Print Al |
Elazığ’ın kuzeyinde; eskiden Murat suyu, sonra Keban Barajı geçilerek gidilebilen, dağlar arasında şirin bir ilçemizdir, Çemişgezek. Ulaşımın zor olması, etrafın dağlık ve sarp kayalık olması; sürekli göç vermesine ve sürgün yeri olarak anılmasına yol açmıştır. Hâlbuki yeşilliği, güzel insanları ve misafirperverlikleriyle; gelenlerin gitmek istemediği, gidenlerin ise sürekli özlemle andıkları bir yerdir. Sizlere imkânsızlıkların çok olduğu bir dönemde yaşayan, sağlık konusunda yörede ün salmış bir insandan bahsetmek istiyoruz. Zeki Özen, 1924 yılında doğmuş; haşarı sayılabilecek, esprili ve adı gibi zeki bir kimsedir. İlkokulu; ilçesinde okumuş, daha sonra Malatya Akçadağ sağlık okuluna gitmiştir. Mezuniyetten sonra memleketinde sağlık memuru olmuştur. Sağlıkçılık, onun yardımsever ve fedakâr yapısına tam olarak uymuş; hem çok dua almış, hem de çevresinde ve köylerde çok sevilen bir kanaat önderi haline getirmiştir. Güler yüzü, çoğu kez o yıllarda ilçede bulunmayan doktor ve sağlık personelinin olmaması, onu alanında yetişmesini sağlamıştır. Araçların olmadığı veya çalışmadığı yer ve zamanlarda; at, eşek gibi, binek hayvanları onun ulaşım araçları olmuştur. Yaz-kış, gece-gündüz; çevre köyler de dâhil her türlü zorlu hastalıklarda, Allahü Teâlâ’dan sonra, ümit bağlanan bir kişi haline getirmiştir. O da bunun hakkını elinden geldiğince yerine getirmiş, hatta resmiyle birlikte “Çemişgezek’in Lokman Hekimi” başlığıyla gazetelere haber bile olmuştur. Osman Bedrettin (İmam Efendi) Hazretlerinin muhiplerinden olan babası Ahmet Mazhar Efendi; bir çocuğunun ismini Osman Bedrettin koyar, aynı zamanda Kuran-ı Kerim okumaya da çok önem veren bir zattır. Hatta vefatından önce çiftliğinde 10 hatmi şerif okuyup, elma dalına astığı esprisini yaparak, çocuklarına vefatından sonrada kendisi için bağışlanmasını vasiyet etmiştir. Zeki Özen’de ilk çocuğunun ismini, muhtemelen 15 yıl Çemişgezek’te ikamet eden, ailesinin de manen bağlı olduğu, Osman Bedrettin (İmam Efendi) Hazretlerinin oğlunun ismi olan, Ziyaeddin koymuştur. O da dedesiyle birlikte çiftliğin kurulmasında ve ilçe belediyesinde çok hizmet etmiştir. Cömertliği; yemekten ziyade yedirmeyi sevmesi, bir başka güzel hasletidir Zeki Özen’in. Dostlarına, akrabalarına düşkünlük, çocuk ve torunlarına ikramları, belki de en çok zevk aldığı anlar olmuştur. 1971 yılında Çemişgezek’te misafir olan Arif Nihat Asya’yı, Erhan Saraçoğlu, (Zeki Özen), Arif Nihat Asya, Nurullah Özkan, Senayi öğretmen, Turan Ata, İbrahim Aksakal ve Mehmetşah Gökalp gibi arkadaşlarıyla birlikte; hem gezdirmişler, hem de fotoğraf çektirmişlerdir. Arif Nihat Asya’da Çemişgezek’i anlatan güzel bir şiir yazmıştır. Her fani gibi o da 2011 yılında ömrünü tamamlamış, ardından da hayırla yâd edilecek birçok hatıra bırakmıştır. Musallada “merhumu nasıl bilirdiniz?” Diye