekli olarak korumalar ve polis eskortuyla yolculuk ediyor.) Peki neden kalmaya devam ediyor? “Bu tür ortamları seviyorum, çünkü bir farklılık oluşturuyorsunuz” diyor. Sağlık programlarından üniversite burslarına kadar Shell’in yerel halka yaptığı yardımların toplandığı listeyi o oluşturuyor. Yine de Shell’in 70 yıldır Nijerya’daki bulunması hem çevreciler hem de kendi ulusal petrol zenginliklerinden daha fazla pay isteyen etnik azınlıklar açısından tartışmalı bir durum.
Shell için ekonomik hesabın temelleri çalışanlarının güvenliği kadar sağlıksız. Geçen yılın son çeyreğinde kazançlarda 716 milyon dolarlık bir kesinti kaydedildi; Nijerya’daki güvenlik sorunlarının bunda payı var. Ancak şirket direniyor; Pickard da öyle. “Geçmişteki işim her zaman genel merkezlerdeydi” diyor 53 yaşındaki Wyoming’li Pickard. 1980’lerin sonunda enerji işine girmeden önce şiddete maruz kalmış kadınlara koruma sağlayan yerlerin organizasyonunda görev almıştı. “Bence bu tür işleri genel merkezlerden yönetemezsiniz. Gerçekten anlayabilmek için işlerin tam ortasında kalmalısınız.”