Bugün: 19 Nisan 2024 Cuma
Favorilerime Ekle | Künye | Reklam
Ana Sayfa | İnsan Kaynakları
Print Al

Krizde İnsan Kaynakları'nın gücü

29 Temmuz 2012 Pazar::

Krizde insan kaynaklarını yönetmek ateşten gömlek giymek gibi. Ancak Prof. Wayne Brockbank’e göre işe bir de diğer taraftan bakmakta yarar var. İyi bir İK politikası, krizden güçlü çıkmayı da sağlayabilir.

Yazı Boyutu : A A A A

Prof. Wayne Brockbank, en önemli insan kaynakları gurularından biri. Brockbank, Michigan Üniversitesi Ross İşletme Okulu profesörü ve aynı zamanda insan kaynakları (İK) alanındaki bir diğer önemli isim Prof. Dave Ulrich ile birlikte önde gelen eğitim ve danışmanlık şirketi RBL Group’un kurucu ortağı. Stratejik İK uygulamaları, yüksek performanslı kurum kültürü yaratılması, liderlik gibi konularda uzman. Aralarında GE, Unilever, Citigroup, Microsoft, IBM, Ericsson, BP, Wal-Mart, Goldman Sachs, ve HP’nin bulunduğu birçok şirkete eğitim vermiş, danışmanlık yapmış olan Brockbank, ayrıca yazarları arasında yer aldığı “İK Yetkinlikleri” ve “İK’nın Vaat Ettiği Değer” kitapları ile de tanınıyor. Brockbank ile kriz döneminde uygulanması gereken İK stratejilerini konuştuk.  


Kriz dönemlerinde İK departmanlarının politikası ne olmalı?


İK’nın kriz dönemlerinde iki sorumluluğu var. Biri bu sorundan çıkmayı sağlamak, ikincisi de tekrar bu sorunun yaşanmasını engellemek. Bugün yaşanan krizin ortaya çıkmasının en önemli nedenlerinden biri insanlara fazlasıyla teşvik verilmiş olması. Bu teşvikler kısa vadede sonuç üretse de uzun vadede kaos yaratıyor. Örneğin, mortgage pazarındaki şirketler kârlarını maksimize etmek için daha çok insana kredi verdiler ancak bunu yapabilmek için risklerini takip etmediler. Parayı geriye ödemeyecek insanlara da kredi verdiklerinden beklenmeyen sonuçlara hazırlıklı olmaları ve bunu öngörüyor olmaları lazımdı.


Aynı şekilde insanları işe alırken, eğitirken, geliştirirken ve ödüllendirirken kısa vadedeki sonuçlar değil uzun vadedeki sonuçlar dikkate alınmalı. İşi o kadar iyi anlamaları lazım ki kısa vadede kârı maksimize ederken uzun vadede bir kaos yaratıp yaratmadıklarını göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Aslında İK’nın uygulamaları o kadar önemli ki bu unsurlar şirketin nereye gittiğini belirliyor. Bu nedenle İK’nın uygulamalarını beklenen sonuçlara göre dizayn etmesinin yanında beklenmeyen sonuçları da göz önünde bulundurması lazım. Bunu yapmazlarsa krizlerde benzer sorunlarla karşılaşmaları mümkün.  


İK departmanları, şirket çıkarıyla çalışanları koruma arasında nasıl bir politika izlemeli?


Bazıları der ki, krizler harcanamayacak kadar değerli fırsatlardır. Daha önce şirketlerin cesaret edemedikleri şeyleri yapmaları için fırsat yaratırlar. Bence burada üç adım var. İlk olarak bir şirketin İK departmanının kimlerin en çok değer yarattığını ortaya çıkarıp onları ellerinde tutmaları ve diğerleri ile yollarını ayırmaları gerekir. Ama bunu sadece kriz dönemlerinde değil her zaman yapmaları gerekir. Böylece kriz dönemlerinde kimleri işten çıkaracaklarını düşünmelerine gerek kalmaz.

Anahtar Kelimeler:

Yorumlar
Yorumlarınızı yazmak için tıklayın>>
Bu haber için henüz yorum yapılmamış.
Bu Kategorideki Diğer Haberler
İktibas Yazarlar

Namaz Vakitleri
İnsan Kaynakları
Şirket Kültürü
Kişisel Gelişim
Liderlik
İş Yönetimi
En Çok Okunanlar
En Çok Yorumlananlar
Künye | Bize Ulaşın | Gizlilik İlkeleri
Copyright ©2012 yonetimhaber.com | | info@yonetimhaber.com
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz © 2011-2012, Tüm Hakları Saklıdır.