sorduklarında, gönül rahatlığıyla “Çok iyi bilirdik” diyebilecek bir ömür sürmüştür. Şimdi bizden beklentisi, tüm geçmişlerimiz gibi dualar, Fatihalar ve salavattır. Allahü Teala rahmet eylesin. Salih Yazıcı 1983 yılında halasının da oğlu olan, şair Nurettin Uytun’un “Hekim-i Şöhret Zeki” başlığıyla aşağıdaki şiiri yazmıştır. Hekim-i Şöhret Zeki Şöhretli hekim olmuş halamın oğlu Zeki, Var mıdır, bilmem acep, Çemişgezek’te teki; İhmali olmamıştır, bir güne gün vaki Her yardıma teşnedir, can-ı gönülden koşar. Binbir çiçekten ilâç dağıtır hastalara, Nice dersler öğretir şöhretli ustalara, Kepekli ekmeğini değişmez pastalara; Şanı ilçeden ile bütün ülkeye taşar. Granitten bir kütle mazisinden kopamaz, Fec’r ile ayaktadır, başka türlü yapamaz. Yeydir istikameti, eğri yola sapamaz. Zamanı kovalayıp tüm gönüllerde yaşar. Bir eli Zogorni’de, ayağı Tatar’dadır; Bazan ya cumadadır, camide, yatırdadır, Gözden uzak olsa da gönülde, hatırdadır, Uğraşır mekân bilmez, tüm müşkülleri aşar. Diğerkâmlık ondadır, vefa yine ondadır, Amel iyi niyette, düşüncede candadır, Fazilet, huzur onda; insanlık kanındadır, Bu dürüst karektere el âlem tümden şaşar. Hatıralar dün gibi tazeliğiyle kalsın, Zeki’me memlekete bizlerden selam olsun, Taşını toprağını hayal ederek bulsun Bereketlenen sevgiye hülya seliyle coşar… Erenköy 14.5.1983 Nurettin Uytun Arif Nihat Asya’nın Çemişgezek’i anlatan şiiri; Çemişgezek Gel: İnişlerimde yokuşlarımda Basamak basamak bahçeler olur: Birinde oturan, der; “varsa eğer Dünyada dinlenme budur!” Taşlı yollar geçip, şu kaynaklara Çevrilen yolcunun gördüğü, düştür, İnsanlar yanında şişlerin de Gözler’de rahatı düşünülmüştür!.. Alıcı gözüyle bak geçenlere Saklanıp içine şu delik taşın. Birini seçerek aralarından, Dünürcüler yolla evine yarın!.. Dutları dalda ye, balı petekte. Bir balayı yaşa Çemişgezek’te Sokaklarda ninni söyler oluklar, Uyusun, büyüsün diye çocuklar!.. Yazık ki bırakıp bu hür havayı, Göçer çocuklarım, göçer boyuna… Kırklar bana Tağar Çayı’nı yollar, O akar gider Murat Suyu’na. Gözden ve gönülden çıkarırlarsa Büyüttükleri bu güzellikleri; Uğrayana bir gün benim de ancak Masalımı söyler “İn Delikleri” Daha dün hem kendim hem ülkem için Gönüllü şehitler vermeyi bildim; Böyle hor görülüp, terk edilecek Bir yer değildim!.. Ovamı dar bulup gidenlerimle Aramda kalan bir bağ olmalıydı; Ya okutmalıydı şiirimi Uytun Yahut Nüzhet Dede’m sağ olmalıydı. Fakat Bayrambaba, Pir Hüseyin’im var, Ki bu toprakların Ulusudurlar… Onlara söylerim dileklerimi; Dilekçemi onlar okurlar. Arif Nihat Asya KAYNAK TÜRKİYE GAZETESİ ÜNAL BOLAT https://www.turkiyegazetesi.com.tr/kose-yazilari/unal-bolat/bir-zamanlar-cemisgezekin-lokman-hekimi-zeki-ozen-637396 |
Kaynak: , Link : www.turkiyegazetesi.com.tr/kose-yazilari/unal-bolat/bir-zamanlar-cemisgezekin-lokman-hekimi-zeki-ozen-637396
Anahtar Kelimeler: