Print Al |
Allahü teâlâ, birçok duâları Aşûre günü kabûl buyurdu. Âdem aleyhisselâmın tövbesinin kabûl olması, Nûh aleyhisselâmın gemisinin tûfândan kurtulması, Yûnüs aleyhisselâmın balığın karnından çıkması, İbrâhîm aleyhisselâmın Nemrûdun ateşinde yanmaması, İdrîs aleyhisselâmın diri olarak göğe çıkarılması, Yakûb aleyhisselâmın, oğlu Yûsuf aleyhisselâma kavuşması ve gözlerindeki perdenin kalkması, Yûsuf aleyhisselâmın kuyudan çıkması, Eyyûb aleyhisselâmın hastalıktan kurtulması, Mûsâ aleyhisselâmın Kızıldeniz’den geçip, Firavun’un boğulması ve Îsâ aleyhisselâmın vilâdeti ve Yahûdîlerin öldürmesinden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması hep Aşûre günü oldu. Nûh “aleyhisselâm” gemide aşûre tatlısı pişirdiği için müslümânların Muharremin onuncu günü aşûre pişirmesi ibâdet olmaz. Muhammed “aleyhisselâm” ve Eshâb-ı kirâm “radıyallahü anhüm ecma’în” böyle yapmadı. Bugün aşûre pişirmeyi ibâdet sanmak, bidattir, günâhtır. Muhammed aleyhisselâmın yaptığı veyâ emrettiği şeyleri yapmak ibâdet olur. Din kitâplarının yazmadığı, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirmediği şeyleri yapmak, sevâp olmaz. Günâh olur. O gün, herhangi bir tatlı yapmak, tanıdıklara ziyâfet, fakîrlere sadaka vermek sünnettir, ibâdettir. İbni Âbidîn, beşinci cild, iki yüz yetmiş altıncı sahîfede diyor ki, (Kirpiklere sürme çekmek sünnettir. Fakat, bunu yalnız Aşûre günü yapmak harâmdır). Hazret-i Hüseyn “radıyallahü anh” o gün şehît oldu diyerek, mâtem tutmak, dövünmek de bidattir. Günâhtır. Şîîler, hazret-i Hüseyn için mâtem tutuyorlar. Hazret-i Hüseyin’i, Hazret-i Alî’nin oğlu olduğu için, tapınırcasına övüyorlar. Ehl-i sünnet ise, onu Resûlullahın “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” torunu olduğu için çok seviyoruz. İslâmiyette mâtem tutmak yoktur. Müslümânlar, yalnız Aşûre günü mâtem tutmaz. Kerbelâ fâciasını hâtırlayınca her zamân üzülür. Kalpleri sızlar. Gözleri kan ağlar. İslâmiyette mâtem tutmak olsaydı, Aşûre günü değil, Resûlullah’ın Tâif’de mübârek ayaklarının kana boyandığı ve Uhud’da mübârek dişinin kırılıp, mübârek yüzünün kanadığı ve vefât ettiği gün mâtem tutulurdu. Muharrem ayı Kur’ân-ı kerîmde kıymet verilen 4 aydan biridir. Muharrem ayının birinci günü Müslümanların kamerî senesinin, birinci günüdür. Kâfirler, kendi yılbaşıları olan Ocak ayının birinci gecesinde, noel baba yapıyorlar. Güyâ Hıristiyan dîninin emretdiği küfürleri işliyorlar. Bu gecede tapınıyorlar. Hicrî Kamerî Takvimde; Muhammed aleyhisselâmın, Mekke’den Medine’ye hicret ettiği sene, başlangıç kabul edilir. Hicretten 70 gün önce, Muharrem ayının 1’i olan ilk Kamerî senebaşı, milâdî 622 yılının Temmuz ayının, 16’sına rastlayan Cuma günü idi. Müslümanlar yılbaşı gecelerinde ve günlerinde müsâfaha ederek, telefonla, mesajla veya mektup yazarak tebrikleşirler. Birbirlerini ziyâret eder ve hediye verirler. Yılbaşını dergi ve gazete ilânlarıyle kutlarlar. Yeni yılın, birbirlerine ve bütün Müslümanlara hayırlı ve bereketli olması için duâ ederler. Büyükleri, akrabayı, âlimleri evinde ziyâret edip duâlarını alırlar. Bugün de bayram gibi temiz giyinip, fakirlere sadaka verirler. Muharrem ayının ilk 10 gün ve gecesi, mübârek gün ve gecelerdendir. Muharrem ayının ilk günü ve 10. günü olan Aşûre günü okunacak duâ: Elhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn. Allahümme ente’l-ebediyyü’l-kadîm, el-hayyü’l-kerîm, el-hannâ-nül mennân. Hâzihî senetün cedîdetün. Es’elüke fîhe’l-ısmete mineşşeytânirracîm vel avne alâ hâzihinnefsi’l-emmâreti bissûi ve’l-iştiğâle bimâ yukarribünî ileyke, yâ ze’lcelâli ve’l-ikrâm, birahmetike yâ erhamerrâhimîn. Ve sallallâhü ve selleme alâ seyyidinâ ve nebiyyinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve ehl-i beytihî ecmaîn.” |
Kaynak: , Link : www.turktakvim.com/index.php?tarih=2021-08-08&page=arkayuz
Anahtar Kelimeler: