Print Al |
CHP'nin başvurusu nedeniyle Hava-İş Sendikası üyesi işten çıkarılan bazı THY çalışanları ile Deri-iş Sendikası, Harb-İş Sendikası üyeleri de Anayasa Mahkemesi önünde toplandı. Slogan atan grup, ''Hava iş kolunda grev yasağına hayır'' yazılı pankartlar taşıdı. CHP'li 120 milletvekilinin imzaladığı başvuru dilekçesi, İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi ve Ankara Milletvekili İzzet Çetin tarafından Anayasa Mahkemesi'ne sunuldu. Başvurunun ardından açıklama yapan Çelebi, dilekçenin siyasi olmadığını, dilekçeyle grev konusunda evrensel değerlerin ve kuralların nasıl ihlal edildiğinin hukuksal olarak ortaya konulduğunu söyledi. 12 Eylül darbesi yasalarında bile havacılık iş kolunda grev yasağı getirilmediğini belirten Çelebi, Kanun'un Anayasa'nın birçok maddesine, Türkiye'nin altına imza attığı ILO Sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Şartı'na aykırı olduğunu ileri sürdü. Çelebi, ''Uluslararası alanda da kabul edilemez bu hatadan dönülmelidir. Sosyal devletin çöküşü insanlığın çöküşüdür. Bu dilekçe, emeğin, alın terinin, demokrasinin, sadece haklarını aradılar diye işlerine son verilen emekçilerle dayanışma dilekçesidir'' diye konuştu. Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin de hava iş kolunda çalışan sendika üyesi 17 bin işçinin, yıllardır gösterdiği büyük emek ve özveri sayesinde Türk Hava Yolları'nın dünyaca tanınan bir kurum haline geldiğini söyledi. Ayçin, ''Özverimizi, her türlü şartlarda uçakların yerde kalmaması adına kullanan bizler, çocuklarımıza ve ailemize ayırmamız gereken zamanı bu ülke insanlarına ayıran bizler ödüllendirilmemiz gerekirken, en temel hakkımız elimizden alınmış, grev hakkımız ortadan kaldırılmıştır'' dedi. Ayçin, grev haklarını alıncaya, işten atılan 305 çalışan işlerine geri dönünceye kadar mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti. BAŞVURU DİLEKÇESİNDEN Dilekçede, 6321 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'nun ''Yasağın bulunduğu işler'' başlıklı 29. maddesine (6) numaralı bent eklenerek ''Havacılık hizmetleri''nin grev yasağı olan işler arasına alındığı hatırlatıldı. Grev hakkının, niteliği ve tanımı itibarıyla emekçilerin özellikle ve öncelikle ekonomik haklarını elde etmelerinin uluslararası sözleşmelerde ve demokratik ülkeler anayasalarında güvence altına alınan hukuksal bir hak arama yolu iken, ekonomik gerekçelerle yasaklanarak güçsüzlerin güçlüler karşısında savunmasız bırakılmasının, sosyal hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacağı belirtildi. İş kolunda yetkili Hava-İş Sendikası'nın, ekonomik-siyasal düzen içinde günümüze kadar 6 kez greve gitmek zorunda kaldığı anımsatılan dilekçede, bu nedenle hava taşımacılığı iş kolunda çalışanlar açısından grev hakkının kazanılmış bir hak olduğu kaydedildi. Dilekçede, havacılık hizmetlerinin ekonomik gerekçelerle grev yasağı kapsamına alınmasının, silahların eşitliği ve hukuki istikrar ilkelerini yok ettiği ve hava taşımacılığı iş kolunda çalışan Hava-İş Sendikası üyesi işçilerin ve Hava-İş Sendikası'nın kazanılmış haklarını ortadan kaldırarak, hukuki güvenliklerini ortadan kaldırdığı için Anayasa'nın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu savunuldu. Havacılık hizmetlerine grev yasağı getirilerek, havacılık hizmetleri yürüten sermaye kesimine yasa önünde eşitlik ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde ekonomik gerekçelerle imtiyaz tanındığı, böylelikle Anayasa'nın eşitlik ilkesinin de ihlal edildiği de öne sürüldü. Anayasa'nın 90. maddesindeki, uluslararası sözleşmelerin, kanunlar karşısında üstün norm kabul edileceği kuralına da yer verilen dilekçede, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO), zorunlu/temel hizmetlerde grevin yasaklanabileceği durumları belirlemek için halkın tamamının veya bir bölümün yaşamına, kişisel güvenlik ve sağlığına yönelik açık ve yakın bir tehdidin varlığı ölçütünü aradığı belirtildi. ILO Örgütlenme (Sendika) Özgürlüğü Komitesi kararlarında, zorunlu olan ve olmayan hizmetler ile grev kısıtlama ve/veya yasakları kapsamına alınabilecek kişiler konusunda örnekler verildiği belirtilen dilekçede, komiteye göre, ''hava trafik kontrolü''nün zorunlu, temel hizmetler arasında sayıldığı ve buralarda grev hakkının sınırlanabileceğinin öngörüldüğü ifade edildi. Dilekçede, hava trafik kontrolü hizmetlerinin, havacılık hizmetlerinin çok küçük bir bölümünü içerdiği belirtilerek, ''Bu bağlamda, hava trafiğinin kontrolüne ilişkin olmayan havacılık hizmetlerinde genel bir grev yasağı getirilmesi, 87 sayılı sözleşmeye ve denetim organlarının yerleşik kararlarına açıkça aykırıdır'' denildi. Dilekçede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) grev hakkına ilişkin maddesine atıfta bulunularak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin grev hakkıyla ilgili kararlarından örnekler verildi. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ Getirilen grev yasağını protesto eylemlerine katılan 305 işçinin iş akitlerinin haksız ve hukuksuz bir şekilde feshedildiği de kaydedilen dilekçede, şu gerekçelere yer verildi: ''Toplu iş sözleşmesi aşamasında havacılık hizmetlerine grev yasağı getirilmesi, Hava taşımacılığı iş kolunda çalışan ve aileleri ile birlikte 50 bin kişiye ulaşan toplumun geniş bir kesiminin insan onuruna yakışır bir gelir seviyesinde refah, mutluluk ve huzur içinde yaşamaları olanağını ortadan kaldırarak ileride telafisi olmayan zarar ve ziyanlarının doğmasına neden olmuştur. Ayrıca grev yasağı getirilmesinden dolayı 305 emekçinin iş akitlerinin hukuksuz bir şekilde feshedilerek bu kişilerin işsiz, gelirsiz ve güvencesiz bırakılması kişileri doğrudan zarar ve ziyana sokmuştur. İptali istenen düzenleme yürürlükte kaldığı sürece, hava taşımacılığı iş kolunda çalışanların ve işten atılanların ileride telafisi olmayan zarar ve ziyanlarının süreceği apaçık bir gerçektir.'' |
Kaynak: The Lira , Link : http://www.thelira.com/haber/102508/hava-is-koluna-grev-yasagi-getiren-kanuna-iptal-istemi
Anahtar Kelimeler: